Güncelleme Tarihi:
Bu mesleği 13 yaşında amcasının atölyesinde öğrendiğini, 39 yıldır da bu işi sürdürdüğünü belirten Sür, “Bu boncuğu nazara karşı kullanımı dışında kadınlara takı olarak da kullandırmayı amaçlayarak üretim atölyesi açtım. Yaptığım çalışmalarla nazar boncuğunda kullanılan renk sayısını 12’ye çıkardım. UNESCO tarafından ‘Yaşayan İnsan Hazinesi’ seçildim. Nazar boncuğu UNESCO Dünya Miras Listesi’ne girdi. Sadece ben kazanmadım, Nazarköy kazandı, İzmir kazandı” diye konuştu.
Hammadde üretilmiyor
İşini çok sevdiğini ancak boncuk üreticilerinin bazı zorluklar yaşadıklarını kaydeden Mahmut Sür, sözlerini şöyle sürdürdü: “Nazar boncuğu üretiminde girdiler yüzde 300 yükseldi. Bir yıl daha dayanabilir miyim? Bilemem. Belki bırakırım bu işi. Artık çırak yetişmiyor. Hammadde bulamıyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığı bu duruma el atıp malzemelerimizi İstanbul’daki cam fabrikalarının üretmesini sağlayabilir. Dünya Mirası Listesine girdiyse bu meslek, ayakta kalmak zorunda.”
5 yıl sonra usta yok
37 yaşındaki nazar boncuğu ustası Ömür Yıldırım da 25 yıl boncuk üretimi yaptığını belirterek, nazar boncuğuna talebin giderek azaldığını bildirdi. Köyde 13 olan ocak sayısının 5’e kadar düştüğüne dikkat çeken Yıldırım, “Çin boncuklarının piyasaya girmesiyle bu geleneksel sanat yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Ucuz Çin malları, mesleğin ilerlemesine engel oluyor. Boncuğun ömrü 6 sene. Yani 5-6 yıl sonra burada bir tane boncuk ustası bulamayız” dedi.