Güncelleme Tarihi:
Sanıklardan batan teknenin kaptanı Burhan Yılmaz hakkında 36'sı ağırlaştırılmış 64 müebbet ile yardımcısı Mustafa Mucuk için 36'sı ağırlaştırılmış 63 kez müebbet hapis cezası istendi.
Olay, geçen yıl, 6 Eylül'de Zilli Burun Mevkisi'nde, karadan 25-35 metre açıkta meydana gelmişti. Teknenin kaptanı Burhan Yılmaz, yardımcıları Mustafa Mucuk ve Hacı Çoban, Suriye uyruklu organizatörler Sezar İbrahim, Milat Korkis ve Muhammet Mardini, 15 metre boyundaki ‘Salior’ isimli tekneyle tamamı Suriye uyruklu olan 36'sı çocuk 63 kişiyi Yunanistan'a kaçırmak için koya geldi. İçerisi göçmenlerle dolu olan tekne, koydan hareketinden yaklaşık 35 metre sonra aşırı yük nedeniyle su almaya başladı, bir süre sonra da battı. Vatandaşlar, su yüzünde parçalanmış tekne parçaları görünce durumu yetkililere bildirdi. Kısa sürede olay yerine gelen jandarma, sahil güvenlik ve sağlık ekipleri, su yüzeyine çıkmaya başlayan kaçakların cesetleriyle karşılaştı. Dalgıçlar kapalı olan kamara kısmını açtıklarında 36'sı çocuk 63 kişinin cesedine ulaştı. Olayla ilgili soruşturma başlatan jandarma, teknenin kaptanı Burhan Yılmaz, yardımcıları Mustafa Mucuk ve Hacı Çoban ile Suriye uyruklu organizatörler Sezar İbrahim, Milat Korkis ve Muhammet Mardini'yi yakaladı. Adliyeye sevk edilen altı zanlı, nöbetçi mahkemece tutuklandı.
17 SAYFALIK İDDİANAME
Olayı soruşturan Cumhuriyet Savcısı Kazim Yıldız, 17 sayfadan oluşan iddianamesini hazırlayarak sanıklara ağır cezalar istedi. Savcı Yıldız, tutuklu sanıklar tekneni kaptanı Burhan Yılmaz, yardımcıları Mustafa Mucuk ve Hacı Çoban, Suriye uyruklu organizatörler Sezar İbrahim, Milat Korkis ve Muhammet Mardini hakkında “Göçmen kaçakçılığı yapma, sahte belge düzenleme,suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, olası kasıt ile adam öldürme ve kasten öldürmeye teşebbüs ” suçlarından 63'er kez müebbet ve 15 ile 18'er yıl hapis cezası istemiyle yargılanmaları için ağır ceza mahkemesinde dava açtı.
GERİ GERİ GELİP KURTARMAK İSTEMİŞ
Dava dosyasında da yer alan ve olaydan beş gün sonra batan teknenin bulunduğu yere dalan dalgıç bilirkişi Erhan Öztürk, hazırladığı raporunda, olayın vehametinin ne kadar korkunç olduğunu gözler önüne serdi. Erhan Öztürk, raporunda, “Batan tekne 13-15 metre boyunda. Çapanın bağlı olduğu, zincir uçunun teknenin 50 metre açığında 11-30 metre derinlikte taranmış vaziyette duruyor. Çapa yerinden sökülmüş, çapanın bağlı olduğu zincirin ırgat sistemi çalışır durumda. Teknenin dış yüzeyinde yapılan incelemede ise Sancak bölümünde kayalara vurma sonucu yaklaşık 35 santimetrelik yarık ve 15 santimetrelik içeriye göçme meydana gelmiştir. Tekne, suyu, ilk olarak makina dairesinden alıp direk iç koridora boşaltıp kamaraya verip dengeli bir şekilde batmıştır. Motor aksamı sağlam, sağ motorun da rölantiye alınmıştır. Kontak ve iskele motoru açık durumda. Tornistan (geri vites) olduğu ve tam gaz geri gitmek istediği anlaşılmış, tüm elektronik cihazlar çalışır durumdadır” dedi
KAPI KİLİTLİYMİŞ
Korkunç olayın yaşandığı gün Sahil Güvenlik Komutanlığı'nca tutulan tutanakta ise, “Beyaz renkteki saç teknenin, alt güvertesi 10, üst güvertesi ise 5 metre derinliktedir. Pervaneleri ve kıç tarafından zemine gömülü, baş tarafının ise yukarı baktığı, ana makinaya ait gaz kolu tornistan konumundadır. Teknede, darbeden dolayı ezilmeler ve kıç aynalığında 15-20 santimetre civarında ayrılma olmuştur. Köprü üstünden güverteye açılan sürgülü kapının hafif aralıklı olduğu fakat açmaya çalışıldığında kapıların ray yataklarından sıkışmalar oluşmuştur. Dalgıçların ilk etapta köprü üstünde ve alt koridorunda bulunan cesetleri çıkarıp, kilitli olan büyük kamara kapasının menteşelerden kırılarak açılması sonucu da 60 ceset çıkarılmıştır. Teknenin batmasının nedeni ise aşırı yük ve kayalıklara çarpması sonucu, sancak kıç omuzunda yara, yırtık oluşmasından kaynaklanmıştır. Teknenin yolcu taşıma kapasitesi 33 kişidir. Ancak bu kapasitenin aşımı, teknenin batmasına tek başına neden olmamıştır. Teknenin battığı yerde, coğrafi yapı olarak karadan bağımsız büyük kaya parçaları mevcuttur. Doğal liman olmadığından da yolcu alımı için uygun değildir. Tekne, olay yerinde denize karadan 50 metre açığa çapa atarak tornistan (geri viteste) yanaşması sonucu, göçmenleri aldıktan sonra, kayalara çarpması ve günün hava şartları nedeniyle teknenin hasarsız olarak denize açılmasının olanaksıza yakın olması ve bunun sonucunda motorun su alması sonucu batmıştır” dedi.
DOKTOR YURİ ORGANİZE EDİYOR
Batan tekneden sağ kurtulanlarında ifadesinin yer aldığı iddianamede, “Doktor Yuri” ismine sık sık rastlandı. Olayda sağ kurtulan Suriye uyruklu İmad Yunus, ifadesinde şunları belirterek, “Doktor Yuri isimli kişiyi Macit Berko aracılığıyla Haseki'de tanıdım. Bu iki kişi ile cep telefonu ile irtibata geçtim. İtalya'ya gitmek için 13 bin Eoru'ya anlaştım. Türkiye'ye eşim ile birlikte pasaport ile giriş yaptık. Yuri ile burada görüştükten sonra İzmir'e geldik. İzmir garajında bizlere karşılayıp bir otele götürdü. Burada kaldıktan sonra minibüs ile bizleri otelden alıp olayın olduğu yere getirdiler. Gece dağda kaldık. Şoför bizlere yiyecek getiriyordu. Bizleri sahile indirip, tekneye bindirdiler. Kaptan ile bazı kişiler tartışıyordu. Kadın ve çocuklar alt kata indirildi. Kaptan gemiyi biraz hareket ettirdikten sonra kayalara çarptı. Ters dönen gemiden çıkıp kıyıya kadar yüzdüm. Eşim olayda öldü. Sanıklardan şikayetçiyim” diye konuştu.
YOLCULARDAN BENİM HABERİM YOKTU
Teknenin kaptanı Burhan Yılmaz ise ifadesinde kaçakları götüreceğinden haberi olmadığını söyledi. Yılmaz,“Geçen yıl Ağustos ayında tekneyi Oktay Çelik isimli kişiden Turan isimli kişi ile tur yapmak için kiraladım. Daha sonra bundan vazgeçtim. Turan, tekneyi Çeşme'ye götürmemi istedi. Gemici ehliyetimin buna uygun olmadığını söyledim. Bana başka bir kaptanın belgelerini verince yola çıktım. Yolda tekne arıza yaptı. Tamir için Levent marinaya gittim. Tamirden sonra iki kişi yanıma geldi. Onlarla birlikte yola çıktık. 10 mil açıldıktan sonra tekrar arıza meydana geldi. Mustafa Mucuk'u telefonla arayıp tekneye gelmesini söyledim. Turan, telefonla arayıp, Kuşadası'na gelmemi istedi. Turan, yoldayken telefonla arayıp ‘Misafirler var’ diyerek onlarıda almamı söyledi. Belirtilen yere gittim. Karaya yanaştım. Kıyıdan 30-40 kişi tekneye atladı. Bu sayı arttı. Tekne batmasın diye sığ yere sürdüm. Kadın ve çocukları aşağıya ben indirmedim. Yolcuların başında kimse yoktu. Gemi kayaya çarpıp batmaya başladı. Yolcuların inmesini söyledim. Ama kimse beni dinlemedi. Teknenin yanaştığı yeri GPS'den sığlık durumuna göre tespit ettik. Buraya daha önce hiç yanaşmadım. Buraya yanaşmamı telefonla arayan kişi söyledi” dedi.
ELE VERMESİN DİYE ÖLDÜRMEK İSTEMİŞ
Savcı Kazim Yıldız, iddianamede örgütün hiyerarşisinin ve gizliliğin söz konusu olduğunu, nasıl çalıştıklarını da ayrıntılı şekilde belirtti. Savcı Yıldız, sanıklardan kaptan Burhan Yılmaz ile Mustafa Mucuk'un diğer sanıklar tarafından tanınmadıklarını, örgüt üyelerinin kod isim kullandıklarını, bu nedenle örgütün yapılanmasının çözümünün zor olduğunu kaydetti. Ancak ayrılan ve gizli olarak yürütülen soruşturmada örgütün faaliyetleri ve hiyerarşisi yönünden delillerin bulunduğunu da söyledi. Savcı Yıldız'ın, tekne battıktan sonra kaptan Burhan Yılmaz'ın, karaya çıkmaya çalışan yolculardan Hüseyin Şabaz'ı kendisini ele vermemesi için başına suya batırarak öldürmeye de çalıştığını belirtti. Bu nedenlerle, Burhan Yılmaz'ın. ölen 36'sı çocuk ölen 63 kişi ile öldürmeye çalıştığı Hüseyin Şabaz yönünden 36'sı ağırlaştırılmış toplam 64 kez müebbet ve 18 yıl, Mustafa Mucuk hakkında 36'sı ağırlaştırılmış toplam 63 kez müebbet ve 18 yıl, Sezer İbrahim, Milat Korkis, Hacı Çoban ve Muhammet Mardini'nin de 18'er yıl hapis cezası ile yargılanmalarını istedi. Sanıklar önümüzdeki aylarda hakim önüne çıkacak.