Güncelleme Tarihi:
Doç. Şüra Baykan, ailenin perişan halini görünce, ölüm yolculuğuna çıkmalarına gönlü razı olmadı. Baykan onları önce kendi evine götürdü, ardından bir ev kiralayıp tüm ihtiyaçlarını karşıladı. Bu sırada da Halkların Köprüsü Derneği, ailenin Kanada tarafından kabul edilmesi için kampanya başlattı. Bu ülke gönüllülerin de desteğiyle Kanada hükümeti, aileyi kabul edeceğini duyurdu. Maha Mansour (37), Muhammed (7 aylık), Sidra (2), Büşra (3), Aya (4), Nour (7) ve Muntuha Alabsi’nin (8) hayatı bu haberle değişti.
VEDA PARTİSİ DÜZENLENDİ
Yolculuk öncesi Maha ve çocukların katılımıyla veda partisi düzenlendi. Ölüm yolculuğuna hazırlanırken aldıkları can yelekleri de kutlama masasına acı bir anı olarak konuldu. Ayrılık saati geldiğinde duygusal anlar yaşandı. Suriyeli aileyi, Dernek Başkanı Prof. Cem Terzi, Doç. Şüra Baykan ve üyelerden Doç. Bintuğ Öztürk uğurladı. Aile, İstanbul’da Kanada devleti tarafından sağlanan uyum eğitimine alınacak ve birkaç gün sonra okyanus ötesine, Toronto’ya yeni bir hayata uçucak. Kanadalı gönüller, ailenin kalacağı evin fotoğraflarını da gönderip son dakika sürprizi yaparken, gözleri dolan Maha Mansour ve çocukları, ‘Anne’ diye hitap ettikleri Doç. Şüra Baykan ve ‘Baba’ dedikleri Prof. Cem Terzi’ye teşekkür etti. Çocuklar çizdiği resimde Baykan’ı prenses, Terzi’yi prens olarak resmettikleri dikkat çekti.
RÜYADA GİBİYİM
Anne Maha Mansour, Türkiye’yi çok sevdiğini, ayrılmanın kendileri için hiç de kolay olamayacağını belirterek, “Bu iyi insanlar beni Ege Denizi’nde ölüm yolculuğuna çıkmadan buldu. Şu anda ben ve çocuklarım hayattaysak onlara çok şey borçluyum. Hala rüyada gibiyim. Onları hiç unutmayacağım. Dünyada iyi insanların da olduğunu hepimize gösterdiler” diye konuştu.