Güncelleme Tarihi:
VETERİNER Hekim Türkan Evren, kurban kesenlerin, hayvanlardan geçen hastalıklardan, ‘‘Kist hidatit'' konusunda açıklama yaptı, şunları söyledi:
‘‘KİST Hidatit, paraziter bir hastalıktır. Et yiyicilerin (Köpek, kurt gibi)ince barsaklarında yaşar ve onlarda belirgin bir semptom oluşturmaz. Fakat ana konakları olan insan ve ot yiyicilerin (Sığır, koyun gibi) iç organlarında kistler oluşturur. Parazit, etle beslenen hayvanların ince bağırsaklarında olgunlaşır ve yumurta çıkarmaya başlar. Yumurtalar dışkı yoluyla etrafa saçılır insanlar ve ot yiyiciler (Sığır ve koyun ve keçi) bu yumurtaları, enfekte dışkı ile bulaşmış otlar, sebze ve meyvelerin iyice yıkanmadan yenmesiyle alır. Ayrıca sinekler enfekte dışkılara konarak yumurtaları insanların gıdalarına bulaştırabilir. Kuruyarak toz haline gelen yumurtalar solunum yoluyla da insana geçebilir.
Et yiyen hayvanlara bulaşma ise enfekte sakatatların yenilmesi ile olur. Bu yüzden kurban kesimlerinin veteriner hekimce denetlenen yerlerde yapılması, şüpheli sakatatların kesinlikle çevredeki hayvanlara verilmemesi ve onların ulaşamayacakları noktalarda imha edilmeleri gerekir. Evlerde beslediğimiz hayvanlarımızı, düzenli olarak veteriner hekime götürmeli ve parazit tedavisini aksatmadan yaptırmalıyız. Dikkatinizi çekmek istediğim en önemli nokta ise enfekte sakatatı çiğ yiyen köpeklerde bulaşma olmasına rağmen aynı sakatatı yiyen insanda böyle bir durum söz konusu değildir. Kist hidatiti köpeğin kılı değil, kılın üzerine yapışan yumurta yapar.''
Başkan çok keyifli
KONAK Belediye Başkanı Erdal İzgi'nin kuş sevgisi herkesçe biliniyor. Makam odasında kanarya besleyen İzgi, belediye otoparkındaki güvercinleri uçurarak da stres atıyor. Bugünlerde İzgi'nin keyfine diyecek yok. Her biri farklı özellikler taşıyan güvercinlerin yavruları yumurtalarından çıkarak, palazlanmaya başladı. İzgi, her gün yavruların gelişimini kontrol ediyor. (Fotoğraf: DHA - Utku BOLULU - İZMİR)
ROMA'NIN ÖYKÜSÜ
İZMİR Turizm İl Müdürü Ayla Karamete, 13 yıl önce İtalya'da ataşelik görevindeyken kedisi Roma ile tanıştı. Karamete bu öyküyü şöyle anlatıyor:
‘‘GÖREV süremin sonunda İtalya'daki bir hayvansever ailenin evine davete gittim. (Hayvan sevginizi biliyorum) dedi. Beni üst kata çıkardı, 5 yavru kedi annelerini emiyordu. Bana, (Bunlardan birisini şeç. Sana Türkiye'ye giderken vermek istiyorum) dedi. Kediler Norveç ve İran kırmasıydı. (Bunlar anneleriyle olmak istiyorlar, üstelik daha süt emiyorlar, onları alamam) dedim. İtalyan dostlarım, (Sen birini seç, isim koyalım. Biz sana getiririz) dedi. O an aklıma Roma geldi. 2,5 ay sonra kediler anne sütünden kesildikten sonra geldi. Bir gün evimizin kapısı çalındığında karşımızda İtalyan dostlarımız ve kucaklarında Roma'yı gördük. O an dünyalar benim oldu.’
Sezar neredesin
KARŞIYAKALI Eczacı Arzu Özdemir'in her gece Girne Bağcılar Parkı'na götürdüğü, gezip oynadığı, golden retriever cinsi köpeği Sezar kayboldu. Arzu Hanım, Sezar'ının bulunması için hayvanseverlerden yardım bekliyor, onu şöyle anlatıyor:
‘‘Beyaz tüylü bir golden retriever, kuyruğu kısa. Gözleri ve burnu siyah, sanki birisi çizmiş, oyuncak gibiydi. Bebekliğinde aldığım için artık bana benzemeye başlamaştı ve beni çok iyi anlıyordu. Su içmek için sadece banyo duşunu kullanıyordu. Banyo kapısına gidip beklerse susamış demekti. Kemik nerede, top nerede, baba nerede, Sezar'ın yemeği nerede, tüm bunları anlamaya başlamıştı. Tasma takmayı sevmiyordum çünkü bana bakarak kakasını yapmak zor geliyordu daha geç yapıyordu. 22 Şubat günü yine çıktık. 21.30'da geldi ama ihtiyaçlarını yapmadı. Tekrar 23.30'da çıktık ve Girne Bağcı Parkı'nda çamların arkasından koşup geldi, yine gitti. Bir sokak köpeğiyle oynadı, sonra yine çamların arkasına geçti. Yarım saatte üşüdüm. Almaya gittim. Kadının biri naylon parçalıyordu ve çamlar sallanıyordu. Sezar yoktu. O günden beri hayat tatsız.''