Güncelleme Tarihi:
Rapor gizlenmiş
Doğan, iddianamenin hem 2007’den bu yana yapılan tespitlere, hem de 2013 yılında İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nden Prof. Dr. Alper Baba’nın hazırladığı rapora göre hazırlandığını söyledi. Bugüne kadar raporun gizlendiğini belirten Doğan, “Radyoaktivite bulaşığı tespit edilen cüruf malzemede Türkiye’de üretilmeyen europium 152 atığı tespit edilmiştir. Bu atığın bertarafının yanısıra uluslararası nükleer atık ticaretine engel olabilmek de bizim görevimizdir” dedi.
Acil sağlık taraması
Prof. Karababa ise bölgede yaşayanların sağlıklarının risk altında olduğunu, ağır metallerin kansızlık yapabileceğini, düşüklere yol açabileceğini belirterek, “Kansere kadar giden pek çok sağlık sorununa neden olabilecek düzeydeler. Rapordaki örneklerde radyoaktiviteye dair kuşku duyduğum sonuçlar var. Su örneklerinde radyoaktiviteye rastlanmadı. Europium 152 yüzeyde bulunmuştu. Su kaynaklarına radyoaktivie ulaşması olasıdır. Bu nedenle yağmurlu bir dönemde örnek alınmasının daha iyi sonuç verebileceğini düşünüyorum” dedi. Fabrika yakın çevresinden başlamak üzere sağlık taramasının başlamasanı, aynı kapsamda fabrikasının eski çalışanlarının da taranmasının gerektiğini belirten Karababa, “Daha da önemlisi burada tonlarca atık halen duruyur. Uzaklaştırılması ve bertaraf edilmesi için adım atılmadı” dedi.
Element nasıl geldi
Avukat Arif Ali Cangı ise kirlilik gerçeğini ortaya çıkarıp europium 152 elementinin hangi yollarla girdiğinin belirlenmesini amaçladıklırını söyledi, “Hükümet, idare, bu konuda sessiz kalmayı terchi ediyor. Kaçak yollarla nükleer atık geliyorsa, Türkiye’de başka yerlerde de benzer atıklar vardır. Uluslararası nükleer atık ticaretinin çökertilmesine katkıda bulunmak için elimizden geleni yapacağız” dedi.