Madalyalara kulaç atıyor

Yaşar Üniversitesi'nde sporcu bursuyla öğrenim gören İzmirli Beliz Şen, yedi yaşında Alsancak Atatürk Yüzme Tesisleri’nde başladığı yüzme hayatını Türkiye Denizcilik İşletmeleri İhtisas Kulübü ve ardından da Fırtına Slam Yüzme Kulübü'nün lisanslı sporcusu olarak sürdürüyor. Beliz Şen, 12 yıllık spor hayatında birçok kez şeref kürsüsüne çıktı.
Yaşar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler 1. sınıf öğrencisi olan Beliz Şen, son olarak 12-14 Mayıs tarihlerinde Eskişehir'de yapılan Koçfest Üniversite Spor Oyunları'nda 200 metre serbest dalında Türkiye Şampiyonu olarak altın madalya kazandı. Aynı müsabakalarda 200 metre karışıkta Türkiye ikincisi, 50 metre sırtüstünde Türkiye üçüncüsü oldu.

Hedef  Universiade'da yüzmek

Genç sporcu hedefinin 2013'te Rusya'da yapılacak UNIVERSIADE'da Türkiye'yi ve üniversitesini temsil etmek olduğunu dile getirdi.
Haftanın altı günü iki saat havuzda iki saat de spor salonunda olmak üzere 4'er saat antrenman yaptığını söyleyen Şen, "Geçmişte yüzme denince ilk akla gelen şehir İzmir'miş. Birçok başarılı yüzücü İzmir'den yetişmiş. Eğitim ve havuz imkanlarının bir arada yürütülmesinin kısıtlı olması nedeniyle İzmir biraz geri plana düşmüş, bu liderliğini İstanbul'a kaptırmıştı. Hatta büyük kulüpler İzmir'e de şube açıp, başarılı sporcuları İstanbul takımlarında İzmir adına yüzdürmeye başlamıştı. Ancak şimdi şartlar değişti. İzmir'deki eğitim olanakları İstanbul'a göre daha avantajlı. Kulüp ve sporcu sayısı artıyor. Hatta İzmir'e geri dönen yüzücü arkadaşlarımız var. Ben de ilk Türkiye derecelerimi de yine İzmirli ve olimpiyatlarda yüzmüş birçok sporcu yetiştiren Cihan Aşkıner antrenörüm olduktan sonra aldım. Yaşar Üniversitesi'nin spor olanakları ve havuza yakınlığı da benim için bir avantaj. Bu nedenle İstanbul ya da Amerika'ya gitmeyi tercih etmedim.
İzmir'de Yaşar Üniversitesi'nde kaldım ve başarı grafiğim de yükseldi.
Derslerime de zaman ayırabildim" dedi.

Birkaç günde yüzmeyi öğrendi

Beliz Şen yüzmeye başlama hikayesini ise şöyle anlattı: "Üç yaşında yazlık evimizin yanındaki otelin yüzme havuzunun kenarındaydım. Havuzda oynayan arkadaşlarımın topu dışarıya kaçtı. Benden atmamı istediler. Ancak içlerinden biri çıkıp beni suya itti. İki metre derinliğindeki havuzda çırpınmaya başladım. Çevredekiler koşup yetişene kadar, suyun dibine çoktan batmışım. Çocukluğumla ilgili hiç unutamadığım tek anım budur. Annem çocukken havuza düşüp, sudan korkanların hikayelerini duymuş. Bu yüzden de etkilenmeyeyim diye benimle hemen havuza girdi. Ve ben birkaç gün içinde kollukları da atıp yüzmeyi öğrendim. Bu olay benim havuzu sevmemi hatta daha da bağlanmamı sağladı. Şimdi yüzmesiz bir hayat düşünemiyorum. İleride hem eğitim gördüğüm uluslararası ilişkiler alanında başarılı olmak hem de sürdürebildiğim kadar yüzme hayatıma devam etmek istiyorum."