Veli ŞAKIR
Oluşturulma Tarihi: Aralık 05, 2006 00:01
Türkiye’nin ve Ege Bölgesi’nin yer altı zenginliklerinin öneminin herkes farkında. Ancak, "Yer altı kaynakları yıllarca neden etkin kullanılmadı?" sorusu da kafalarda...
Maden yatakları ve ekonomisi konusunda önemli isimlerden, devlette görev yapmış, özel sektörden gelme ve akademik yapı içerisinde araştırmalar yapıp, projeler yürüten DEÜ Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. İsmet Özgenç ile madenleri konuştuk.
Türkiye’deki madenlerden yeterince faydalanılabiliyor mu?Bu halen ülkemizin kanayan bir yarasıdır. Yer altı kaynaklarımızı tam olarak değerlendiremiyoruz. Bunun pek çok nedeni var, ama temel neden 1935’lerde
Atatürk’ün başlattığı madencilik hamlesini tamamlayamamış olmamızdır. O dönemlerde ekonomik model olarak devlet destekli yatırımlara ağırlık verildi. Sonradan değişiklikler yapılmasına rağmen özel sektör madencilik konusuna pek girmedi. Nedeni madenciliğin bir risk sektörü olmasıdır.
Ege Bölgesi’ndeki altın madenleri işletilmeli mi sizce?Şüphesiz tüm madenlerimiz işletilmelidir. Ben konuya sadece altın açısından bakmıyorum. Önemli olan doğru ve çevre dostu teknolojileri uygulamak, bunu sıkı kontrol etmektir. Bütün gelişmiş ülkeler kendi madenlerini işletmektedir. AB kurallarına uymakta ve gereken her türlü önlemi almaktadırlar.
Türkiye’de madencilikle ilgili kamudaki yapılanma sizce yeterli mi?Kamudaki yapılanma yetersizdir. Maden Yasası tümüyle değiştirilmeli ve yeniden yazılmalıdır. Madencilikle ilgili kamu kuruluşlarının başına doğru kişiler getirilmelidir. Maden ruhsatları ekonomik yönden güçlü kurumsallaşmış yerli ve yabancı özel kuruluşlara verilmelidir.
Hep söylenir halk arasında "kaynaklarımızı kullansak biz kendimize yeteriz" diye. Gerçekten genel bir değerlendirmeyle Türkiye’deki durum nedir?Bakır, kurşun, çinko, altın, krom gibi metalik madenler ile kömür, bor gibi madenlerimiz oldukça fazladır. Endüstriyel hammaddeler dediğimiz mermer, kil, feldispat yataklarımız da çok zengin. Önemli olan Cevheri ham olarak satmak yerine işlenmiş mamul ürün olarak satmaktır.
KiMDiRİzmir Karşıyaka doğumlu. Karşıyaka Erkek Lisesini bitirdikten sonra Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden 1972’de Jeoloji Yüksek Mühendisi olarak mezun oldu. Üniversite eğitimini Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü burslusu olarak tamamladı. 1974’te Hacettepe Üniversitesi’nde asistan oldu. 1975’te de Ege Üniversitesi Jeoloji Bölümüne geçti. 1978’de Ege Üniversitesi Yerbilimleri Fakültesinde Doktor Mühendis ünvanını aldı. 1994’te doçent, 2000’de profesör oldu.