Güncelleme Tarihi:
İZMİR Büyükşehir Belediyesi’nin açıkladığı hal fiyatıyla market ve pazardaki etiket arasındaki ciddi fark dikkat çekiyor. Ne üreticinin ne de tüketicinin kazançlı çıktığı bu tabloda yine akıllara, ‘kim kazanıyor’ sorusunu getiriyor. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tayfun Özkaya, bunun en büyük nedeni olarak 2010’da çıkan ‘Hal Kanunu’nu gösteriyor.
RUSYA ETKİSİ DÜŞÜREMEDİ
Prof. Dr. Tayfun Özkaya, bundan 6 yıl önce kısaca Hal Kanunu denilen yasanın tartışılarak değiştiğini belirterek, yasa çıkarılırken yetkililerin ‘Sebze ve meyve fiyatları artık makul düzeylerde oluşacak, enflasyon düşecek, gıda güvenliği sağlanacak’ gibi iddialarını hatırlattı. Özkaya, yasa çıktıktan sonra pazarlarda çiftçilere yüzde 20, hallerde ise üretici örgütlerine yüzde 10 pay ayrılacağı yönündeki vaatlerin hiçbir zaman gerçekleştirilmediğini söyledi. Rus ile yaşanan krize rağmen marketlerde fiyatların düşmediğini ifade eden Özkaya, şöyle devam etti: “Elimizde bir gözünde mermi olan dört gözlü bir Rus ruleti var. Yasa gıda güvenliğini de sağlamadı. O zaman iddia edilmesine rağmen ne sebze ve meyvede enflasyon dizginlendi, ne de sağlıklı bir ürün sağlandı. Halbuki kooperatifler, ekolojik köylü pazarları, topluluk destekli tarım grupları desteklenseydi hem çiftçi hem de tüketici için daha iyi bir ortam oluşabilirdi. Bunun yerine süpermarketler tercih edilmiş oldu.”
LABORATUVAR KURULMADI
Yasada hallerde büyüklüğüne göre laboratuvarlar kurulacağı, hatta kurmayanlara ceza verileceğinin yazmasına rağmen bunun gerçekleşmediğini de savunan Özkaya, “Halbuki bu çok önemli bir problem. Akdeniz Üniversitesi Gıda Güvenliği ve Tarımsal Araştırmalar Merkezinde yapılan bir araştırma yediğimiz tarım ürünlerinde ciddi düzeylerde tarım ilacı kalıntısı olduğunu ortaya çıkarmıştı. Bakanlık ölçütlerine göre bile kesinlikle yenilmeyecek tarımsal zehir içerdiği saptanmıştı” ifadesini kullandı.