Laleler arasında bir orkide

Güncelleme Tarihi:

Laleler arasında bir orkide
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 19, 2007 20:54

Nilgün Yerli Gürel adını duymamış olabilirsiniz. Ama Hollanda’da kitapları 500 binden fazla satmış bir yazar, Singapur, Dubai, Hong Kong ve İstanbul’da sahneye çıkmış, Hollanda Kraliyet Ailesi’nin isteğiyle özel gösterim sunmuş bir tiyatrocu, Hollanda’nın en önemli gazetelerinde köşe yazarı olduğunu öğrenince şaşıracaksınız. Laleler arasında farkını gösteren bir orkideyi tanıtacağım.

Laleler arasında bir orkide
Hollanda’ya gidiş öykünüz nasıl?- Babam Hollanda’daki Türk okullarında öğretmendi, 10 yaşımda gittik. Türk imajı iyi olmadığından sıkıntılar yaşadım. 15 yaşımda annem vefat edince babam evlenip Türkiye’ye geldi. Ben Hollanda’da kaldım, 3 sene yatılı okudum. 18 yaşımda uluslararası ekonomi okudum. Daha sonra tiyatroya başladım.Tiyatro nereden çıktı?- Ekonomideki hocam sosyal olduğumu, tiyatro gibi şeyler yapmamı söylüyordu. Bense işkadını olup, Türkiye ile Hollanda arasında ticaret yapmak istiyordum. Önce hobi olarak başladım tiyatroya. Kursa gittim. Sonra bir arkadaşım, ’ön yargılar üzerine tiyatro oyunu yazar mısın’ dedi. Yazdım, oynadık, çok ilgi gördü. Senede 250 gösterim oldu. 11 ay turda geçiyordu. Şimdilik oğlum için bıraktım. 1-2 yılda yeni oyunum Adem ve Havva ile döneceğim. Peki köşe yazarlığı nasıl başladı?- Bir radyo benden bir köşe yazısı yazıp seslendirmemi istedi. Çok beğenildi. Bu yazılarımla büyük bir gazeteye gittim, 10 sene Het Parool ve NRC-Next gazetelerinde köşe yazdım. Şimdi bir gazeteyle bir araba dergisine yazıyorum.Kitaplarınız?- İlk beş kitabım köşe yazılarımdan oluştu. Altıncı kitabım Karides Ayıklayan Kadın. Annemin dolayısıyla benim hayatımı anlatıyor. Annem karides ayıklardı. Uzun süre söylemeye utandım. 23 yaşımda annemi anlatan tiyatro yaptım. Gördüm ki izleyen herkes anneme derin saygı duyuyor. O zaman onu anlatan kitap yazdım. Şimdi bu kitabım film olacak. Filmi kim yapacak?- Kara Kitap adlı filmin yapımcısı filmi çekecek. Ben de belki annemi oynarım.KRALİYET AİLESİ’NİN İSTEĞİYLE SARAYDA GÖSTERİKraliçe ile nasıl tanıştınız?- Hollanda’da anneme ’Kraliçe ne yapar’ diye sorduğumda, ’Bütün annelerin annesidir’ demişti. 15 yaşımda annemi kaybedince kraliçeye, ’Tek annem siz kaldınız’ diye mektup yazdım. Zarfa sadece ’Kraliçe’ yazıp gönderdim. Cevap gelmedi. Bu hikayemi kitabıma yazmıştım. Birkaç yıl önce sarayda Hollanda’ya gelen Cumhurbaşkanımız Sezer onuruna verilen bir yemeğe davet edildim. Kraliçe Beatrix beni görmek istedi. ’Mektubun çocukken gelmedi ama 15 sene sonra kitabın vesilesiyle okudum’ dedi. Kitabımı okuduğu için heyecanlandım.Özel gösterim nasıl gerçekleşti?- Kraliçe gelini Prenses Maxima’ya benden sözetmiş. 17 Kasım 2006’da prensesin özel isteğiyle sarayda Kraliyet Ailesi ve üst düzey yöneticilerine gösteri yaptım. Kültür farklarıyla ilgili duygusal bir şarkı söylerken aslen Arjantinli olan prensesin ağladığını gördüm. Heyecandan sözleri unuttum.PİS TÜRK DİYEN HOLLANDALI TÜRKİYE’YE TATİLE GELDİNeden hep Hollandaca yazdınız?- Hollanda’da yaşıyor, bu dili konuşanlara sesleniyorum. Bu konuda çok gurur duyduğum olay nefret dolu bir Hollandalı ile ilgili. Bana ’Pis Türk, gazetemi kirletiyorsun, defol git’ diye mektuplar yazıyordu. Kitaplarımı gönderdim. Geri gönderdi. "İlk bir Alman’dan hediye almıştım, savaşta ailemi öldürdü, ben yabancıdan hediye almam" diye yazmış. Tekrar gönderdim ’Her yabancı bir değildir’ diye. 2 yıl sonra Türkiye’den bir kartpostal geldi. Bu adam Türkiye’ye gelmiş, ’Yabancılara nefretimi yendiniz, teşekkür ederim’ yazmış. Kariyerimdeki en büyük başarıdır.KİTABIM HOLLANDA’DA 350 BİN SATTI Kitaplarınızı Türkçeye çevirmeyi düşünüyor musunuz? - Bir yayınevi Karides Ayıklayan Kadın kitabımı çıkarmak istedi. Hollanda’da bu kitabım 350 bin sattı. ’15 milyonluk Hollanda’da 350 bin satan kitap 70 milyonluk Türkiye’de kimbilir kaç satar’ diye sevindim. Yayınevi 350 bini duyunca şok oldu. ’Burada 50 bin bile best seller’ dedi. Öğrendim ki; maalesef halkımız okumayı çok sevmiyor. Bir şekilde popüler olan kitaplar çok okunuyormuş. ’Herkes okuyorsa ben de okuyayım, dışlanmayayım’ mantığıyla..ÖNCE KENDİ KONSOLOSUNİYİ DAVRANMAK ZORUNDAAvrupa’da yaşayan Türkler çok zorluklar çekiyor değil mi?- Bunu anlamak için orada bir Türk olmak gerek. Bir komedi gösterim vardı. Herkes gülerken ilk sırada başı örtülü bir teyze ağladı. Neden ağladığını sorunca ’Ben Hollanda’da ne pis işler yaptım, bizden sonraki nesil başarılı olsun diye. Seni görünce değdiğini anladım, gururumdan ağladım’ dedi. Önyargıları yıkmak zor mu?- Kitaplarım, tiyatrolarım hep önyargılar ve kültür farkları üzerine. Tabii bizde de suç var. 1960’da Avrupa’ya giden tek hayalle yaşamış. ’Para kazanıp, memlekete döneyim.’ Dönememiş çünkü çocukları okula başlamış. Kökler burada, dalları orada bir topluluk. Devletimiz oradaki Türklere sahip çıkmamış. Pasaport için elçiliklerimize giden insanlarımız üçüncü sınıf muamele görüyor. Kendi konsolosun, elçin iyi muamele yapmazsa Avrupalı hiç yapmaz. Avrupa’daki imajımız; Adapte olmayan, cahil, dil öğrenmeyen, kan davası güden topluluk. Avrupalı ’2,5 milyon Türk’le baş edemiyorum, 70 milyonla ne yaparım’ diyor.BİZ HALA EKONOMİNİN TEMELLERİYLE UĞRAŞIYORUZTürkiye’de nelere şaşırdınız?- Dükkanlar, ithal mal satarken adeta gurur duyuyor, yerli malı küçük görüyor, bu çok üzücü. Biz ülkemizi yüceltmezsek başkasından nasıl bekleriz? Herkes ülkesini ekonomiyle yükseltmeye çalışırken biz temelle meşgulüz. Bu çok acı. Ata’ya, cumhuriyete sahip çıkmak gibi temel düşüncelerin oturmuş olması gerekirdi. Türkiye’nin her şeyi var. Bütün olup daha iyisini yapmalıyız. Eleştiriye açık değiliz. Açık olmazsak yanlışları göremeyiz. Projelerinizden söz eder misiniz? - Ben Kimim adlı kitabımı yazıyorum. Hollanda’dan bir çocuk kitabı teklifi aldım. Parası Afrika’da çocuk hastanesi yapımına harcanacak. Bir ayakkabının serüvenini anlatacağım. Ayakkabıları da yapıp gelir için satacağız. Yaptırmak için Çin’e gittim. Ama kaliteyi beğenmedim şimdi burada yaptırıyorum.
Haberin Devamı

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!