Güncelleme Tarihi:
Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, petrol, enerji ve ara malı ithalatının, cari açık rakamlarını artırdığını belirterek, çözüm yolunun enerjide yenilenebilir kaynaklar, verimli kullanım ve nükleer santralden, ara malında ise girdi tedarik stratejisinden geçtiğini söyledi. Yorgancılar, son günlerin tartışma konusu Türk Ticaret Kanunu'nun ise Vergi Usul Kanunu ile birlikte yürürlüğe girmesi gerektiğini savundu. Gündoğdu Rotary Kulübü'nün toplantısına katılan Ender Yorgancılar, “Rakamlarla Türkiye ve İzmir” sunumunda, akaryakıt fiyatlarındaki artışla gündemin ilk sıralarına yerleşen petrol ve enerji faturasına dikkat çekti. 2011 yılındaki 77 milyar dolarlık cari açığın 54 milyar dolarının enerji ithalatından kaynaklandığını bildiren Yorgancılar, “Petroldeki her 10 dolarlık artış, cari açığı 5 milyar dolar artırmaktadır. 125 dolarlık petrol fiyatı, 2 ayda cari açığa 7.5 milyar dolarlık yük getirmiştir. Şimdiki enerjimiz, ekonomide 2023 yılı hedefleri için gerekli sanayi üretimini besleyecek durumda değildir. Enerji ithalatını azaltmanın yolu yenilenebilir enerji kaynaklarından, enerji verimliliği bilincinden, deprem riski olmayan yerde bilimin ve çağın gereklerine uygun nükleer enerjiden geçiyor. Geleceğimiz için çözüm, doğru politikaların uygulanmasındadır” dedi. Yorgancılar, cari açık sorununun da, ithal edilen ara mallarının girdi tedarik stratejisiyle Türkiye'de üretilmesi sağlanarak ortadan kalkabileceğini savundu. 2011'de 135 milyar dolarlık ihracat yapılmasına karşılık sadece ara malı ithalatının 173 milyar dolar olduğuna işaret eden Yorgancılar, “İthalata olan bağımlılığımız dış ticaret açığını artırmış ve yeniden ara malı üretiminin önemini ortaya çıkarmıştır. Toplam ihracatın ara malını dahi karşılayamıyor hale gelmiş olması, yapısal sorunların çözümünü zorunlu kılmaktadır. Bu da üretime dayalı bir sanayi politikasının zorunluluğunu açıkça ortaya koymaktadır. Cari açığı Girdi Tedarik Stratejisiyle durdurabiliriz. Belli sektörlerde başlayan Girdi Tedarik Stratejisi çalışmaları ile yerli üretimin korunması, yurtdışından ithal edilen ürünlerin Türkiye'de yapılabilmesi en büyük dileğimizdir. Sanayimizin ara malı ithaline değil üretimine yönelmesinin, yatırım teşvik politikalarının şekillenmesinde, ara malı üreten KOBİ'lerimizin rekabet edebilmesinde ve yüzde 247 oranında artan cari açığın azaltılmasındaki rolü ortadadır” diye konuştu.
Sunumunda sektörel örnekler de veren Yorgancılar, gübrede yüzde 72, demir çelikte yüzde 69, kimyada yüzde 56, motorlu kara taşıtlarında yüzde 51, kauçuk ile plastikte yüzde 45'er, elektrik makineleri ve teçhizatlarında yüzde 37, bitkisel yağlar ve tohumda yüzde 33, hayvan yemi, mantar ağaç ve odunda yüzde 31'er, demiryolu araçlarında yüzde 27, hububatta yüzde 25, tekstilde yüzde 43, hazır giyimde yüzde 19, hayvancılık ürünlerinde yüzde 16, mobilyada yüzde 11 hatta sebze ve meyvede bile yüzde 9 oranında ithal ara ve yatırım malı bulunduğunu bildirdi. Avrupa'daki her 3 evden birinde Türkiye'de üretilmiş beyaz eşya bulunmasıyla övündüğümüzü belirten Yorgancılar, “Ancak buzdolabının hayati parçası kompresörü ithal ediyoruz. Ev tipi soğutucularda kullanılan kompresörlerin ana parçaları bakır ve demirden üretiliyor. Çin, 2005 yılından bu yana bakır ve demir cevherlerinin bulunduğu ülkelerdeki madencilik yatırımlarını artırdı, gelecek 10 yılda daha da artıracak” uyarısını yaptı.
Gelecek açısından önemli
Ender Yorgancılar, yabancı sermayenin doğrudan yatırımlardan elde ettiği gelirin kar transferinin 2010 yılında yeniden artışa geçtiğini, 2002 yılından bu yana ise kar transferi toplamının 18 milyar dolara ulaştığını söyledi. Yorgancılar, “Yabancı gelmiş, borsada, ticarette kazanmış, vergi ödemeden yurtdışına götürmüş. Turizme gelen paranın sadece yüzde 2'si yatırımda. Kar transferi PETKİM’in 3 tane Star rafinerisine bedel. Bu projeler ülkemizin geleceği açısından önemli. Yabancı sermayenin çok özel teşviklerle yatırım yaparak, istihdam yaratarak ülkemizde kalmasını sağlayacak modelin uygulanması gerekiyor” dedi.
Karşılığını almak istiyoruz
Yorgancılar, ayrıca, İzmir olarak devlete olan katkısının karşılığını almayı beklediğini söyledi. İzmir'de tahakkuk eden verginin neredeyse tamamına yakınının tahsil edildiğini, vergi gelirlerinde 25 milyar liralık hedefin 3 milyar lira aşıldığını kaydeden Yorgancılar, “Kentimizin devletin gelirlerine olan katkısına rağmen yatırımlardan aldığı payın arasındaki tezatlık, gelişmemizin önündeki en büyük engellerden biridir. İzmir'in genel bütçeye yaptığı yüzde 9.59'luk paya karşılık bütçe harcamalarından aldığı pay yüzde 2.2'lerde kalmıştır. Bütçe vergi gelirlerindeki tahsilat oranı yüzde 87 olan İzmir'in kamu yatırımları içindeki payı yüzde 1.7'ler civarındadır. Son 2 yılda önemli yatırımlar yapılmasına rağmen bütçe gelir-giderlerine bakıldığında İzmir devletten 1 alıp devlete 4 vermektedir. 14 vermeye de hazırız. Ancak diğer illerdeki gibi verilenin en az yarısı kadar yatırım bekliyoruz” diye konuştu.
Öncelikli beklentiler
EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Yorgancılar, İzmir'in öncelikli beklentilerine bakıldığında ilk sırayı ulaştırma ve lojistik projeleri ile EXPO'nun aldığını tekrarladı. Yorgancılar, “İzmir'in lojistik merkezli yapı oluşumu iyi değerlendirilerek İstanbul-İzmir Otoyolu'nun her iki kentten başlatılması, İzmir-Ankara Yüksek Hızlı Tren projesinin ihale süreci, mendirek temeli atılan Çandarlı Limanı projesinin sonuçlandırılması, Alsancak Limanı'nın kapasitesinin artırılması, kruvaziyer ve yeni yat limanları, organize sanayi bölgelerinin demiryolu ile limanlara bağlanması, İzmir ve çevre iller arasındaki mesafelerin kısaltılması ile EXPO 2020'yi İzmir'e kazandıracak projeler, kentin değişen ve gelişen vizyonuna çok büyük değer katacak” diye konuştu. Yorgancılar, İzmir'e Antalya örneğinde olduğu gibi özel turizm teşviki verilmesi, kentin batısının turizm ağırlıklı planlanması, yeni teşvik modelinin merkez üssü OSB'ler olacak şekilde mevcut uygulamadaki 4. Bölge teşviklerinden yararlandırılması ve kentin ‘bilişim vadisi' olması yönündeki çalışmaların hızlandırılması gerektiğini de sözlerine ekledi. Yorgancılar, yeni Türk Ticaret Kanunu'nun Vergi Usul Kanunu ile birlikte yürürlüğe girmesi gerektiğini savundu. Yeni Türk Ticaret Kanunu'nun uzun süren bir hazırlık döneminde Almanya ile İngiltere ağırlıklı olarak AB ülkelerindeki uygulamalardan esinlenilerek hazırlandığını belirten Yorgancılar, bunun Türkiye şartlarına göre uygulanabilirliğinin tartışıldığını, bu nedenle iş dünyasının görüşlerinin önemli olduğunu vurguladı. Yorgancılar, yeni TTK'nın bazı hükümlerinin Vergi Usul Kanunu'nu ilgilendirdiğini de ifade ederken, “Yeni TTK yürürlüğe girmeden önce düzeltilmesi gereken hususlar var. Ancak, Vergi Usul Kanunu'muz da çok eski. O da yenilenerek iki kanunun ayna anda yürürlüğe girmesi Türkiye için daha hayırlı olurdu” dedi.