Müzik mucizesi
Güncelleme Tarihi:
Yaşar Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Müzik Bölümü ile birlikte engelli bireylerin toplumsal ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olarak yola çıkan YÜSEM, 1.5 yıl önce, engelli bireyler için üniversite bünyesinde hizmet veren Türkiye’nin ilk Müzik Okulu’nu kurdu. Kurulduğunda bir öğrenciyle yola çıkan ve otizmli, bedensel veya zihinsel engelli 10 öğrenciye ulaşan Engelsiz Müzik Okulu, önceki gece Yaşar Üniversitesi’nde bir konser verdi.
Dede Efendi’den Mozart’a, Salsa ve Cha Cha’dan türkülere kadar birçok eseri, eğitimini aldıkları müzik aletleriyle çalan Engelsiz Müzik Okulu öğrencileri, Serra Özgencay, Arda Sertöz, Berkay Subaşı, Erdem Duman, Doğa Tırpan, Mehmet Sarıkurt, Berkay Soy, Sercan Berk Vardar, Çağatay Öngünsen ve Batuhan Kil, büyük beğeni kazandı.
Müzik Eğitmeni Zafer Gülenç, müziğin engel tanımadığını vurgulamak için okullarının ismini "Engelsiz" koyduklarını belirterek, "Müziğin engelli bireylere sayısız faydaları var. Çalışmalarımızla, engelli bireylerin kendilerine olan güveni ve paylaşma duygusunu ön plana çıkarmayı amaçlıyoruz. Dolayısıyla kendi sınırlarını aşıp ne kadar başarılı olabileceklerini fark ediyorlar. Öte yandan müzik okulumuz engelli bireylerin yalnızca hobi faaliyetlerini gerçekleştirebilecekleri bir yer olarak hizmet vermiyor. Bizim nihai hedefimiz, temel ritim ve müzik eğitimlerinin ardından yetenekli bireyleri keşfedip bir engelliler orkestrası kurmaktı, bunu da başardığımız için çok mutluyuz" dedi.
Konserin açılışını Yaşar Üniversitesi Müzik Bölümü’nde burslu olarak eğitim gören otizmli Cem Vardarcı ile Zafer Gülenç yaptı. Keman, klavye, ud ve ritm gösterisi sunan ikili, büyük beğeni kazandı. Bir yıl önce YÜSEM Engelösizö Müzik Okulu’nda eğitim almaya başlayan ve perküsyon çalan 9 yaşındaki oğlu Berkay Subaşı’nın, eğitime başlamadan önce çok agresif, asosyal bir çocuk ve konuşma haznesinin dar olduğunu belirten annesi Nezaket Subaşı, "Bir yılda Berkay’da çok fazla gelişmeler oldu. Kelime dağarcığını genişletip cümle kurmaya başladı. Bu akşam oğlumu sahnede gördüğümde mutluluğum kat be kat arttı" dedi.
Oğlu Mehmet Sarıkurt’un gitmesi gereken okulları başarıyla bitirdiğini, ancak sonrasında eğitim alamadığı için evde kaldığı dönemde Engelösiz Müzik Okulu’nun ilk öğrencisi olduğunu kaydeden anne Gülnur Küçükarslan, "Oğlum 28 yaşında, seraprel palsi hastası ve tekerlekli sandalyede. Tam eğitimi, öğrenimi bitti diye karamsarlığa düşerken bu okulun ilk öğrencisi unvanını aldı. Mehmet’in müziğe karşı ilgisini biliyordum, ancak bu kadarını beklemiyordum. Mehmet’in dördüncü konseri, sahnede kendini çok rahat hissediyor artık. Cuma günleri Buca’da bir kafede sahneye çıkıp bir saat müzik yapıyor" diye konuştu.
MÜZİKLE TERAPİ
Engelsiz Müzik Okulu Psikoloğu Gülser Vardarcı ise müziğin engelli bireylerin gelişimi için önemini anlattı. Vardarcı, "Müziğin, bireylerin ruhsal, duygusal ve toplumsal gelişimine katkı sağladığı gibi, dikkat ve konsantrasyonun artması, iletişim yeteneklerinin gelişmesine de olumlu etkileri var. Bunun yanında bu çalışmalara katılan öğrencilerimizin kendisine olan güveni ve paylaşma duygusu ön plana çıkıyor, dolayısıyla kendisi sınırlarını aşıp ne kadar başarılı olabildiklerini fark ediyorlar" dedi.