Güncelleme Tarihi:
Çalışkan, her gün 6 saat endişe ile sınıfın kapısında çocuklarını bekleyen annelere "Kuaföre gidin", "Komşunuzla kahve için" diyerek, onları sosyal hayatın içine itti. Özel çocuk anneleri için her perşembe bir kafede buluşup, birbirleriyle deneyimlerini paylaşmalarını sağladı. Annelerin hayata daha pozitif bakması, çocuklarının eğitimlerine de olumlu yansıdı. Çalışkan, 'Perşembe Anneleri' kitabını yazarak, onların zorlu mücadelesini kitlelerle paylaştı.
Aylin Çalışkan, 2002 yılında Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Eğitim Programları ve Öğretim Bölümü'nden mezun olunca bakanlığa psikolojik danışman olmak için başvurdu. Bakanlık, kendisini özel eğitimci olarak istihdam edebileceğini söyledi. Aylin Çalışkan, bunun üzerine hiç bilmediği bu konuda Ankara Üniversitesi'ndeki profesörlerden eğitim aldı. Bu eğitim sırasında kendisine her perşembe toplanan özel çocuk annelerini anlatan Prof. Dr. Füsun Akkök'ün 'Bayan Perşembeler' kitabını okuması önerildi. 13 yıldır özel eğitim öğretmenliği yapan mental geriliği olan, otistik, down sendromlu çocuklara eğitim veren Çalışkan, İzmir'in Buca İlçesi'ndeki 23 Nisan İlköğretim Okulu'nda 2013 yılından bu yana özel çocuk anneleri ile her perşembe bir kafeteryada buluşup, onların deneyimlerini paylaşmasını sağlıyor. Öğretmenliğe başladığı ilk yıllarda annelerin, sınıfın kapısından ayrılmayıp altı saat boyunca beklediklerini görünce onlara "Pazaryerine gidin, alışveriş yapın. Kuaföre gidin. Komşunuzda kahve için dertleşin. Kapıda beklemeyin" uyarısı ile onları sosyal hayatın içine ittiğini söyleyen Çalışkan, annelerin "Ben ölürsem çocuğuma kim bakar" gibi endişeleri üzerine harekete geçip her perşembe bir kafede toplantı yaptığını söyledi. Çalışkan, bu toplantılardaki deneyimlerini, annelerin zorlu mücadelesini de 'Perşembe Anneleri' adını verdiği kitapta topladı. Çalışkan, süreci şöyle anlattı:
"Uçaklarda anne nasıl oksijen maskesini çocuğundan önce kendisine takması konusunda uyarılıyorsa ben de maskeyi önce annelere taktım. Özel çocuk annelerini anlamaya çalıştım. Anne iyileşirse çocuk sağlıklı olur. Sınıfın kapısında endişe ile saatlerde bekleyen anne, komşusuna gidip kahve içince ya da kuaförde saçını yaptırınca daha mutlu oldu. Küçük dokunuşlar büyük mutluluklar yarattı. Her perşembe okula yakın bir kafede özel çocuk anneleri ile toplandık. Anneler dertleşti, deneyimlerini paylaştı. Birbirlerine doktor tavsiye etti. Daha sonra bu toplantılara çocukları standart olan anneler de katıldı. Bu toplantılarla özel çocukların eğitiminde ayrımcılığı, ötekileştirmeyi önledik. Veli şikayetleri azaldı hatta yok oldu. Bu toplantıları STK'ların daveti üzerine İstanbul ve Ankara'da da yaptım. Özel çocuk annelerinin zorlu mücadelesini 'Perşembe Anneleri' adını verdiğim kitapta topladım. Söyleşen, dertleşen, umudunu ve hayalini paylaşan anneleri anlattım. Kitapta çocukları otistik, asperger sendromu, cam kemikli çocuklar, canavan hastalığı olan 15 anne var. Hepsinin ortak özelliği aktivist olmaları. Çocukları için mücadele verirken hayattan kopmayan, dernekler kuran, kariyer yaparken çocuklarının özel yeteneklerini ortaya çıkarmaya çalışan annelerin hayat hikayeleri beni çok etkiledi. Kitap 15 gün önce çıktı. Özel çocuklar ve annelerinin mücadelesi konusunda farkındalık yaratmaya çalıştım. kitabı okuyanlar 'ne kadar güçlü kadınlar varmış' diyor."