Güncelleme Tarihi:
SEVGİLİ arkadaşım çat kapı geldi, ‘‘Bonjour yeni yer açmış. Hadi gidip deneyelim’’ dedi. Böyle teklife can kurban. Bir kere ‘‘Bugün ne yesek?’’ derdinden kurtuldum. İkincisi yeni yerler denemeyi severim, üçüncüsü teklif birlikte yemek yemeyi en çok sevdiğim arkadaşımdan geldi.
SICAĞA meydan okuyarak yola çıktık. Alsancak’ta Bonjour sokağı olarak bilinen 1387 sokağa beş dakikada vardık. Klimanın serinliğine bir an önce kavuşmak için kendimizi içeri attık ve büyük bir sürprizle karşılaştık. Vanilya, kakao, pişerken kabaran şekerli ve yumurtalı hamurun birbirine karışan inanılmaz kokusu. Koku çok baştan çıkarıcı, ama öğle yemeğinde pasta yemeye hazırlıklı değilim doğrusu. Bizi karşılayan servis elemanımız krep, sandviç, pizza ve salata çeşitlerinden birini seçebileceğimizi söyleyip içimi rahatlatıyor.
DIŞARIDA oturmaya karar verip, açık renkli büyük şemsiyelerin gölgelediği masalardan birini seçiyoruz. Pizza çeşitlerine bir göz gezdirip daha hafif olur inancıyla krep yemeye karar veriyoruz. Birer tavuklu krep istiyoruz. Salata yemezsem kendimi yemek yemiş kabul edemediğim için bir de fiesta salata. Arkadaşım ice tea istiyor. Ben geleneğimi bozmuyorum, light kola içiyorum.
ÖNCE salatam geliyor. Ama ne keyif. Kocaman bir tabağın içine havuç rendesi döşemişler. Üzerine, incecik açılmış ve kıtır kıtır kızartılmış çiçek şeklinde hamurdan bir tabak daha oturtmuşlar. Salata işte bu tabağın içinde. Salatalık, domates ve çeşitli yeşilliklerle yapılmış. Bildiğim kadarıyla fiesta şenlik demek. Bu salatayı yemek de ağzının tadını bilenler için gerçekten şenlik duygusu uyandırıyor.
ZAMANLAMA öyle harika ki, salatamı bitirirken kreplerimiz geldi. Salatalık, roka yaprakları ve şekilli kesilmiş havuç dilimiyle süslenen krep gerçekten çok lezzetli. Krep sevdiğim incelikte, içinde mantar soslu tavuk eti var. Tadı tuzu tam istediğim gibi. Salata ve krepler, yan taraftaki Bonjour Restoran'ın mutfağından geliyor. Dolayısıyla yediğiniz her lokmada, özenli serviste geleneksel Bonjour kalitesini hissediyorsunuz. Sadece tabağa konan roka yapraklarına itirazım var. Bu tür yeşilliklerin özellikle sıcakta çok fazla dayanıklı olmadığını biliyorum. Pek çok yerin aksine tabağımdaki rokalar tazeydi, ancak üzerlerinde hoş olmayan, kurt yemiş izlenimi veren küçük delikler bulunan yapraklar tabağa konmasa diyorum. Hiç kuşkusuz gözden kaçan küçük bir ayrıntı, ama insan Bonjour’a yakıştıramıyor.
YAN masada pasta ve kahve eşliğinde sohbet eden gençler var. Biraz sonra onlara yenileri katılıyor, çevremizdeki masalar teker teker doluyor. Ortam öyle hoş ki orada bulunma süremizi uzatmak istiyoruz, yemeğimizi tadını çıkar çıkara yiyiyoruz. Servis elemanımıza soruyorum, ‘‘Burası Bonjour Cafe mi?’’ ‘‘Hayır, Patisseri’’ diyor. Çok güzel görünen ve o ölçüde güzel kokan patisserideki keyifli öğle saatini dondurmayla mı, pastayla mı, tatlıyla mı, kahveyle mi noktalayalım derken gözümüz saate kayıyor, öğle tatilimizin sonuna gelmişiz bile. 8 milyon lira tutan hesabımızı ödüyoruz, mis gibi pasta kokusunu bir kez daha içimize çekip, işimize dönmek için sıcağa çıkıyoruz.
TELEFON: 422 07 82