Güncelleme Tarihi:
Oktay Vural, 1. Bölge 1'inci sıra adayı olduğu İzmir'de diğer adaylarla seçim çalışmalarını sürdürüyor. MHP'nin hafta sonu seçim beyannamesini açıklamasından sonra çalışmalarını hızlandıran Vural, Karabağlar İlçesi'nde, diğer adaylarla birlikte, halkın arasında dolaştıktan sonra, Üçyol Uğur Mumcu Parkı'nda da açık hava basın toplantısı düzenledi. Gündemdeki son gelişmeleri değerlendiren Oktay Vural, şunları söyledi:
"3 Mays'ta, MHP olarak biz milletimizin milli kimliğini, milli iradesini, egemenliğini, kültürünü korumaya Türk milletinin birlik ve bütünlüğünü bozmak isteyenlere karşı milli devleti, üniter devleti savunmaya cumhuriyeti savunmaya kararlı olduğumuzu ifade ettik. Seçim beyannamemiz Türk milletinin tarihine geçmişiyle geleceğiyle birlikte umutla bakabileceği bir taahhüttür. Milletimizle birlikte milletimizin sorunlarını çözme noktasında, emeklimizin, işsizimizin çalışanımızın, taşeron işçinin, atanamayan öğretmenlerin açıkçası asgari ücretle çalışanların herkesin umudu olacağımızı ifade etti. 13 yıl boyunca millete zulmedenin artık 7 Haziran'da millet tarafından haddinin bildirileceğine inanıyoruz. Seçim beyannamemizin esası, millettir. Hedefi millettir."
PARALEL MİTİNGLER DÜZENLİYORLAR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ak partinin paralel mitingiler düzenlediğini, bir algı operasyonları düzenlediklerini söyleyen MHP Grup başkanvekili Oktay Vural şunları söyledi:
"Geldiğimiz bu noktada gerçekten meydanlarda paralel mitingler düzenleniyor. Bir taraftan milletin birliğini ve bütünlüğünü temsil etmesi gereken cumhurbaşkanı, diğer taraftan AK Parti devletin tüm gücünü kullanmak suretiyle milletine karşı algı operasyonları düzenliyorlar. Bugün 10 Ağustos'ta cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan, namusu ve şerefi üzerine yemin ettiği tarafsızlığını çiğneyerek aslında namus ve şeref sözünü çiğnemek suretiyle bugün meydanlarda cumhurbaşkanlığını bırakmıştır. İktidar partisinin borazanlığını yapıyor. Sayın Cumhurbaşkanı bu millet size cumhurbaşkanı olun diye oy verdi. Maalesef Cumhurbaşkanı, bugün istikrarsızlığın dar siyasi polemiklerin odağı haline gelmiştir. Milletimize sıkıntı oluşturan bir cumhurbaşkanıyla karşı karşıyayız. Biz siyasi partilerle rekabet edeceğiz elbette milletin iradesine başvuracağız elbette ama devleti temsil edenlerin devlet imkanlarıyla bize karşı operasyon yapması kabul edilebilir değildir. Bugün maalesef Cumhurbaşkanı istikrarsızlığın, belirsizliğin, kavganın, çatışmanın, bir odağı olmak durumuyla karşı karşıyayız. Onun için Cumhurbaşkanı'na sesleniyoruz. Ya Cumhurbaşkanı ol ya da AKP'nin borazanı ol. İkisi birlikte olmaz. Sana oy veren insanlara haksızlık yapıyorsun. Devletin paralarıyla cumhurbaşkanı makamıyla MHP'ye, muhalefet edeceğine milletin yanında ol. Milletin dertleriyle ilgilen. Sen telaşa düşmüşsün, AKP'ye oy devşirmeye çalışıyorsun. Cumhurbaşkanı'nın görevi muhalefet partilerine çatmak değildir. Yüksek Seçim Kurulu'na buradan suç duyurusunda bulunuyorum. Özgür ve eşitlik ilkesinin yanında adil bir şekilde seçimlerin yapılması konusunda tedbir almalısın. Tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanı toplu açılışları bahane ederek hem milletin parasıyla iktidar partisine oy istiyor hem de muhalefet partilerinin seçim beyannamelerini eleştirerek anayasal suç işlemektedir. YSK gerekli uyarıları yapmalıdır."
DEVLET, ERDOĞAN'IN OYUNCAĞI DEĞİLDİR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a eleştirilerini sürdüren Oktay Vural, "Asgari ücretin bile ne kadar olduğundan haberi olmayan cumhurbaşkanının ekonomik vaatleri eleştirmesi tarafgirliktir. Devlet, Erdoğan'ın oyuncağı değildir. Sayın Cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanlığı makamı kimsenin oyuncağı değildir. O makam partilere değil millete aittir. Millete karşı düşmanlıkla, milleti birbirine düşürerek cumhurbaşkanlığı yapılmaz. Burası bir parti devleti değildir. Milletin devletidir. Cumhurbaşkanı artık denge denetim mekanizması olmaktan çıkmıştır. Makama zarar vermektedir" dedi.
Özelilkle Güneydoğu Anadolu illerine yaptığı ziyaretlerdeki konuşmaları sırasında Kuran-ı Kerim'i gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı, dini siyasete alet etmekle suçlayan Vural, "Sayın Cumhurbaşkanı, Kuran-ı Kerim bir siyaset malzemesi değildir. Miting meydanlarında kullanılacak malzeme değildir. O bizim hayat felsefesimizdir. O bizim imanımızdır, birilerinin eline tutuşturarak bir görüntü kitabı olarak kullanılması kabul edilebilir gibi değildir. Bugün bakıldığında Kuranı Kerim'in reddettiği yolsuzluk hırsızlık ve bölücülük ırkçılık gibi unsurları kullananların Kuranı Kerim'in siyaset aracı kullanması kuranın verdiği mesajlara bile aykırıdır. Kuranı Kerim hepimizindir. Bugün baktığımızda milletin değerlerini böylesine bir siyasete alet etmekten rahmani duyguları siyasi amaçlar için kullanmak gerçekten en büyük zararı dinimize vermektedir" diye konuştu.
PARALELİ GÖRMEK İSTİYORSAN AYNAYA BAK
Cemaatle işbirliği yaptıklarına yönelik kendilerine gelen eleştirileri de anımsatan Oktay Vural, şöyle devam etti:
"Maalesef 17- 25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk çetesi üyeleri üzerinde Rıza'ların önüne yatanların kim olduğunu gayet açık ve net biliyoruz. İmralı'ya yalvaran, Kandil'e devletin istihbaratının postacılığını yapanlar, bunların önünde eğilenlerin açıkçası bugün seçim meydanlarında, 'Allah'tan başka kimsenin önünde eğilmedik' demesi düpedüz kendi siyasetlerini dinle üstünü örtme gayretidir. Ve cumhurbaşkanı aslında maalesef AKP'nin borazanı olmuş durumda. Şimdi 'paralel yapı bir siyasi partinin milletvekillerini kasetlerle şantajlarla kontrol altına aldı. İhanet çetesiyle tek başımıza mücadele etmek zorunda kaldık' diye iftiralarına devam ediyor. 2011 yılında bunları kullanan sendin. Hangi yüzle yine bunları kullanıyorsun? Genel başkanımızın 'iktidarla birlikte bu yaptığınız nedir? Hesap verin' dediğinde 2011'de MHP'yi 'Hocaefendiye saldırısı gerçekten ihanet derecesindedir. Hoca efendi işi gücü bırakmış ta Bahçeliyle mi uğraşacak? Ben bunu ihanet derecesinde kınıyorum' diyen sendin. Şimdi hangi yüzle kalkıp da paralel çeteden bahsediyorsun? 12 yıl boyunca sarmaş dolaş olan sensin. Pensilvanya'ya kopya başbakanı gönderip aman dileyen sensin. Paralel dediklerine 'ne istediler de vermedik' diyen sensin. Şimdi kalkıp bununla ilgili oradan bize dil uzatıyorsun. Paraleli görmek istiyorsan aynaya bak sen kendine bak. Rüşvet ve yolsuzluk çetesine bak. PKK, paralel devletine bak. Sarayda kurduğun paralel hükümete bak. Paralel bakanlar kuruluna bak."
BİLSELERDİ, SİİRTLİLER SENİ MİLLETVEKİLİ YAPMAZDI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Siirt mitinginde, mahkum olmasına neden olan şiiri birkez daha okumasını hatırlatan Oktay Vural, şunları söyledi:
"Bu kirli iktidarı korumak için dinimiz Kuranı Kerim bir malzeme olarak kullanılamaz. Kuranı Kerim, dinimiz tüketim malzemesi siyaset malzemesi değildir. Sayın Cumhurbaşkanı milletin değerlerine saygı göster önce. Bu değerler hepimizin. 18 yıl önceki şiiri okuyor. 'Minareler süngü, kubbe. Bu şiiri okuduğum için beni hapse attılar' diyor. Siiritliler seni milletvekili yaptı. 'Yolsuzluğun miğferi süngüsü' yapacağını bilseydi Siirtliler seni milletvekili yapmazdı. 1150 odalı saraylarda gününü gün edeceğini, milletin malını havuzcu mütaaahhide peşkeş çekeceğini bilseydi Siirtlliler seni milletvekili yapmazdı. Bugüne kadar herkesi değerleri kullanarak istismar ederek kandıran, kandırmaya devam edenler bilmelidir ki abbas yolcudur. Millet uyanmıştır. Sayın cumhurbaşkanı siz milletin birliğini ve bütünlüğünü temsil ediyorsunuz, millete düşmanlık yapmayın. Sayın cumhurbaşkanı'nın açıkçası AKP'nin seçim propagandasında rol oynaması ve bu şeklide kalkıp günübirlik siyasetin polemik konularını gündeme getirmesi cumhurbaşkanlığı makamını zedelemektedir. Cumhurbaşkanı PKK'yı vatandaşa şikayet ediyor. Devlet te PKK'yı vatandaşa şikayet ediyor. Adama sorarlar siz bostan korkuluğumusunuz?"
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu da eleştiren Vural, "Ahmet Davutoğlu'na başbakan diyeceğim ama kimin başbakanı olduğu belli değil. AKP'nin genel başkanı diyeceğim olup olmadığı belli değil. Gerçekten görülmeyen başbakan, görülmeyen AKP genel başkanı. AKP ile Davutoğlu'nun artık milletimize vereceği hiçbir şey kalmamıştır" dedi.
"NÜFUSUM SİİR'TE, DİYARBAKIR DOĞUMLUYUM"
Konuşmasının sonunda bir kez daha Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştirip, cumhurbaşkanlığı makamını, ona karşı korumaya devam edeceklerini söyleyen Vural, bu sırada söz alıp partinin politikalarını eleştiren ve "Nerelisiniz?" diye soran bir kişiye, "Siz çizginizden saptınız, siz çizginizi düzeltin. MHP şerefli bir mücadele sürdürüyor. Nüfusum Siirt'te, Diyarbakır doğumluyum. Türk milliyetçisiyim" dedi.
Oktay Vural, Diyanet İşleri Başkanı'nın tartışılan makam aracını iade etme kararıyla ilgili olarak ise Diyanet İşleri'ni tartışmalardan uzak tutmak gerektiğini, kararı ise, olumlu bir yaklaşım olarak gördüğünü söyledi.