Güncelleme Tarihi:
Ruh ve Sinir Hastalığında İnsan Hakları Girişimi Derneği’nin (RUHİSAK) “Ruh Sağlığı Alanında İnsan Hakları 2013 Türkiye Raporu Sorunlar ve Çözüm Önerileri” adlı raporunda ruh ve sinir hastalıkları hastanelerinde çalıştırılan taşeron personelin büyük sorunlara neden olduğu dile getirildi.
2 bakanlıktan izinli
Proje, RUHİSAK tarafından, Sağlık Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın izniyle Eylül 2011-Haziran 2014 tarihleri arasında İstanbul Bakırköy ve Erenköy, Samsun, Elazığ, Adana ve Manisa’da yürütüldü.
Hastane yönetimleri, çalışanlar ve hastalarla yapılan görüşme ile gözlemler sonucunda hazırlanan yaklaşık 100 sayfalık raporun “Psikiyatri Hastanelerinin Genel Durumu” adlı bölümünde, doktor, hemşire, psikolog ve sosyal çalışmacı bakımından yetersiz personelle hizmet vermeye çalışan hastanelerde işlerin büyük bölümünün sosyal güvencesi olmayan, asgari ücretle çalışan taşeron işçiler tarafından yapılmaya çalışıldığı, taşeron işçiler arasında hasta bakıcıların bile bulunduğu dile getirildi. Psikiyatri hastanelerinde geniş bir temizlik elemanı ve hizmetli grubunun varlığına dikkat çekilen bölümde, bu gruba hemşireler tarafından “Personel”, hastalar tarafından ise “Onbaşı” adı verildiği ifade edilerek, “Aslında bu hitap şekli dahi hizmet alanla hizmet veren arasındaki ilişkinin hiyerarşik ve baskıcı niteliğini yansıtmaktadır. Görüşülen psikiyatri kullanıcılarının (hastaları) çoğunluğu kendilerine ya da diğer kişilere bu personel tarafından şiddet uygulandığını aktarmıştır. Psikiyatri hastanelerinde yaşanan kötü muamele olaylarının önemli bir kısmının sorumlusunun genellikle hizmetli personel olduğuna dair tespitler vardır” denildi.
Mağazadan hastaneye
Projenin yürütüldüğü hastanelerin büyük bölümünde “Onbaşı” deyiminin kullanıldığını dile getiren Proje Koordinatör Yardımcısı Aysun Yavuz Dağıstanlı, taşeron uygulamasının hizmet kalitesini düşürdüğünü dile getirdi. Dağıstanlı, “Bu uygulamayla bir gün mağazada güvenlik görevlisi olarak çalışan bir kişi ertesi gün psikiyatri hastanesinde görevlendirilebiliyor. Eğitimden geçmemiş bu kişiler hastalara nasıl davranacaklarını, olası kriz durumlarında ne yapmaları gerektiğini bilmeden ve genellikle temizlik ya da hastaların öz bakımlarının yaptırılmasında, engelli hastalara destek verilmesinde ve gözetilmesinde çalıştırılıyorlar. Dolayısıyla kişiye önem verilmiyor ve hastalara yönelik hizmet kalitesi düşüyor” dedi.