Güncelleme Tarihi:
AK Parti İzmir milletvekili adayı Binali Yıldırım, Kaya Termal Otel’de gazetecilerle kahvaltı yaptı. Yıldırım, Ankara Garı’ndaki 99 kişinin hayatını kaybettiği patlamanın ardından Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Pazar günü yapacağı İzmir mitinginin iptal edildiğini, Davutoğlu’nun 24 Ekim Cumartesi günü İzmir’e gelip, Bergama ve Ödemiş’te halka hitap edeceğini; Buca, Karabağlar, Bornova belki Bayraklı’da vatandaşla buluşup seçim otobüsü üzerinden selamlama konuşmaları yapacağını anlattı. Yıldırım, şöyle konuştu:
"Bunu Genel Merkez’e biz önerdik ve kabul gördü. İnsanların uzak ilçelerden gelmesinin yorgunluk olacağını düşündük. 1.5 yılda üç seçim oldu zaten çok miting yapıldı. Ankara Garı’ndaki patlamanın ardından insanlarda tedirginlik doğal olarak oldu. Herkes markete giderken eğlence yerine giderken AVM’lerde, havaalanlarında falan insanlar daha dikkatli davranmak mecburiyetinde kalıyor. Terör özellikle insanların birlikte toplu olduğu yerlerde çirkin yüzünü gösteriyor. Tedbirler alınmaya çalışılsa da hissedemeyeceğiniz bir terör planlaması her zaman her yerde olabilir. Canlı bombaların önlenmesinin istihbarat dışında başka bir yöntemi yok. Vatandaşların kendi adlarına tedbirli olmaları önem taşıyor. Bu psikolojik ortamı zihinlerde yok etmek gerekli. Sürekli bir olay olacak endişesiyle yaşanmaz. Bu sürdürülebilir bir hayat tarzı değil. Terörün ülke gündeminde daha az yer alacağı şartların oluşması gerekir. Kardeşlik, birlik beraberlik söylemi ve eyleminin hızlı bir şekilde toplumda yer alması lazım. Zaman zaman çağrılar oluyor. Biraraya gelirler. Konuşulur temel ülke meselelerinde topluma uzlaşma mesajı verilmiş olur. Artık millet gerginlik istemiyor sürekli diken üstünde yaşamak istemiyor. Huzur içinde işine gücüne gidip geleceğini daha iyi planlamak daha güzel şeyler görmek istiyor."
"SEÇMEN BAZEN KESELİYOR"
İzmir’de sürdürdüğü seçim kampanyasının hakkında bilgi veren Yıldırım, her gün hemşehri dernekleri, oda başkanları, meslek kuruluşları ya da kanaat önderleriyle kahvaltı ettiğini onların derdini ve taleplerini dinlediğini, görüşlerini aldığını belirterek, organize sanayi bölgeleri, sanayi siteleri, mandalina ya da süt üreticileri gibi ihtisaslaşmış alanlarda toplantılar düzenlediğini ayrıca cadde üzerinde dolaşıp taksiciyle, lokantacıyla söyleştiğini görüşlerini aldığını kahvehane gezdiğini anlattı. Yıldırım, seçmenden sitem de duyduğunu belirterek, şunları söyledi:
"İnsanların toplu halde bulunduğu her yer bizim için verimli oluyor. Bazen bizi keseliyorlar. ’Vekilim geliyorsunuz da seçimden sonra da gelseniz’ diyerek sitem ediyorlar. Bu seçmenin en klasik sorusudur. ’İyi güzel sizi buralarda görüyoruz da seçimden sonra da gelin’ diyerek, serzenişte bulunuyorlar. Bana da oldu ama çok seyrek oldu. Belki kibarlıklarından söylemiyorlar. Bu vatandaşta genel bir algı. Peşinen söylüyorlar ’seçeceğiz ama bizi unutmayın’ diyorlar. Bir kentin vekili sadece seçim zamanı seçmeniyle buluşmamalı. Görevi süresince iletişimi sürdürmeli. İnsanlar düşüncelerini çok rahat ve net bir şekilde ifade ediyorlar. Bu da güzel bir şey. Asla aşağılama hakaret olayı ile karşılaşmıyoruz. Emekli soğuk davranabiliyor ’bizi yeterince gözetmediniz’ diyebiliyorlar. Bence en önemli şey insanlar yerel sorunlardan beklentilerden ziyade kardeşlik birlik beraberlik terörün sona erdirilmesi konularında ortak düşünceye sahip. Herkes bunu istiyor. Bizim tek isteğiniz kardeşlik ve huzurun sağlanması ondan sonrakiler zaten olur. Bizim partilerden beklentimiz bu. Partilerin ortak söylemde buluşmaları biraraya gelmeleri lazım. Seçmen vatandaş bize ders veriyor. Hangi işlerin yanlış doğrusunun ne olduğu konusunda sahada birebir öğrenme fırsatı buluyoruz."
EV ZİYARETLERİ YAPIYOR, GÖNÜLLÜLER TALEPLERİ TOPLUYOR
Binali Yıldırım, bir kaç gündür ev ziyaretlerine başladığını, milletvekili adaylarının ve ilçe teşkilatının katılımıyla yapılan bu ev ziyaretlerinde memleket meselelerini konuştuklarını belirterek, "Karşılaştığımız insanlar bizi daha fazla tanıyor. Biz kendimizi daha iyi anlatıyoruz. Hacim küçük ama sonuçları bakımından daha faydalı ve verimli olduğunu düşünüyorum. Bizim dışımızda sosyal medyada ekibimiz var. Mümkün olduğu kadar kampanya söylemlerini sosyal medyada yaygınlaştırmaya çalışıyorlar. Dış mekan denen tanıtım reklamları, broşürler tanıtım malzemeleri partimizin il ve ilçelerde seçim koordinasyon merkezlerinde günlük programlar yapılıyor. Gönüllüler ekibi var. Hedefleri en az 300 bin haneye ziyarette bulunmak tanıtıcı broşürler bırakmak. Onların önerilerini düşüncelerini alıp aynı gün gelip onu ofiste ilgili birimlere aktarıyorlar. Onların takibi yapılıyor. İl Başkanlığı’nda ekip oluşturduk. O ekip bize ve adaylara verilen bireysel taleplerin takibini yapıyor. Tayin, iş, yurt bulamamış öğrenci, kişisel ya da devlet dairesindeki haklı talebi dikkate alınmamış şikayetler, istekler oluyor. Onlar bu talepleri tasnif ediyor. Yapılabilecekler hemen yapılıyor yapılamayacaklar konusunda neden yapılmadığı aranıyor. Bazı durumlarda bizden destek istiyorlar."
"BİLGİ ALMA İHTİYACINI KISITLAMA YOK"
Binali Yıldırım, Ankara Garı’ndaki patlamanın ardından getirilen yayın yasağını değerlendirirken, "Yayın yasağının bir hukuki delil bulma ve failleri ortaya çıkarmakla ilgili yapılan çalışmalarda bir zafiyet olmasın diye alınmış bir karar olduğunu düşünüyorum. Yoksa toplumun bilgi alma ihtiyacına kısıtlama getirmek gibi bir düşünceden kaynaklanmadığını düşünüyorum. Bunu istisna olarak görmek lazım. Olay zaten olduğu andan itibaren ilk üç günde tüm detaylar konuşuldu. Toplumsal yarar, infial her şey verildi. Hatta işin duygusal boyutları da enine boyuna işlendi. Yeni evlenmiş aile bireylerinin biri yaşıyor biri sağ gibi hayat hikayeleri de işlendi. Bu konunun üzerine daha fazla yapılan yazılan şeylerin olayın aydınlatılması konusunda katkı sağlamayacağı düşüncesiyle alınan bir yargı kararıdır."
"BİZ SORUNLARIN TANIMINDA BİLE ANLAŞAMIYORUZ"
AK Parti İzmir milletvekili adayı Yıldırım, Türkiye’nin ihtiyacının empati yapmak olduğunu belirterek, "Kardeşliğimizi artırmak, ayrışma kutuplaşma Türkiye’nin hayrına değil. Milletin hayrına değil ancak ve ancak moral değerlerimiz zarar görür. En yakından en uzağa kadar herkes birbirine mesafeli durmaya başlar. Ülke yönetiminde sorumluluk sahibi olanlar çok ama çok dikkatli olmalı. Bu medya için de geçerli. Meslek odaları, STK’lar için de geçerli. Bireysel ilişkilerde de geçerli. Aynı fikri savunmak zorunda değiliz ama fikirlerin benzeşmesine göre bir araya gelmesi var. Bu fikirler karşılıklı görüşülebilir. Biz sorunların tanımında bile anlaşamıyoruz" dedi.
İzmir’de yüzde 36’dan 7 Haziran’da yüzde 26’ya gerileyen AK Parti için 2011 genel seçimlerindeki oy oranını hedef koyan Yıldırım, "2011 veya 2014 belediye seçimlerine bize desteğiniz ortada. Oy oranımız ortada. Bu seçimlerdeki desteği yeniden vermelerini istiyorum. Her üç seçmenden birinin oyunu aldık. 947 bin oy aldık. Dolayısıyla İzmirli hemşehrilerimizin bu konuda desteklerini esirgemeyeceklerini düşünüyorum. Ne kadar çok destek alırsak güven kazanırsak sorumluluğumuz daha fazla olur kente karşı hemşehrilerimize karşı bunun da gereğini en iyi şekilde yapma gayreti içinde oluruz" dedi.