Namlunun ucundaki sevgi

Güncelleme Tarihi:

Namlunun ucundaki sevgi
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 18, 2000 00:00

Haberin Devamı

REŞİT Çağın, sayfamıza bir çok kez konuk olmuş bir şair. Çağın'ın sayfamız dışında bu güne kadar çeşitli dergilerde de şiirleri yayınlanmış. Bu kez buraya konuk etmemizin nedeni, onun ilk kitap heyecanına ve mutluluğuna ortak olmak. Kitap yeni basılmış. Adı Sesleniş (*). İlk kitap denince aklımıza genellikle acemilik ürünleri gelir. Ancak Çağın'ın Sesleniş'i hiç de öyle değil. Uzun bir birikimin ürünü olan olgun şiirler toplamı. Daha ilk şiirden bir duygu seli sarıyor okuyanı. Biçim olarak daha çok geleneksel şiire bağlı görünen Çağın, bundan içerikte de kaçamıyor. İyi ki de kaçamıyor. Çünkü böylesine bir duygu selini, yeni şiir biçimleriyle anlatmak, böylesine şairaneliğe ulaşmak olanaksız demeyeyim, ama çok zor. Ayrıca, bana mı öyle geldi bilemiyorum ama, yer yer Yahya Kemal'in havasının estiği şiirler, sanki eski şiirin o büyülü dünyasına götürüyor sizi, vefayı da önüne katarak:

Nihavent, rast ve segáh'tan; Körfez'den Kalamış'tan.

Dinledik birbirinden güzel, ölümsüz besteleri.

Sanatın bahar ikliminde ilk kar düşerken kıştan

Coşkunun sıcaklığı sardı, mest olan gönülleri

Nice bestekár ve şair, hatırlandı gecede

Nağmeleri ayrı ruhun, ayrı zevkin eseri

Yaşanmış zamanların şahidi şu gök kubbede

Bir Hoş Seda şimdi, Radyo Sanatçıları Konseri.

Reşit Çağın, kitabının önsözünden öğrendiğimize göre Göksu'da doğmuş, yani şiirin, müziğin anavatanında. Belli ki, burada geçen çocukluk yılları onda, sevginin, vefanın, dostluğun, gönül adamlığınının gelişmesinde etkili olmuş. Sevgi açık ya da gizli, hemen hemen tüm şiirlerinin ana teması. Çoğunluğun bir şirkette, borsada hisse sahibi olmaya çalıştığı günümüzde bakınız Çağın nerede hisse arıyor:

Biraz aralansa şu gönül kapım

Bilsem ki içinde kimlerle varım?

Yalnız bana ait olmasan bile,

Sevgine hissedar bir bahtiyarım

Umut yoksa acı nasıl biter?

Yer yer yakınmakla birlikte asla umutsuz değildir şair, çünkü umut yoksa acılar bitmez. Yaşam her zaman mutluluk ya da her zaman mutsuzluk değildir. O, acısıyla tatlısıyla, inişiyle çıkışıyla bizim yaşamımızdır:

Göçmeyin gönül kafesimden ümit kuşları

Bu mevsim bir gün elbet, bahara döner

Kaderde çıkmak varmış, böyle dik yokuşları

Onların da inişi olur, acılar diner

Acılar diner ama, o bizi bitiren, sevdiklerimizi bitiren davetin, yani ölümün ne zaman nasıl geleceği belli değildir. Ancak o zaman bile, sevgi bir doyumsuz iksirdir, sevdadan, duygudan yorulsa bile, sevgiden yorulmaz. Sevginin sıcaklığıyla, ölümün soğukluğunu birleştirdiği Sevda Orucu'nda bunu anlatıyor Çağın:

Dünya umurumda değil, ömrümün burcundayım

Her an davet gelecek gibi, namlunun ucundayım

Sevgi, ne doyumsuz iksirdir o, fakat

Duygudan yoruldum artık, sevda orucundayım.

Onun şiiri ve şiirinin içeriği için, fazla söze gerek yok sanıyorum. Çağın, kitaba adını veren şiirinde kendisi özetliyor:

Bu ‘Sesleniş’ ruhumuzun dışa vuran yüzüdür

Káh güller açan baharı, káh sararan yüzüdür.

Evet fazla söze gerek yok. Son olarak ben diyorum ki: Eğer siz de, Reşit Çağın'ın Sesleniş'ini ruhunuzda duymak istiyorsanız, Atatürk Caddesi 320/11 Alsancak İzmir, ya da internet www.kitapyurdu.com adresinden bir tane isteyin. Bu sıcak yaz akşamında da bir güzel okuyun. Hele hele, ben okurken olduğu gibi, sizin ya da bir komşunuzun radyosundan

Bu hazan kalbim maziden daha kırık

Gönül boş, gözüm yaşlı, dudağımda hıçkırık

gibi bir şarkı da geliyorsa... Uzak, içli ve eski bir kadın sesinden bir şarkı geliyorsa... Biliniz ki bir hüzünlü zevki, bir tarifsiz keyfi sizden daha güzel yaşayan biri asla olmayacaktır. T.K.

(*) Sesleniş: Reşit Çağın'ın şiirleri. 141 sayfa. Sam Yayınları, Haziran 2000

İLK AYRILIK

1

gülüm daha ilk ayrılıktır bu

bir sonbahar gecesinde başlamıştı öykümüz

yıldızları seyrettik unutma moda yokuşunda

karlı ve çok uzak yollardan yürüdük

üşürken kış gecelerinde paylaştık bir parça sıcak ekmeği

ve hiç yakınmadık yoksul akşamlarımızdan

şimdi bir ayrılık başlamıştır

keskin bir bıçak gibi okşayacaktır yüzümüzü günler

bir ayrılık başlamıştır.

ve yaşamın çatlayan alnına şimdi

yaslanma zamanıdır sevgilim

2

ayrılık başlamıştır

sıkılabilir canın

masallar anlatırsın oğluma

şimdilik iyi biter kitapların sonu

hep yürekli bir adam

kurtarır insanları o kötü ejderhadan

ayrılık başlamıştır

ruhun düşebilir dara

vurulmuş aşkları düşünürsün

yaşamın akışını ve dönüşünü dünyanın

düşünürsün nereye akar bu sular

bu yollar nereye çıkar

ve nereden başlamıştır ayrılıklar

sevinç de gerekebilir sana

açılırsın düşlerinde bir gemiyle

koca okyanuslara

ve yeniden keşfedersin amerika'yı

bense gövdemin zulasında

büyütürüm her gece yeni bir hayatı

Ünal ERSÖZLÜ

Haftanın şiiri

BOYUTLU SEVGİ

Sensizlikti yaşadığım dün gece

Yarınlara taşıdığım

Gelecekte yer yoktu

İkimiz için

Bakışların güneş sıcaklığı

Evrenin ötesindeki sır

Üzerimize yağmurların yağıp

İçinde kaldığımız deniz

Yağmurları akşamdan boşanmış

Gün ağartısıydı karşıladığımız

Sende buldum unutulmuş beni

Kum saatine sıkıştırılmış zaman

Gelmezsen takılır aklıma gece

Uykusuz gecenin sabahında

Her gün bir parça severek

Süresini dolduracak zamanı

Aysun METİNER

BAHARIM

Tadı kalmadı gayrı, böyle yaşamanın

akşam oldu, yine sıkıldı canım

istemem senin olsun köşkün sarayın

çiçekleri açmıyor, gönlümdeki baharın

Üç mevsimim sen ol, hatta baharım

terazi dengede, ne kárım var, ne zararım

boşuna geçti bunca seneler, ona yanarım

geçen zamanın hesabını, ben kimden sorarım.

Yetkim mi var zamana hesap soracak

zaman sabit değil, elbet akacak

geçen mevsimlerim geri dönmeyecek

İstemesem de bu ömür, böyle geçecek.

M. İzzet KILIÇ

SANAT

Bizi doğruya, iyiye, güzele

Geçmişten geleceğe

Ulaştıran bir at

Mutluluğa uçuran

Çiçekli bir kanat...

Hiç durmadan işleyen

Hep doğruyu gösteren

Zamanımızı süsleyen saat..

Bin onun doludizgin

koşan atına

Tutun alev kanadına

Kov kötüyü, çirkini

Karanlığı sil at!..

Erhan TIĞLI

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!