Mrs.Gourme: Asansör’e gölge etmeyin

GECE bütün çirkinlikleri örter. Gündüz, üst üste yığılmış binaların yarattığı kötü görüntüyü tüm çıplaklığı ile gösterir. Oysa gece, en özensiz yapılar bile ışık noktası gibidir. Kentin ışıkları körfeze vurur, ancak karanlık denizin kirlenmiş rengini görmemizi engeller. Hele Asansör'den kuşbakışı İzmir'i izlerseniz daha çok seversiniz.

ASANSÖR Restoran el değiştirdi. Büyükşehir Belediyesi şirketlerinden Grand Plaza Turizm İşletmecilik yeni sahibi oldu. Bu değişimin bir zamanlar yakındığımız servis sorununu da giderdiğini düşünüp, dostlarla en sevdiğimiz yere gittik.

HAFTA arası olmasına rağmen masalar doluydu. İlk bakışta salonda çok büyük farklılık yok. Masa düzeni biraz daha özenli, örtüler kolalı. Uzun önlüklü, kollarında beyaz peçeteleriyle servis yapan garsonlar çok şık ve işlerini biliyor. (En azından bizimle ilgilenen öyleydi.) Asansör Restoran'a gidinceye kadar bardak modasının değiştiğini bilmiyordum, öğrendim. Su bardağı olarak, konyak bardağının geniş ağızlı ve uzun ayaklısı geldi. Garsonlar, sık sık yeni doğmuş bir bebek kafası iriliğindeki bardağı nereye kadar dolduracaklarını şaşırdı. Benim gibi çok su içenleri düşünmüş olmalılar. Asıl şaşkınlığı şarap servisinde yaşadım. Bizim bildiğimiz beyazına göre daha küçük olan kırmızı şarap kadehleri büyüyüp serpilmiş. Uzun bacaklı geniş ağızlı hale gelmiş. (Pek çok restoranda su bardağı olarak kullanılıyorlar.)

RESTORANIN çok başarılı olan mutfak ekibi de değişmiş. Yeni ekip bol seçenekli bir mönü sunuyor. Kırmızı ve beyaz etin yanısıra balık da tercih edebiliyorsunuz. Şarap mönüsü ayrıca geliyor. Bu arada Ege yeşilliklerini mönüde görmek sevindirici.

ARKADAŞLARIMDAN biri sadece beyaz peynir yedi ve iki duble rakı içti, biri tavuklu bir salata aldı. Biz dördüncü arkadaşımla Ege yeşilliklerinden ve zeytinyağlı dolma tabağından istedik. Sıcak olarak ikimiz de biberli biftek yedik ve bir şişe Yakut içtik.

YEMEKLERİMİZ büyük porselen tabak içinde oldukça zevkli bir sunuşla geldi. Zeytinyağlı dolma tabağını yeteri kadar zengin bulmadığımı söylemeliyim, bu arada domates dolmasının çok pişmiş pirinci sayılmazsa oldukca lezzetliydi.

BİBERLİ biftek, birinci sınıf bir restoranda olması gerektiği gibiydi. Belki sosu biraz daha acı olabilirdi ama sanırım her damak zevkine uygun olsun diye biberi ölçülü tutmuşlar. Ancak ekmeklerden şikayetciyim. Tabağıma bırakılan minik üç ekmekten ancak biri yeni pişmişti. Bu ekmekler çabuk soğuyor ve katılaşıyor, tazesi kadar da lezzetli olmuyor.

GİTTİĞİMİZ gece İlhan Ören, piyano eşliğinde eski aşk şarkıları söylüyordu. Keyifli bir-iki saat geçirdik. Dört arkadaş yaklaşık 27 milyon lira hesap ödedik.

BU ARADA söylemek istediğim bir şey daha var. Yetkililer orada güzel şeyler yapmış. İzmirlilerin tercih edeceği bir yer yaratmayı amaçladıkları belli. Ancak bir milyon lira otopark ücreti, görevlilerin bunu isterken nezaket kurallarına pek uymaması ve fiş vermemeleri güzel bir geceyi gölgeleyebilir... Benden söylemesi.

Telefon: 256 55 56 - 261 26 26