Güncelleme Tarihi:
İzmir’in Kemalpaşa İlçesi’nde doğup Gediz Nehri’yle birleşen Nif Çayı'ndaki kirlilik Manisa çiftçisini isyan ettirdi. Gediz Nehri’nin kirliliğinin ana nedeni olarak gösterilen Nif Çayı’nın 5 kilometrelik kısmının Çobanisa Beldesi’nden geçtiğini hatırlatan beldedeki çiftçiler, çamur deryasına dönen çaydan tarlalarını suladıklarını ve kanalizasyon suyunun bile akıtıldığı çaydan sulanan tarlalardan yetişen ürünleri vatandaşın yediğini dile getirdi.
İNSANLAR KANSEROJEN MADDELERLE KARŞI KARŞIYA
Mısır, karpuz, üzüm, şeftali, domates yetiştirilen beldede tarım faaliyetlerinin geçim kaynağı olduğunu belirten belde belediye başkanı aynı zamanda da Sulama Birlik Başkanı AK Parti’li İsmet Apak, yıllardan bu yana pislik içinde olduklarından yakındı. Atıklarının Nif Çayı’nı bitirme noktasına getirdiğine dikkat çeken Başkan Apak, “1990’dan bu yana kanalizasyon, sanayi atıkları, evsel atıklar Nif Çayı’na akıtılıyor. Halkımız sinekten evinde oturamıyor. Arıtma olmadığı için çok sıkıntı çekiyoruz. Bu sıkıntımızı her yere anlattık. Bu pis sudan dolayı insanlar kanserojen maddelerle karşı karşıya. Bağlar, mısır tarlaları pis suyla sulanıyor. İnsanlarda kanser çoğaldı, hep bu pis sudan ve atıklardan oluyor. Nif Çayı’nda eskiden balık tutardık, su içerdik. Buradaki yetiştirilen ürünler satılıyor ama insanlar bu pisliği görse bilerek almaz. Biz kendimiz yemiyoruz” diye konuştu.
SU SİMSİYAH AKIYOR
Beldede çiftçilik yapan Emin Akay, çamur deryasına dönen suyun içerisine girerek, “Su simsiyah akıyor. Buraya Turgutlu’nun pislikleri akıyor. 15-20 kilometre vaziyet aynı. Buradan mısır, domates, karpuz suluyoruz. Herkes de buranın suyuyla yetişen ürünleri yiyor. Çeri domates ektim, salçalık verdim. Vatandaş yiyor. Millet lağım suyuyla domates biber suluyor. İlgilenen yok. Ben buradan yetişen ürünleri yemiyorum, çocuklarıma da yedirmiyorum” dedi.
YEDİRMİYORUM AMA SATIYORUM
Çiftçi Raşit Akkaya ise, deri hastalığına yakalandığını ve yetiştirdiği ürünleri çocuklarına yedirmediğini belirtti. Binlerce dönüm arazinin kirli suyla sulandığını açıklayan Akkaya, “Kesimhanelerin pislikleri var, ne kadar evsel atık varsa buraya geliyor ve buradan da denize gidiyor. Suyun içinde bir tane canlı yaşamıyor. Biz sadece ekmek parası için suluyoruz. Mecbur olduğumuzdan biz içine girip çıkıyoruz. Cilt tedavisi görüyoruz. Binlerce dönüm buradan sulanıyor. Turgutlu’dan Menemen’e kadar olan tarlalar buradan sulanıyor. Nif Çayı’nın her yeri böyle pis. Bu ürettiğimiz ürünleri evime götürmüyorum. Başkasından mısır alıyorum, çünkü hastalık olacak diye yedirmeye korkuyorum. Kimseye yedirmiyorum ama satıyorum” dedi.