Güncelleme Tarihi:
O travmayı yaşayanlardan biri de Soma Maden’e bağlı Atabacası’nda çalışan 9 yıllık madenci Erdal Güven. Patlamadan 10 dakika sonra arkadaşlarını, köylülerini ve akrabalarını kurtarmak için madene giren Güven, bandın üzerine yığılmış cesetlerin arasında yakınlarını aradı. Yaralıları kurtarmaya çalışırken maskesinin gazı bitince, ölen arkadaşlarının üzerlerindeki maskeleri kullanmak zorunda kaldı.
‘Bant ceset doluydu’
Erdal Güven, 28 yaşında... Erken yaşta Menekşe Güven’le evlendi. En büyüğü 4 yaşında olan ikisi kız üç çocuk babası. Soma’daki çoğu kişi gibi o da madenci. Facianın meydana geldiği gün, yeni aldıkları evin kredisi için bankaya gitti. İmza atmayı beklerken madende patlama olduğunu öğrendi ve hemen yardım için koştu. Madene ilk ulaşanlardan biriydi. Amcası Ahmet Güven, halasının oğlu Sezai Kilit, arkadaşları, köylülerini kurtarmak için ölümü göze aldı. Güven, madendeki yürek burkan tabloyu şöyle anlattı:
“Madene vardığımda kurtarma ekibinden birkaç kişi vardı. Korku ve endişe hakimdi. Amcam, halamın oğlu, diğer arkadaşların içeride mahsur kaldığını öğrendim. Madende kullandığımız maskeyi takıp içeriye daldım. Kömür bandının üzerinde yüzlerce ceset vardı. Amcamı ve halamın oğlunu aradım, bulduğumda ölmüşlerdi. Maskemin oksijeni bitti, nefes alamamaya başladım. Öleceğim aklıma geldi. O sırada kömür bandının üzerindeki ölü madencilerin bellerindeki maskeleri aldım. Çoğu bunları kullanmaya fırsat bulamamış. Onların maskeleri sayesinde hayatta kaldım. O sırada bir inleme duydum, birinin yaşadığını anlayınca sırtlayıp dışarı çıkardım. Engin Uslu adında bir madenciymiş. Sonra beni arayıp hayatını kurtardığım için teşekkür etti. Ölüm bandında amcamı, halamın oğlunu ve çoğu arkadaşım olan 11 köylümün cesedini buldum. Psikolojim bozuldu, gece saat 03.00’te eve döndüm. Konuşamıyordum, şoktaydım. Cesetler gözümün önünde gitmiyordu, geceleri uyuyamıyorum. Artık madende çalışamam, aklımda sürekli ölüm ve gözlerimin önünde cesetler
var. Borç harç içindeyim ama madende asla çalışamam. Çoğu arkadaşım o olaydan sonra madene girdi, ancak 1 saat sonra dışarıya kaçtı. Büyük bir travma yaşanıyor. İşçilerin psikolojisi bozuldu. Maden artık bizim için ekmek kapısı değil, ölüm demek.”
BİLE BİLE GÖNDERİYORLAR
Soma İçin Adalet Platformu oluşturan Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı Selçuk Kozağaçlı, işçilerin büyük bir travma yaşadığını belirterek, “Madene inmek istemiyorum, ölmekten korkuyorum ama bu işi kaybedemem” diyen onlarca madenci olduğunu söyledi. Bu kişilere hukuki yardımda bulunmaya çalıştıklarını kaydeden Kozağaçlı, “Yaşadığım sürece bir daha yer altında çalışmam. Canımı zor kurtardım, bir daha inmeyeceğim diyen onlarca madenci var. İşveren buna bile ‘Hayır, bu şekilde işten ayrılırsan sana tazminat ödemem’ diyor. Bu havzada 17 bin maden işçisi var. ‘Tekrar ineceğim, inmek zorundayım. Başka bir iş bilmiyorum, bunu yapacağım ama şu an inmek istemiyorum’ diyen işçiler de var. Bakanlara ertesi gün sabah, ‘Kimse madene inmek zorunda değil, ücretli izin verilsin’ dedirttik. Uygulanıyor mu? Hayır. Kentte birçok sorun var. Başka bir şirkete ait büyük bir ocak çalışmaya devam ediyor. Türkiye Kömür İşletmeleri’ne bağlı ocaktan herhangi bir bilgi yok” dedi.