Güncelleme Tarihi:
Ünlü işadamı Mete Büyüksaraç'tan başlayalım. O esmer, güzeller güzeli kızının oyuncu olmasını hiç istememiş bir baba… Mete Bey de ilk zamanlar kızına hiç bir yapımcının rol teklif etmemesini tembihlemiş, her ne kadar şu aralar babasını ikna etmeyi başarsa da, Maral'ın son olarak yer aldığı ve çok konuşulan Sarai Sierra'nın hayatını konu alan filmdeki sevişme sahneleri de fazlasıyla gündem olmuştu.
Maral Büyüksaraç'ı kimisi şımarık bulur, kimisi mütevazi ama daha çok Türkan Şoray'a benzemesiyle tanınıyor. Muğla'da 1996 yılında dünyaya gelen esmer oyuncunun ailesini Ege'de herkes tanır. Büyükbaba Mazhar Büyüksaraç uzun bir dönem kaymakam olarak görev yaparken; onun babası Olgun Büyüksaraç da büyükelçi olarak görevini uzun yıllar sürdürmüş. Mazhar beyin Muğla'da özel yaptırdığı Mazhar Büyüksaraç Kütüphanesi hali hazırda önemli bir işlev görüyor.
MİNTİ MİNTİ’YLE İZMİR’E GELİYOR
Türkan Osmanoğlu-Mete Büyüksaraç çiftinin 18 yaşındaki kızı Maral Büyüksaraç medyada tanındığı ilk günden bu yana magazinin çok yakından takip ettiği bir isim. Her ne kadar o özel hayatı hakkında konuşmaktan kaçınsa da hakkında çıkan yalan haberlere de söyleyeceği bir kaç şeyi var elbette… Maral Büyüksaraç; İzmir'den ve Muğla'dan da kopmak istemiyor. Nejat Uygur'un efsane oyunu “Minti Minti” de bir rolü olan Maral; yakında İzmir'e gelip sahneye çıkacak. Maral Büyüksaraç herşeyden öte, samimi ve güleryüzlü... New York Soho'da annesiyle yaşıyor, İstanbul Cihangir'de gösterişten uzak, bohem ve cool bir genç bir kadın. Entelektüel ve kitap tutkunu, 40'ların plakları hakkında bile bilgisi var.
Maral öncelikle su tartışmalara bir son verelim, nedir şu İstanbul Film Festivali jüri olayı?
- Bir akşam çekim sonrası Zeki Demirkubuz'un da bulunduğu kalabalık bir ortamdaydık. Zeki Bey espri yaptı, “Bu yıl Maral da jüride” diye, masadaki herkes bunun şakadan itibaren olduğunun farkında… Ama bazı gazeteler bu şakayı gerçek sanıp haber yaptılar. Bu bir şaka diyemedik, zaten İstanbul Film Festivali de kimseyi rencide etmeden gerekli açıklamayı yaptı.
Şu an hangi set devam ediyor? Arko'nun yüzü olmuştunuz o mu?
- Arko için çekimler ara ara yapılıyor. Ama biz sinema filmi çektik. Kendi aramızda herkesin desteğini esirgemediği bir iş oldu. Her yapılan projenin reklamı yapılır ama biz söz konusu Hırant Dink olunca bunu izlemenin, anlamanın, oynamanın özel olacağını düşündük.
Hep çok konuşulan filmlerde yer aldınız.
- Her projeye atlayan biri değilim. Ben kişiliğimi ya da görselliğimi değil, oyunculuğumu ön plana çıkarmak istiyorum.
Aileniz Muğla'da tanınıyor ve seviliyor, anneniz New York'ta siz ne sıklıkla Ege'yi ziyaret edersiniz?
- Çok geliyorum, hemen hemen her yıl 3, 4 ay kalırım. Yüzmeyi çok seviyorum, serbest paraşüt eğitimimi de ilk olarak İzmir'de almıştım. Burada çekim yapmak çok keyifli oluyor. Samimi ve doğa çok güzel…
FİLMDEN BABAMIN HABERİ YOKTU
Siz ne konuda başarılı olursanız olun, ailesinin desteği sayesinde deniliyor, siz bunlara ne demek istersiniz?
- Tek ayağınız yoksa hızlı koşamazsınız. Eğitim bir noktada şart ama ben hani o filmlerde izlediğiniz, piyano kursundan çıkıp dansa gidenler gibi büyümedim. Büyük bir ailede herkesin yüzmeyi ve dans etmeyi sevdiği, akşamları televizyon izlemek yerine kitap okuduğu bir evde büyüdüm. Birgün “Ben piyano çalmak istiyorum” dedim, “Tamam” dediler. Birgün Nejat Uygur elimden tutup beni sahneye çıkardı; tiyatro yapayım dedim, çocuk tiyatrosuna girdim. Paris’te okumak istiyorum dedim gönderdiler. Evet maddi imkanlar önemli ama bunları seçmek benim tercihim oldu. 15 yaşında bir filmde oynadım, babamın haberi bile yoktu. İki ödül aldım; “Babası sayesinde” dediler. Dediğim gibi babamın haberi bile yoktu. Başta bu yazılanları okuyunca etkilenip çok ağlıyordum ama artık umursamamaya başladım.
Filmdeki sevişme sahnelerinizde çok konuşuldu, genel tepkiler nasıldı?
- Benim için her sahne nasıl bir özenle çekildiyse, sevişme sahnesi de öyle özenle çekildi. Ama tabii seyirci ve eleştirmenlerin; çıplaklık içeren sahnelere ilgisi çok fazla...
15 yaşında bir filmde oynadın, bir anda herkesin dikkatini çektin. Birçok teklif aldın; istediğin özel birşey miydi bu?
- Herşey akışında ilerledi, kendi halinde bir kızdım, davetlerde ilgi çekiyordum ama sokakta insanların ilgi duyduğu biri değildim. Ben de Şerif Gören'in benimle çalışabileceğini tahmin etmiyordum. Şansımdı... Ama mantıklı değil, duygusal seçimler yaptım.
TÜRKAN ŞORAY’A BENZETİYORLAR
Gelelim sevgililerine, ailen ve başarıların konuşulsa da herkes en çok ilişkilerini merak ediyor, öncelikle şu an da hayatında biri var mı?
- Dı yani… Biri vardı ama bir süredir ayrıyız. Biraz hassas biriyim ilişkiler konusunda… Ama herkes beni alaycı yönlerimle tanıdığı için kimseyi ciddiye almadığımı sanıyorlar, aksine ilişkilerde hassas biriyimdir.
Sizi Edie Sedgwick ve Türkan Şoray'a benzetiyorlar; ne diyorsunuz?
- Edie'nin hayatını izlediğimde ağlamıştım, arkadaşlarım bile benzetti ama kariyerimiz ve sonumuz benzemesin diyelim. Türkan Hanım'a küçük yaştan bu yana benzetiyorlar,minik tesadüfler de var, bunlar güzel şeyler.
Magazinden sizi soğutan şey ne oldu, şöhret nasıl gidiyor mesela?
- Birşeyden soğuduğum yok aslında sadece yalan şeyler yazılmasa daha çok sevineceğim. Birgün uyanıyorsunuz ve hakkınızda bir iddia… Twitter hesabımdan artık açıklama yapmaktan bıktım. Umursamıyorum okumuyorum. Duymuyorum. Şöhret işi tuhaf, herkes birşeylere ters tepki vermenizi bekliyor, marka giyinmenizi çok makyaj yapmanızı, ukala olmanızı istiyor. Gerçekten umursamıyorum.
Boyunun uzun olması herkesin sıkıntısı olmuş, boyun kaç ve bacakların çok mu uzun?
- Herkes boyumu soruyor, anlamıyorum. 1.78 boyum. 1.90 falan yazan olmuş hayır abartmayın lütfen.
Uyuşturucu iddialarıyla suçlandın, ne diyorsun?
- Haberlerle ilgili açıklama yaptım ama insanlar göz ardı etti sanırım. Ben birşeye bağımlı değilim. Hayatımda uyuşturucu kullanmadım. Çok nadir; o da haftanın birkaç tane sigara içiyorum. Sigara bağımlısı bile değilim.
Nejat Uygur sizi 4 yaşında sahneye çıkarmış, bir nevi Nejat beyin sayesinde oyunculuğa heves ettiniz galiba?
- Nejat Bey sahnedeyken; ben de onun taklidini yapıyormuşum, oyun sonu dayanamamış elimden tutup sahneye çıkarmış. İlkokuldayken çok istedim. Anneme sordum,öğretmenlere danışmışlar,iyi olur demişler; böylece çocuk tiyatrosuna girdim.
Şimdi de Nejat Uygur'un efsane oyunu "Minti Minti" yeniden sahneleniyor, siz de yer alıyorsunuz?
- Deniz Çakır ile sahnede olmak çok keyifli, hem öğretiyor, hem çalıştırıyor. Ayrıca Nejat Bey’i tanıdığımda 4 yaşındaydım, şimdi 18 ve onun bir oyununda ve kadrosunda yer almak ayrıca gurur verici
TİYATRO HEP DEVAM EDECEK
Mete Büyüksaraç sizin üstünüze çok titremiş, müzik eğitiminizden, dil eğitimine, baleye, kayağa her birine ilginiz çok fazla, bir oyuncu olarak da bunlar sizin için ayrıca avantaj mı?
- Dil okuluna gitmek istememiştim. O dönem New York'ta oyunculuk eğitimi almak istiyordum, ama İngilizcem ve Fransızcam yeterli seviyede değildi. Annem bale yapardı, piyano çalardı, ona özendim. Babam kayak yapardı, çok gezerdi o konudada babama imrendim.
Hep tiyatro devam edecek mi? İyi bir dizi yapımcısı sizi ikna ederse tiyatroyu bırakır mısınız?
- Mümkün değil… Yıldız Kenter'e sözüm var, hiç bir zaman bana yapılan iyi şeyleri unutmamaya ve şımarmamaya… Tiyatro yapmayı seviyorum. Mimiklerim gelişiyor. Bir fahişeyi de oynadım,bir genç kızı da…
Tiyatro oyununuzun turneleri olacak mı?
- Böyle iyi bir oyun yapılır da turneye çıkılmaz mı? Memleketim Muğla, İzmir, Antalya, Doğu Anadolu her yere turneye çıkacağız. Herkes çok keyif alacak, tavsiye ederim.