Güncelleme Tarihi:
REŞİT Çağın, sayfamıza bir çok kez konuk olmuş bir şair. Çağın'ın sayfamız dışında bu güne kadar çeşitli dergilerde de şiirleri yayınlanmış. Bu kez buraya konuk etmemizin nedeni, onun ilk kitap heyecanına ve mutluluğuna ortak olmak. Kitap yeni basılmış. Adı Sesleniş (*). İlk kitap denince aklımıza genellikle acemilik ürünleri gelir. Ancak Çağın'ın Sesleniş'i hiç de öyle değil. Uzun bir birikimin ürünü olan olgun şiirler toplamı. Daha ilk şiirden bir duygu seli sarıyor okuyanı. Biçim olarak daha çok geleneksel şiire bağlı görünen Çağın, bundan içerikte de kaçamıyor. İyi ki de kaçamıyor. Çünkü böylesine bir duygu selini, yeni şiir biçimleriyle anlatmak, böylesine şairaneliğe ulaşmak olanaksız demeyeyim, ama çok zor. Ayrıca, bana mı öyle geldi bilemiyorum ama, yer yer Yahya Kemal'in havasının estiği şiirler, sanki eski şiirin o büyülü dünyasına götürüyor sizi, vefayı da önüne katarak:
Nihavent, rast ve segáh'tan; Körfez'den Kalamış'tan.
Dinledik birbirinden güzel, ölümsüz besteleri.
Sanatın bahar ikliminde ilk kar düşerken kıştan
Coşkunun sıcaklığı sardı, mest olan gönülleri
Nice bestekár ve şair, hatırlandı gecede
Nağmeleri ayrı ruhun, ayrı zevkin eseri
Yaşanmış zamanların şahidi şu gök kubbede
Bir Hoş Seda şimdi, Radyo Sanatçıları Konseri.
Reşit Çağın, kitabının önsözünden öğrendiğimize göre Göksu'da doğmuş, yani şiirin, müziğin anavatanında. Belli ki, burada geçen çocukluk yılları onda, sevginin, vefanın, dostluğun, gönül adamlığınının gelişmesinde etkili olmuş. Sevgi açık ya da gizli, hemen hemen tüm şiirlerinin ana teması. Çoğunluğun bir şirkette, borsada hisse sahibi olmaya çalıştığı günümüzde bakınız Çağın nerede hisse arıyor:
Biraz aralansa şu gönül kapım
Bilsem ki içinde kimlerle varım?
Yalnız bana ait olmasan bile,
Sevgine hissedar bir bahtiyarım
Umut yoksa acı nasıl biter?
Yer yer yakınmakla birlikte asla umutsuz değildir şair, çünkü umut yoksa acılar bitmez. Yaşam her zaman mutluluk ya da her zaman mutsuzluk değildir. O, acısıyla tatlısıyla, inişiyle çıkışıyla bizim yaşamımızdır:
Göçmeyin gönül kafesimden ümit kuşları
Bu mevsim bir gün elbet, bahara döner
Kaderde çıkmak varmış, böyle dik yokuşları
Onların da inişi olur, acılar diner
Acılar diner ama, o bizi bitiren, sevdiklerimizi bitiren davetin, yani ölümün ne zaman nasıl geleceği belli değildir. Ancak o zaman bile, sevgi bir doyumsuz iksirdir, sevdadan, duygudan yorulsa bile, sevgiden yorulmaz. Sevginin sıcaklığıyla, ölümün soğukluğunu birleştirdiği Sevda Orucu'nda bunu anlatıyor Çağın:
Dünya umurumda değil, ömrümün burcundayım
Her an davet gelecek gibi, namlunun ucundayım
Sevgi, ne doyumsuz iksirdir o, fakat
Duygudan yoruldum artık, sevda orucundayım.
Onun şiiri ve şiirinin içeriği için, fazla söze gerek yok sanıyorum. Çağın, kitaba adını veren şiirinde kendisi özetliyor:
Bu ‘Sesleniş’ ruhumuzun dışa vuran yüzüdür
Káh güller açan baharı, káh sararan yüzüdür.
Evet fazla söze gerek yok. Son olarak ben diyorum ki: Eğer siz de, Reşit Çağın'ın Sesleniş'ini ruhunuzda duymak istiyorsanız, Atatürk Caddesi 320/11 Alsancak İzmir, ya da internet www.kitapyurdu.com adresinden bir tane isteyin. Bu sıcak yaz akşamında da bir güzel okuyun. Hele hele, ben okurken olduğu gibi, sizin ya da bir komşunuzun radyosundan
Bu hazan kalbim maziden daha kırık
Gönül boş, gözüm yaşlı, dudağımda hıçkırık
gibi bir şarkı da geliyorsa... Uzak, içli ve eski bir kadın sesinden bir şarkı geliyorsa... Biliniz ki bir hüzünlü zevki, bir tarifsiz keyfi sizden daha güzel yaşayan biri asla olmayacaktır. T.K.
(*) Sesleniş: Reşit Çağın'ın şiirleri. 141 sayfa. Sam Yayınları, Haziran 2000
İLK AYRILIK
1
gülüm daha ilk ayrılıktır bu
bir sonbahar gecesinde başlamıştı öykümüz
yıldızları seyrettik unutma moda yokuşunda
karlı ve çok uzak yollardan yürüdük
üşürken kış gecelerinde paylaştık bir parça sıcak ekmeği
ve hiç yakınmadık yoksul akşamlarımızdan
şimdi bir ayrılık başlamıştır
keskin bir bıçak gibi okşayacaktır yüzümüzü günler
bir ayrılık başlamıştır.
ve yaşamın çatlayan alnına şimdi
yaslanma zamanıdır sevgilim
2
ayrılık başlamıştır
sıkılabilir canın
masallar anlatırsın oğluma
şimdilik iyi biter kitapların sonu
hep yürekli bir adam
kurtarır insanları o kötü ejderhadan
ayrılık başlamıştır
ruhun düşebilir dara
vurulmuş aşkları düşünürsün
yaşamın akışını ve dönüşünü dünyanın
düşünürsün nereye akar bu sular
bu yollar nereye çıkar
ve nereden başlamıştır ayrılıklar
sevinç de gerekebilir sana
açılırsın düşlerinde bir gemiyle
koca okyanuslara
ve yeniden keşfedersin amerika'yı
bense gövdemin zulasında
büyütürüm her gece yeni bir hayatı
Ünal ERSÖZLÜ
Haftanın şiiri
BOYUTLU SEVGİ
Sensizlikti yaşadığım dün gece
Yarınlara taşıdığım
Gelecekte yer yoktu
İkimiz için
Bakışların güneş sıcaklığı
Evrenin ötesindeki sır
Üzerimize yağmurların yağıp
İçinde kaldığımız deniz
Yağmurları akşamdan boşanmış
Gün ağartısıydı karşıladığımız
Sende buldum unutulmuş beni
Kum saatine sıkıştırılmış zaman
Gelmezsen takılır aklıma gece
Uykusuz gecenin sabahında
Her gün bir parça severek
Süresini dolduracak zamanı
Aysun METİNER
BAHARIM
Tadı kalmadı gayrı, böyle yaşamanın
akşam oldu, yine sıkıldı canım
istemem senin olsun köşkün sarayın
çiçekleri açmıyor, gönlümdeki baharın
Üç mevsimim sen ol, hatta baharım
terazi dengede, ne kárım var, ne zararım
boşuna geçti bunca seneler, ona yanarım
geçen zamanın hesabını, ben kimden sorarım.
Yetkim mi var zamana hesap soracak
zaman sabit değil, elbet akacak
geçen mevsimlerim geri dönmeyecek
İstemesem de bu ömür, böyle geçecek.
M. İzzet KILIÇ
SANAT
Bizi doğruya, iyiye, güzele
Geçmişten geleceğe
Ulaştıran bir at
Mutluluğa uçuran
Çiçekli bir kanat...
Hiç durmadan işleyen
Hep doğruyu gösteren
Zamanımızı süsleyen saat..
Bin onun doludizgin
koşan atına
Tutun alev kanadına
Kov kötüyü, çirkini
Karanlığı sil at!..
Erhan TIĞLI