Güncelleme Tarihi:
"Bize destek olanlara teşekkür ediyorum. Bu milletimizi var olduğu sürece devletimi yıkmaya kimsenin gücü yetmeyecek. Gözaltına alınmalar, tutuklanmalarla geçen bir yıl oldu. Bizler serbest kaldıktan 5 gün sonra ne hikmetse, aynı savcı bir dosya daha açıyor. Aynı hakimin de nöbetine bekleyerek bir düzen kurmuşlar. Bir savcıya kumpas kurmayı yakıştıramadığım için düzen kurmuşlar diyeyim. Biz görevde iken PKK’lılar, Kuzey Irak’taki kamplarında bile rahat uyku uyuyamıyorlardı. ’Acaba sonumuz ne zaman geldi’ diye dertlenip duruyorlardı. Uludere olayıyla başlayan bir süreç var. Ülkemiz hukuk devleti olmaktan çıktı. Parti devleti oluyoruz. Polisimiz devletinin polisi olmaktan çıktı. Ben devletin polisiyim, parti polisi değilim. Kimsenin polisi değilim. Ülkede bombalar patlıyor. Uyuyan hücreler var. Bunların nerde olduğunu kimse bilmiyor. Patlamalar gizlenmeye çalışılıyor. Abdullah Öcalan’a verilen sözler yüzünden gözaltına alınıyorsam, devlet adına utanç duyarım ama kendi adıma gurur duyarım. Gündemi ne yaparlarsa yapsınlar, bizi kaç kere gözaltına alırlarsa alsınlar, tutuklarlarsa tutuklasınlar, hırsızlık gündemini değiştiremezler. Bize kimse hırsız diyemedi, çaldınız diyemedi. Telefon dinlediniz şöyle yaptınız böyle yaptınız diyorlar. Görevle ilgili sorular soruyorlar. Ama hırsızlar, hala hırsızlık yapmaya devam ediyorlar. Bu da değişmeyecek hırsızı olarak kalacaklar."
Savcılara da ’devletin savcısı olun, partiye angaje olmayın’ diye seslenen Taner Aydın, "Savcılara, hakimlere bir partiye angaje olmayı bırakmalarını tavsiye ediyorum. Devletin savcısı, hakimi, polisi olsunlar. Bu devlet hepimize yeter. Cemaat diyorlar, paralel diyorlar, bunlar ciddi olarak rahatsız olduğum bir konu. Ben devletin polisiyim. Benim mensup olduğum bir cemaat var. İslam cemaati mensubuyum. Kendi zamanında PKK gibi isyanları bastıran, sahte halifelere haddini bildiren Hz. Ebubekir’in cemaatindeyim. Kendi çocuklarına haram yedirmeyen Hz. Ömer’in cemaatindeyim.Tüm malını mülkünü devletine vermiş Hz. Osman’ın cemaatideyim. İki oğlunu şehit vermiş, kendisi şehit olmuş Hz. Ali’nin cemaatindeyim. ’Hırsızlık yapan kendi kızım Fatıma da olsa elini keserim’ diyen Hz. Muhammedin cemaatindenim. Bin kere tutuklasalar, bin bir kere polis olsam, yine bu hırsızlarla mücadele ederim. Çalmış olduğu paralarla, bu haramzadelere bin bir gece masallarını yaşatmayacağız. Yine tutuklanacağım, bunu baştan biliyorum. Çünkü hakim, başsavcıyla toplantı yaptı ve listeler eline verildi" dedi.
GÖZALTI SAYISI 19’A ÇIKTI
Taner Aydın’ın, teslim olmasıyla, operasyonda gözaltına alınan polis sayısı 19’a çıktı. Aralarında Hasan Ali Okan’ın da bulunduğu 7 polisin yakalanması için çalışmaların sürdüğü açıklandı.
KORNA ÇALANA 88 LİRA CEZA
Bu arada Çankaya’daki Terörle Mücadele Müdürlüğü önünde destek için bekleyen kalabalığa, Gazi Bulvarı’ndan geçen araçlardaki sürücüler de korna çalarak destek verdi. Buradaki trafik polislerinin korna çalan araçların plakalarını aldığı gözlendi. Polislerin gereksiz klakson çalarak çevreyi rahatsız ettikleri için bu sürücülerin plakalarına 88’er lira trafik cezası yazıp, adreslerine göndereceği öğrenildi.
İzmir’de, İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde görev yaptıkları dönemde, kamu görevlilerinden, işadamlarına, gazetecilerden, askerlere kadar birçok kişiyi, sahte isimlerle dinledikleri gerekçesiyle haklarında yakalama kararı çıkartılan 26 polisten birisi olan Başkomiser Talha Ülkümen, teslim oldu. Talha Ülkümen, Basmane Meydanı’nda toplanan vatandaşların Türk bayraklı sevgi gösterileriyle karşılandı.
Burada açıklama yapan Ülkümen, şunları söyledi:
"Ismarlama operasyonla gözaltına alınmıştım. Geçen Ağustos ayında. Ben 8 sene istihbarat şubede çalıştım. Birinci operasyon kapsamında 40 gün cezaevinde kaldım. Şimdi tutuksuz yargılanıyordum. Bunun kanundaki yeri, ek bir iddianame hazırlanmasıydı. Biz orada soruları cevaplardık. Bu ülkenin dağ gibi bir PKK sorunu olduğunu söylemiştik. Ülkesini sevenlerin önünü kesmek için böyle bir dosyalara gerek yok. 5 ay önce yapılan operasyondan hiçbir değişiklik yok. Değişen dağ gibi olan PKK, everest gibi oldu. ŞU anda terörün yoğun olmadığı yerlerde bile kendi öz polisimiz, kendi devletimizde parya görevi görüyor. Zırhlı araçlarla gezmek zorunda kalıyor. Teröristler, ellerini kollarını sallayarak, ülkenin dört bir yanında dolaşıyor. Ne hapis, ne gözaltı, ne zindan bizi korkutamaz, yıldıramaz. Bizi devletinin düştüğü bu aciz durumdan daha öte üzmüyor. Yolun bu tarafında olmaktan çok memnunum. Ağzım dolu dolu Silivri’de yatan yiğitlere selam söylüyorum. Bütün çiçekleri kaparsanız da, baharın gelmesini engelleyemezsiniz."
Talha Ülkümen daha sonra, babası Faruk Ülkümen ve Annesi Atiye Ülkümen’in elini öperek vedalaştı. Ardından, eşi Melike Ülkümen’le el ele emniyet müdürlüğüne kadar yürüyüp teslim oldu. Bu sırada hem emniyet binası yakınında toplanan vatandaşlar hem de Talha Ümkümen’in, ailesi yaşananlara tepki gösterdi.
GÖZALTI SAYISI 18’E ÇIKTI
Talha Ülkümen’in teslim olmasıyla, operasyonda gözaltına alınan polis sayısı 18’e çıktı. Aralarında hasan Ali Okan’ın da bulunduğu 8 polisin yakalanması için çalışmaların sürdüğü açıklandı.