Maral Büyüksaraç bilinmeyenleri anlattı

Düzgün fiziğiyle yapımcıları peşinden koşturan Maral Büyüksaraç, Altın Portakal'da gösterilecek sinema filminin yanı sıra, O'nu Boyner'in kataloglarında da görmeye başlayacağız. Boyner'in yeni güzellik elçisi Maral ile Boyner'in Lösev 'e destek çalışmasından sinemayla kadar birçok konu konuştuk.

15 yaşında başladığınız oyunculuk kariyerinize 4 yılda 2 televizyon dizisi, 3 sinema filmi, 1 reklam filmi sığdırdınız. 4 yılda 6 yapım iyi midir sizce?

- Normal bir rakam oldugunu düşünüyorum. Önüme sunulanları değerlendiriyorum. Her şeye atlamıyorum. Ailemle birlikte karar veriyorum. Acelem yok ki daha 18 yaşındayım. Okulum var. Londra'da teyzemle birlikte plak dükkanımız var. Orada zaman geçiriyorum. Oyunculuk mesleğim ama önce okulumu bitirmek istiyorum. Zaten yavaş yavaş oluyor her şey.

Sizi ilk izlediğimiz günden bu yana dört yıl içinde neler değişti hayatınızda?

- Yepyeni bir hayata geçiş yaptım. Karakter olarak çok fazla değiştim. Eskiden daha hızlı, telaşlı, agresif ama yine eğlenceli ve enerjiktim. Artık farklı hissediyorum. Özgürleştim. Büyüdüğümü farkettim ve artık hiç bir şeye şaşırmıyorum.

4 SAYFAYI 10 DAKİKADA EZBERLERİM

Bir anda gelen şöhretle birlikte neler hissediyorsunuz?

- Aslında çok hoşlanmadığım bir durum bu. Halbuki ben zaten bu işi yapıyordum. Benim için bir şey değişmedi. Bana güzel bir kız yerine "İşini iyi yapar, iyi bir oyuncudur"desinler, daha iyi hissediyorum kendimi.

Oyunculuk anlamında rol modelleriniz var mı?

- Yok. Çok fazla tiyatro oyununa gidiyorum. İzleyip alabileceklerim var ise alıyorum.

Üniversite süreciniz devam ediyor. Sizi zorlamıyor mu?

- Hiç zorlanmıyorum. İnanılmaz bir egzersiz aslında. Hayatın her alanında bu gerekli. Setteyim ertesi sabah sınavım var. Çalışmak için sadece bir gecem var. 5-6 günde hazırlanmam gerek normalde. Hele ki final vize dönemlerinde bütün sınavlar arka arkaya bir delilik. Tekste bir bakıp çekime giriyordum ya da sınav öncesi notlara bakıp sınava. 4 sayfayı 10 dakikada hafızama kaydettiğimi biliyorum.

AİLEM BU ROLÜ OYNAMAMI ÇOK İSTİYORDU

Peki "Faint Sound" filmine nasıl dahil oldunuz?

-- Gazetede bir haber okudum. Kadın cinayetlerini belgesel çekeceklermiş. Chris Surnames okul tezi için Adana'ya gelmiş. Mail attım. Adana'ya çağırdı -beni. İngiltere pasaportumda vardı. Birlikte araştırma yaptık, hazırlandık. Ailem bu projeyi kabul etmemi çok istedi. İnşallah güzel bir iş çıkar ortaya. Bol ödüllü olur.

Cesur musunuz risk alır mısınız?

- Doğru zamanlarda alırım. Keyfine düşkün bir kadınım. Nerede neyle huzurluysam onunlayım. Huzur ve keyfim öncelik benim için.

MUHTEŞEM YÜZYIL SETİ OKUL GİBİYDİ

Eskiye nazaran siz . . .
- Eski Maral sabırsızdı , büyük gibi gözükmeye çalışan , küçük bir kız çocuğuydu. Şu anda da büyümemi tamamlamış değilim. Kendimi şöyle ya da böyle olmalıyım diye sınırlamak istemiyorum.

Maral en son neye ağladı?
- Sette arkadaşımızın annesi vefat etti. Ona çok üzüldüm çok ağladım.

Vücudunuzda en çok sevdiğiniz yer hangisi?

- Büyükannem dişlerin çok güzel. Sanki artist olacağını biliyormuş öyle yaratmış yaradan, der. Güzel bir yüzüm var. Göğüs dekoltemi çok beğenirim.

Türkan Şoray, Fatma Girik, Filiz Akın, Hülya Koçyiğit, Müjde Ar, Belgin Doruk, Cahide Sonku ve Afife Jale. . . Onların ortak özelliklerine dönüp  baktığımızda hem masumiyet, hem seksi biraz asi ve umursamaz, çekici erkeksi tavırları hepsinin bulunduğu bir ekran yüzü. Siz bu saydığım ikonlarla benzeşiyorsunuz. Meral Okay tarafından keşfedildiniz. Yeşilçamın en iyi yönetmenlerinden Şerif Gören ile ilk sinema filminizi çektiniz.

- Çirkin veya güzel anlayışım yok. Birilerinin beni nasıl bulduğununda bir önemi yok. İşimi gerektiren kısımlarıyla ilgileniyorum.

Atilla Dorsay sizi Türkan Şoray'ın gençlik yıllarındaki hallerine benzetiyor.

- Türkan (Şoray)hocam çalışmak diyor. Doğru iş doğru projeler.

Muhteşem Yüzyıl tam da öyle oldu sizin için. Yükselişiniz diyebilirmiyiz?

- Okul gibiydi Muhteşem Yüzyıl seti. 1 sezon çalıştık. Ve çok şey kattı bana.

ERKEKLERİN İLGİSİ ÇOK FAZLA

İnsanların hakkınızda yanlış bildiği bir şey var mı?

- Kendini beğenmiş biri değilim. Beni öyle görüyorlarmış.

 Greta Garbo , Catherine Deneuve , Susan Sarandon gibi esmer yakıcı bir güzelliğiniz var. Boyner kataloglarında görüyoruz sizi bu yıl.

- Ayşe ve Elif Boyner ile çocukluk arkadaşıyız. Lösev'e destek verir misin dediler, çalışma başlatmışlar. Düşünmeden gittim.

Kadınlar kıskanmıyor mu sizi?

- Çoğu arkadaşım erkek. Kız arkadaşlarımı sıkıcı buluyorum. Kadınların çok fazla kıskanç bakışları ve tavırları oluyor. Erkeklerin ilgisi çok fazla.

Aşık Olduğum Adamlar Devrimciydi

Siyasetçi bir ailenin torunusunuz. Sizin siyasete bakış açınız nasıl?

- E malum yemeğe ailemde davetliydi. Gitmedim. Babamın iş hayatı ile benim özel hayatım farklı. Ama bu partiler arası fikir ayrımım olduğu için değil. Sıkıcı buluyorum samimiyetsiz.

Siz hic sinirli olmaz mısınız sabrınız taşmıyor mu hiç?
-(Gülüyor) Bazen benimde sabrımı taşıran şeyler oluyor. Ama kalp kırmayı sevmiyorum. Çünkü ben çok hassas ve kırılgan biriyim. Ama dışarıda tabi ki daha güçlü durmaya çalışıyorum. Bu yüzden de herkese özenli davranmaya çalışıyorum.

Yılmaz Güney'e aşık olduğunuzu söylemişsiniz bir röportajınızda?
- Yılmaz Güney hayallerimi süslerdi. Aktivist ve solcu yanı beni hep çok etkiler. İsmail'de öyle bir adam. Aşık olduğum adamlar devrimciydi.

Uzun zamandır İsmail Hacıoğlu ile ilişkiniz konuşuluyor. Nasıl tanıştınız?

-Kavga ederek tanıştık. Benim çok şımarık bir kız olduğumu sanıyormuş. Daha sonra bir gece telefonla aradı. Arar aramaz o gece görüştük. Özür diledi o geceden sonra elimi tutmaya başladı. Yani teklif falan da almadım. Birden oldu.

Peki şuan ilişkinizin hangi evresindesiniz?

-İsmail ile sakin bir ilişkimiz var. Çok sıradan bulanlar bile var. Ama biz birbirimizi çok sakınıyoruz. Hic konuşmadan bir kaç saat vakit geçirebiliyoruz o mac izliyor ben oyun çalışıyorum.

Peki son olarak Altın Portakal Film Festivali'nde sizin filminizde yarışacak.

-Evet. Festivaller beni çok heyecanlandırıyor.