Güncelleme Tarihi:
Kadınlarda en sık rastlanan kanser türü olan meme kanseri erken aşamada yakalandığında, bundan kurtulmak mümkün. Ancak erken teşhiste zorlular yaşanabiliyor. Zorluk, radyolojik incelemede beliren küçük tümörün cerrahide bulunup çıkartılmasından ya da örneklenmesinden kaynaklanıyor. Ortada çok sayıda biyopsi şekli var ve uzmanlar biyopsi konusunda birbirinden farklı yöntemleri önermekte ve memesinde şüpheli kitle bulunan hastaların kafası çoğu zaman karışmakta. Örneğin mammografi veya meme sonografisi sonrasında kansere benzer küçük bir bulguyla karşılaşıldığında, hastaya doğrudan telli biyopsi, vakumlu biyopsi, kalın iğne biyopsisi sonrası gerekirse telli biyopsi gibi çok farklı uygulamalar önerilmekte; hastalar kendisi için doğru olan uygulamanın ne olduğu konusunda ciddi endişe yaşamakta. Aslında her bir yöntem kendi içinde doğru ve güvenilir durumda. Sorun doğrular içerisinde daha doğrusunu belirlemek.
Erken evre kanserlerin teşhisi konusunda geniş deneyime sahip olan Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde, genişletilmiş ROLL (radio-guided occult lesion localization) isimli yeni bir yöntem, diğerlerine ek olarak uygulamaya girdi. Yöntem cerrahi, nükleer tıp ve radyoloji uzmanlarından oluşan ekip gerektiriyor.
DEÜ Hastanesi Genel Cerrahi Anabilim Dalından Prof. Dr. Mehmet Ali Koçdor, erken evre kanserlerin teşhisindeki püf noktalar, mevcut yöntemler ve yeni uygulamalar ile ilgili olarak şu bilgileri verdi:
"Memesinde kitle olduğu söylenen bir hastanın hangi biyopsi yöntemini tercih etmesi gerektiği konusunda basında yeterince bilgi yer almamaktadır. Erken teşhis olguların çoğunluğunda hastanın yakınması ya da hekimin müspet muayene bulgusu olmamaktadır. Yani çoğu zaman yalnızca mammografide saptanan, kanser kuşkulu bulgu söz konusu olmaktadır. Bu şekilde muayenede yeri belirsiz meme kanserlerine ya ultrasonla iğne biyopsisi ile tanı konulmakta veya kitle, kanca şeklinde özel bir telle işaretlenmekte, daha sonra hasta ameliyata alınarak meme kitlesi telle birlikte çıkarılmaktadır. Bu tel cerraha kitleyi bulma konusunda kılavuz işlevi görmektedir. Ameliyatla kuşkulu kitlenin tamamen çıkarılması işlemi, diğer biyopsi yöntemlerine kıyasla daha garantilidir. Böylece hasta, kanser ya da selim olsun meme kitlesinden tamamen kurtulmuş olur. Ancak bu tip yönteme karar verirken deneyimli bir radyoloğun ve genel cerrahın birlikte hareket etmesi son derece önemlidir. Ülkemizde ilk kez Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde uygulanan ROLL yöntemi de, telli biyopsi kadar güvenilir bir yöntemdir. Dünya genelinde de çok yaygın olarak kullanılmaktadır. Yöntemin bazı teknik kolaylıkları ve üstünlükleri vardır. Burada kılavuz tel yerine zararsız dozda özel radyoaktif madde kullanılmaktadır. Daha az doku çıkarıldığından dolayı, memede biyopsi sonrasında estetik sorun oluşmamaktadır."
Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde biraz daha geliştirilen bu yöntemi Prof. Dr. Mehmet Ali Koçdor, Nükleer Tıp Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Recep Bekiş ve Radyoloji Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Pınar Balcı’dan oluşan ekip, 2 erken evre meme kanseri hastasında uyguladı. ROLL yöntemi ile hem kanser kitleleri çıkarıldı hem de ameliyat sırasında özel gama kamera kullanılarak kanser yayılımı belirlendi. Böylece hastalar bir seferde meme kanseri ile ilgili tüm cerrahi işlemleri tamamlamış oldu. Estetik açıdan da cerrahi işlem başarılı bir şekilde tamamlandı.