Yaşar AKSOY
Oluşturulma Tarihi: Mart 24, 2007 22:12
Büyük Türk bestecisi İzmirli Ahmed Adnan Saygun'un son eseri "Bir Kumru Masalı", İzmir Devlet Opera ve Balesi tarafından dünya prömiyerinde üstün başarıyla sahnelendi. İzmirliler, hemşehrileri Saygun hocalarını gururla bağırlarına bastılar.
ELHAMRA binası bir tarihtir.. "İzmir Devlet Opera ve Balesi"nin tam 25 yıldır başarılı çalışmalarına şahit olduğumuz bu binada, dünya çapında ses getireceğine inandığım iki perdelik bir balenin dünya prömiyeri gerçekleşti.İzmir'in gururu, büyük Türk bestecisi "Ahmed Adnan Saygun"un son eseri olan "Bir Kumru Masalı", bestecinin 100. doğum yılı anısına sahnelendi. 7 Eylül 1907'de İzmir'in Halilrifatpaşa semtinde dünya gelen hocamıza bundan büyük armağan olamazdı, şüphesiz öte alemde bütün bunları hissetmiş ve mütevazi biçimde evlatlarını alkışlamıştır.
HERŞEY MÜKEMMELÖncelikle kurumun değerli müdürü Alpaslan Mater'i ve çalışma arkadaşlarını, eserin ünlü Alman koreografı Tnorsten Kreissing'i, orkestra şefleri İspanyol Tulio Gagliardo ve Ali Hoca yönetimindeki orkestra üyelerini kutlarım.
Başlıca rolleri üstlenen Kıvaç Ekin, Zeynep Bengier, Burcu Olguner, Aslı Çilek, Banu Dağcıoğlu, Nazmiye Kıratlı, Tolga İyiuyarlar, Timur Varlıklı, Sertan Yetkinoğlu, Olcay Tunceli ve tüm diğer oyuncuları, dekorcu Tayfun Cebi, kostümcü Sevda Aksakoğlu ve ışık tasarımcısı Müfit Özbek'i, oyunda rol alan minik öğrenciler timini yürekten alkışladık. Oyun içeriği, müziği, dekoru, kostümü ve ışığı ile bir bütün teşkil etti ve sanatseverlere yürek çırpıntısı bile hissettirmeyen bir estetik donmuşluk hissi vererek akıp gitti.Eseri, senfoni orkestramızın eski müdürü sevgili ağabeyim Tuncer Olcay ile izledim. Önümüzde sevgili Önder Kütahyalı ve eşi bulunuyordu. Daha ön sıralarda Prof. Tuna ve eşini, Filiz Eczacıbaşı Sarper ile Ayşe Tatari'yi gördüm. Oyunun arasında Devlet Tiyatrosu eski müdürü Önder Alkım ve Milli Kütüphane Müdürü Ahmet Gürlek ile birlikte olduk. Çıkışta, kültür adamı Şefik Kahramankaptan ve İzmirli büyük şair Refik Durbaş ile kucaklaştık. Saygun sevgisi bizi yıllarca sonra buluşturmuştu.
BİR KİTAPÇIKDünya prömiyerinde kurumun bastığı bir program kitapçığı sunuldu. Bestecinin 100. yılını anısına bir çok değerli müzik adamının ve yazarın çalışmalarının toplandığı güldeste biçimindeydi. Yasemin Esra Doğancı'nın "Tarihlerle Saygun", Saygun'un İzmir'deki 1987 Ocak Semineri konuşması ile Fehamettin Özgüç, Adnan Atalay, Müfit Bayraşa, Üner Birkan, Cengiz Tanç, Mucize Özünal, Prof. Dr. Denis Arman Canal, Prof.Gülper Refig, Önder Kütahyalı, Sayram Akdil, Şefik Kahramankaptan, Serap İlhan, Yetkin Özer, Fırat Kutlk veYaşar Aksoy gibi kültür adamlarının Saygun'u çeşitli yönlerden ele aldıkları yazıları ile Saygun'un Partisyon Notları'nı kapsayan bu kitabı, tüm klasik müzik sanatçıları, senfoni orkestrası elemanları, tüm konservatuvar eski ve yeni öğrencileri edinmelidir. Bir Kumru Masalı'nı, kaçırmayın derim!Saygun anısına kitapİzmir Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü, 116. program dergisini, Saygun'un "Bir Kumru Masalı" eserine tahsis etti. Kitap boyutlarındaki program dergisi, Saygun hakkında tüm bilgileri kapsayan bir değerli yayın oldu
25. kuruluş yılımızı kutluyoruzKuruluşunun 25. yılını kutlayan "İzmir Devlet Opera ve Balesi"nin başarılı ve çalışkan müdürü Alpaslan Mater, 25. yıl coşkusu içinde, "Saygun'un 100.Doğum Yılı"nı kutlamanın, tüm kurum çalışanları arasında eşsiz bir heyecan ve gurur yarattığını belirtti. Mater, başta Alman koreograf Thorsten Kreissing, orkestra şefi İspanyol Tulio Gagliardo Vares ve Türk şef Alis Hoca olmak üzere tüm sanatçıların büyük bir gayretle tam bir yıllık bir çalışma sonucunda, dünya sahnelerinde alkışlanacak bir bale gerçekleştirdiklerini belirtti.Alpaslan Mater, Saygun'un son eseri olan "Bir Kumru Masalı"nı arşivlerde bulduktan sonra harekete geçtiklerini, büyük bir özveriyle çalıştıklarını ve dünya prömiyerinden sonra, 29 ve 31 Mart, 10, 12 ve 28 Nisan tarihlerinde baleyi yineleyeceklerini ve sanatsever İzmirlileri oyuna beklediklerini belirtti.İlk kez yayınlanan bu resimde, Halilrifat Paşa Caddesi üzerinde 187 Sokak köşesindeki Saygun'un doğduğu evi görüyoruz. Tam köşedeki odada Saygun'un piyanosu vardı. (Yaşar Aksoy Arşivi)
Önce İzmirliyim ben!Dedem Hilmi Dölek'in ilkokul öğrencisi, sevgili Saygun hocam ile, 1990 yılında yakın akrabası Mehmet Aşçıoğlu'nun evinde buluştuk. Bu söyleşiden bir yıl sonra hocamız vefat etti. İzmir'in önemi üzerine yönelttiğim bir soru üzerine Saygun şöyle demişti: "Nevşehir'de yaşasa idim, bu günlere gelemezdim. Herşeyimi İzmir'e, beni yetiştiren okullara, öğretmenlerime borçluyum. Daha sonra Avrupa ve Amerika'daki başarılarım, bu temelleri üzerinden yükselir. Önce İzmir gelir.. Önce İzmirliyim ben!"Saygun'un bu sözleri kulağımıza küpe olmalı. Yayınladığım Saygun'un evi resmine iyi bakın. Bu evin köşedeki odasında Saygun'un piyanosu varmış.. Çevre evlerden keman, ud, kanun sesleri gelirmiş. 1980'lerde ayakta olan bu evi, ne yazık ki, koruyamayıp yıktık!
<ımg>ımg>