Nerede verilen söz

Merkezi Kuşadası’nda bulunan Kubetaş İnşaat Taahhüt Ticaret ve Sanayi A.Ş., bu yıl Şubat ayında Çevre ve Orman Bakanlığı’na başvurarak "Doğaltaş, Mermer, Kalker Ocağı ve Kırma Eleme tesisi" kurmak için Büyükseke bölgesindeki ormanlık alanın tahsisini istedi. Şirket, mülkiyeti Aydın Orman İşletme Müdürlüğü’ne ait olan ve geçtiğimiz yıl Selçuk’ta başlayıp Kuşadası’nı etkileyen yangında yok olan bölgedeki 100 hektarlık alanı talep etti. Konuyu değerlendiren bakanlık bürokratları "kamu yararı bulunduğu" gerekçesiyle talebi kabul etti. RAPORU ALDIRMADILARAydın Müze Müdürlüğü’nce görevlendirilen arkeologlar Ertan Yılmaz ile Funda Ertuğrul da bölgede arkeolojik inceleme yaptı, hazırladıkları raporda "İstenen arazinin Kalafat Dağı eteklerinde ormanlık alanda yer aldığı, yoğun çam ağaçlıklı bir alanın bulunduğu görülmüştür" dedi. Bu rapora rağmen izni alan firma daha sonra devlet ormanı alanında işleteceği ocak için ulaşım yolu açılması talebinde de bulundu. Firmanın bu talebi de bizzat bakan Osman Pepe’nin onayıyla kabul edildi. Bakanlık ÇED de istemediOrman alanında kurulacak kalker ocağı ve kırma eleme tesisinin çevreye zarar vermeyeceğine karar veren bakanlık ÇED Planlama Genel Müdürü Osman Tüzün de bakan adına "Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) gerekli değildir" kararı verdi. Bu yıl Nisan ayında Bakan Pepe’nin uydu aracılığıyla katıldığı ağaçlandırma çalışmalarının başlatıldığı tören alanının hemen karşısında yer alan bölgenin büyük bölümünün yeniden ağaçlandırılmasına karşın, kalker ocağı için yapılan tahsis yankı uyandırdı.Mecliste tartışmaKubetaş firması geçtiğimiz günlerde Kuşadası Belediyesi’ne başvurarak ilgili yönetmelikler çerçevesinde izin aldıkları bölgenin kent plan notlarına "Madencilik faaliyet alanı olarak işlenmesi" talebinde bulundu. Belediye meclisinde görüşülen talep tartışmalara neden oldu. Bazı meclis üyeleri Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe’nin açıklamalarını hatırlatarak ormanlık alanın tahsisine karşı çıktı. CHP ve Bağımsız meclis üyeleri "Yanan orman alanlarının ağaçlandırılması yerine başka amaçlarla kullanıma açılması son derece yanlış" diyerek konunun meclis komisyonlarında değerlendirilmesi, sonuçlanıncaya kadar plan notlarına işlenmemesine karar verdi. Ekosistem çöktüKuşadası Ekosistemi Koruma Derneği’nden (Ekodost) yapılan açıklamada da "Geçen yıl çıkan yangın ekosistemi çökertti. Yangından sonra yetkililer buranın en kısa sürede ağaçlandırılacağını söylemişlerdir. Yanan bu ormanlık alanın bir bölümüne kalker ocağı ve kırma-eleme tesisi izninin verildiğini öğrendik. Zaten Orman Kanunu’nda da ’yanan ormanlık alanlara hiçbir faaliyet izni verilemez, sadece ağaçlandırılır’ deniyor. Bu bölgenin ağaçlandırılarak, burada tekrar bir ekosistem oluşmasına çalışılmalı" denildi. Ormanları tarlayla koruyalımEge Orman Vakfı Yönetim Kurulu, son günlerde yaşanan orman yangınlarının ardından toplantı yaptı. Toplantının ardından Vakıf Yönetim Kurulu Başkanı Cem Bakioğlu imzasıyla yapılan açıklamada, ülkemizde orman yangınlarının tamamına yakınının insanların dikkatsizlik, ihmal ve kasıtlı davranışları sonucu çıktığı belirtildi. Ormanlara 30 Ekim 2007 tarihine kadar giriş yasağı olduğunu ve ihlal edenlere hapis cezası verildiği belirtilen açıklamada, orman idaresi ile jandarmanın da daha sık kontrol yapması gerektiğine işaret edildi.Vakıf, orta vadede ormanların, yangına karşı daha fazla güvence altına alınabilmesi için yöre köylüsünü daha fazla sahip çıkmaya teşvik edecek tedbirlerin alınması gerektiğini kaydetti. TAMPONBÖLGEÖneride de bulunulan açıklamada, "Orman İdaresi yangın riski olan ormanları yangın şeritleriyle bölerek büyük parsellere ayırmıştır. Amaç, bir parselde yangın çıktığında yangının diğer parsele geçmesini önlemektir. Bunu sağlamak için yangın şeritleri her yıl yaz mevsimi başında dozer ve greyderlerle temizlenir. Bu da önemli bir maliyet getirmektedir. Önerimiz; uygun olan yerlerde yangın şeritlerinin 50-100 metre genişliğinde açılması ve şeritlerin içinde orman köylüsünün zeytin, badem, bağ gibi bitkilerle tarım yapmasıdır. Böylece ormanların bir kısmı güvenli yangın şeritlerine kavuşacak, köylü gelir elde edecek, dolayısıyla ormanlara daha fazla sahip çıkacaktır. Bu şeritler köylerin yerleşim alanları ile ormanlar arasında tesis edilebilir. Anayasa ve yasada yapılacak değişikliklerle bu alanlar köylüye 49 yıllığına kullanma izni verilebilir" denildi.