Güncelleme Tarihi:
KARŞIYAKA'ya vapurla gelmenin keyfi bir başka. Ulaşımdaki yeni düzenlemeyle bu keyfi paylaşan Karşıyakalıların sayısı her gün artıyor. Benim için bu günün ayrı bir önemi de var. Oğlum ve en yakın arkadaşı bana eşlik ediyor. Boyumu aşmış iki delikanlının şen sohbetiyle yolculuğun nasıl geçtiğini anlamıyorum. Körfez'e gece inerken Bostanlı İskelesi'ne yanaşıyoruz. Yolcuların çoğunda uzun bir iş gününün yorgunluğu var. Kalabalık, aceleci adımlarla iniyor iskeleye. Biz de ayak uyduruyoruz, ama eve gitmek içimizden gelmiyor. Gençler, yemeği dışarda yemeyi teklif ediyorlar ve ‘‘Gideceğimiz yeri bu kez sen seç’’ diyorlar. Ben dünden razıyım, başımı kaldırıyorum iskelenin üzerindeki Altınbalık ışıl ışıl. ‘‘Hadi’’ diyorum, ‘‘Size balık ziyafeti çekeyim.’’
MERDİVENLERİ tırmanıp restorana ulaşıyoruz. Hava serince, ama gençler dışarıda oturmakta ısrarlı. Rezervasyonumuz yok. Hafta ortası olduğu için yer bulmakta zorlanmıyoruz, bize çok güzel bir masa ayarlıyorlar. Balık seçimini delikanlılara bırakıp, deniz havasını içime çekiyorum. Ay doğuyor, İzmir, en güzel gecelerinden birine daha hazırlanıyor.
BEN hayallere dalmış otururken yavaş yavaş mezelerimiz geliyor. Oğlumun gözdesi acılı ezme baş köşede. Közde patlıcan, karides salatası, kalamar, yeşil bahçe salatası, enginar, yaprak sarmalı sardalya ve peynir. Balık olarak ne düşündüklerini soruyorum, ‘‘Tuzda balık’’ diyor ikisi de. Nedeni basit. Tuzda balık hem çok lezzetli, hem de tabağınıza temizlenmiş geliyor. Şu gençler çok pratik oluyor doğrusu.
İÇKİ olarak kola söylüyorlar, hemen ardından açıklama geliyor: ‘‘İçki sevmiyoruz, ama bu meze sevmediğimiz anlamına gelmez. Altınbalık'a gelip nefis mezelerden tatmadan hiç olmaz.’’ Doğru söze ne denir.
YEMEĞİMİZİ keyifle yiyoruz. Yeşil bahçe salatası nefis. Enginara hiç sözüm yok. Tam mevsimi zaten. Kalamar ben daha tatmadan tükeniyor, ikinci porsiyondan bir tek alabiliyorum. Çok güzel kızarmış. Bu kadar çabuk bittiğine şaşmamalı. İki delikanlıyla yemeğe giderseniz masadaki bazı şeyleri tatmanıza fırsat kalmayacağını bilmelisiniz. Doğal olarak acılı ve yoğurtlu ezmelerden, karides salatasından ve sardalyadan yemek kısmet olmuyor. Ben de salata ve kurtarabildiğim bir parça patlıcan közlemeyle idare ediyorum. Tuzda balığımızı beklerken gençler boş durmuyor, aperatif olarak birer porsiyon tekir tava yiyor.
GENÇLERİN konu bulmaktaki ustalıkları beni bir kez daha şaşırtıyor. Yaptıkları afacanlıkları, okul ve servis anılarını anlatıyorlar, öyle çok gülüyoruz ki. Bu arada tuzda balığımız geliyor. Altınbalık'ın usta servis elemanları törenle balığımızı tuzdan çıkarıyor ve tabağımıza servis ediyor. Balık öylesine güzel kokuyor ve lezzetli görünüyor ki üzerine sos dökmeye içim elvermiyor. Gençler jumbo karides yemeği unuttuklarından yakınırken hesabı istiyorum ve böylesi güzel bir gece için tahmin ettiğimden az bir miktar ödüyorum.
ALTINBALIK, açık ve kapalı bölümüyle, kalabalık davetleriniz için ideal. Ailece keyifle yemek için de terası seçmelisiniz. Hele mehtap da varsa. Binlerce yıldız altında çok hoş bir gece geçirebilirsiniz. Restoranın yöneticileri ve çalışanları hiç bir şeyin keyfinizi bozmasına izin vermeyecek ve sizi mutlu etmek için çırpınacak emin olabilirsiniz.
ALTINBALIK'ın fiyatları verdiği hizmetin kalitesine uygun, ödediğiniz paraya üzülmüyorsunuz. Balıklar günlük fiyat üzerinden etiketleniyor. O gün deniz çipurası ve levreğin kilosu 16 milyon lira idi. Kalkan ve lüferin 14 milyon lira olduğunu hatırlıyorum. Mezeler 1-3 milyon lira arasında. Tatlıyı açık büfeden seçerseniz 2 milyon lira. Ayrıca sufle ve sıcak dondurma çeşitleri de var.
TELEFON: 362 01 75 - 330 61 70