Güncelleme Tarihi:
Almanya’dan melek geldi
Almanya'nın İzmir Başkonsolosu Manfred Unger'in Brezilya asıllı eşi Rita Unger, felaketzedelerin en büyük yardımcısı, dert ortağı.
GÖREVE başlar başlamaz İzmirliler onu çok sevdi. Sosyal ve kültürel etkinliklerde, İzmirlilerle içiçe olmayı seçti. Evinde sık sık düzenlediği resepsiyonlarla eşsiz bir evsahibi olduğunu kanıtladı. Hemen herkesle çok iyi ve sıcak ilişkiler kurdu. Türkiye, 17 Ağustos'ta o büyük deprem felaketini yaşadığında, ‘‘Tek başıma ne yapabilirim'' demeden bölgeye koştu. Almanya Federal Cumhuriyeti İzmir Başkonsolosu Manfred Unger'in Brezilya asıllı eşi Rita Unger, deprem felaketiyle yıkılan bölgelerde beş aydır görev yapıyor. Tek başına 3 milyon mark toplayarak, bölgenin yeniden yapılanması için vargücüyle çalışan Unger, haftanın dört gününü deprem bölgesinde geçiriyor. Yaralar sarılıncaya kadar görevini sürdüreceğini belirten Rita Unger'i, Türk Dışişleri Bakanlığı teşekkür beratı, Almanya Hükümeti de liyakat nişanıyla ödüllendirdi. Depremzedelerin iyilik meleği Rita Unger'le, yaşadıklarını ve deprem bölgesindeki çalışmalarını konuştuk.
Deprem bölgesinde ne kadar kaldınız, neler yaptınız?
Beş aydır deprem bölgesindeyim. Hayatımın bir parçası oldu. Haftanın dört günü oradayım. Bundan vazgeçmem mümkün değil. Özel şahıslar, dernekler, dostlarımdan topladığım yardım miktarı 3 milyon marka ulaştı. İstanbul'daki ‘‘Köprü''adlı yardım kuruluşu ve San Paolo Cemaati aracılığımla büyük bağışlarda bulundu. Son olarak Alman ilaç firmalarından biri 500 bin mark bağışlamak istediğini söyledi, bununla ilgili proje istedi. Düzce'nin ihtiyacı olan bir anaokulu, anne-çocuk eğitim merkezi yapıp yıkılan bir liseyi yenileyebileceklerini söyledim.
İlk günlerdeki yardımların hızı kesildi mi?
Genel olarak ilk 2 ay büyük yardım oldu. Benim açımdan ise bu farklı. İlk etaptaki yardımların insanların hayatta kalmasına yönelikti. Yiyecek, içecek, giyim, çadır gibi. İkinci etapta ise yıkılan bölgelerin inşası için yardım gerekli. Aralıksız yardımlarımız devam ediyor. 2 milyon mark tutarında yiyecek, içecek, 400 bin mark nakit ve son olarak 500 bin mark da inşa yardımına aracı oldum. Yeniden yapılanma tamamlanıncaya kadar ve oradaki insanların bana ihtiyacı oldukça deprem bölgesinde yaşamaya devam edeceğim. Yardımların gelmesinde medyanın büyük etkisi oldu. Televizyon ve gazeteler sayesinde Avrupa'nın, Almanya'daki arkadaşlarımın dikkatini çekerek kamuoyu oluşturdum.
Deprem bölgesinde neler yaşadınız?
Çok güzel anılarım oldu. Belki ileride bunları bir kitapta toplarım. İnsanlarla orada Türkçe konuşuyorum. Adapazarı'ndayken Düzce'de deprem oldu. Hemen oraya geçtik. Elimde dört su bidonu vardı. Beni kendilerinden sandıkları için, ‘‘Neden sende dört bidon var? Bizde hiç yok'' diyerek saldırdılar, elimden almaya çalıştılar. Bunu unutamayacağım. Yaşadıklarımı ömrümün sonuna kadar hatırlayacağım.
Deprem korkusu yaşıyor musunuz?
Orada olduğum için yaşamıyorum. (Daha fazla nasıl yardımda bulunabilirim) sorusu beni meşgul ettiği için korkmaya zaman kalmıyor. Depremle yaşamayı öğrendim. Sürekli boynumda asılı düdük ve el fenerini kesinlikle yanımdan ayırmıyorum.
Adınızı taşıyan çadır kent hakkında bilgi verir misiniz?
Düzce'de kurulu kentte 1200 çadır var. 7 bin kişi yaşıyordu. Bu sayı şu an 1000 çadır, 5 bin kişiye indi. Ben de onlarla çadırda yaşıyorum. Bu arada İZBETON'un Genel Müdürü Hüsamettin Ender'e de teşekkür ediyorum. Bu işleri yürütmem için otomobili ve şoförünü tahsis etti.
Nelere ihtiyaç var?
Bağışların süreceğini umut ediyorum. Hastanelere, eğitim merkezlerine ihtiyaç var. Unutmamak gerekir. Deprem bölgesi tek bir yerden oluşmuyor. Herkese, her köye yardım ulaştırmak lazım. Türk hükümeti çok iyi bir çalışma sergiledi. Bunun devam edeceğine inanıyorum.
Deprem nedeniyle eşinizle görüşemiyorsunuz.
Günde beş kez telefonla görüşüyoruz. Eşimden büyük anlayış ve destek gördüm. Buradan ayrılmak zorunda kaldığımızda ve bu işleri yapamayacağım zaman eşimle görüşmek için bol vaktim olacak.
Görev sürenizi uzattınız, yerleşmeyi düşünüyor musunuz?
2000 sonuna kadar Türkiye'deyiz. Evet buraya yerleşmek istiyoruz. Emekli olunca güney sahillerinde bir ev alarak hayatımızın geri kalan kısmını Türkiye'de geçireceğiz.
9 KASIM ADAPAZARI:
17 Ağustos Marmara depreminin yaralarını sarmak için kolları sıvayan Rita Unger, dünyaca ünlü erkek giyim markası Hugo Boss'un Adapazarı'na gençlik merkezi ve çeşitli yardımlarda bulunması için aracı oldu.
14 KASIM DÜZCE:
Rita Unger, Düzce depreminden hemen sonra soluğu Marmara felaketinde de evleri yıkılan vatandaşlarımızın yanında aldı. Rita Unger, Ağustos ayından beri deprem bölgesinde çalışmalarını sürdürüyor.
14 KASIM DÜZCE:
Depremzedelere yardım ederken aynı yaşam şartları altında onlarla yaşayan bayan Unger, dondurucuu soğukta yakılan ateşte bir aileyle birlikte ısınıyor.
Kimdir?
Brezilya doğumlu Rita Unger 47 yaşında. 27 yıldır Alman Hükümeti Başkonsolosu Manfred Unger'le evli. 26 yaşında bir kızı var. Eşinin görevi nedeniyle birçok ülkede bulunan Rita Unger, yardım dernekleriyle yakından ilgileniyor. İlk defa Türkiye'de bağış toplayan Rita Unger, İspanyolca, Almanca ve İngilizce biliyor.