Korkunç karar

Güncelleme Tarihi:

Korkunç karar
Oluşturulma Tarihi: Haziran 11, 2000 00:00

Haberin Devamı

İzmir'de ensesinden zıpkınlanarak ölümün eşiğine gelen Radiye Nine ‘‘Kızlarım ve ben intikamdan korunamayız’’ diyerek gözü dönmüşten davacı olmayacağını söyledi.

ATATÜRK Eğitim Hastanesi'nde başarılı bir operasyonun ardından yeniden yaşama dönen ‘‘zıpkın kurbanı’’ 71 yaşındaki Radiye Uygur, Hürriyet EGE'de yayınlanan fotoğrafını görünce, ‘‘Aman Allahım bu ben miyim’’ dedi.

İntikam korkusu...

SALDIRGANI çok kısa süreyle gördüğünü anlatan Radiye Nine, ‘‘Benden birşeyler almak için böyle bir saldırıda bulunduğu kesin. Ancak davacı olmayacağım’’ diyerek toplumsal bir gerçeği de su yüzüne çıkardı.

Yine canımız yanabilir

ZIPKININ birkaç milim yana kayması sayesinde ölemden kılpayı kurtulan Radiye Uygur, davacı olmama kararının gerekçesini de şöyle açıkladı: ‘‘Kızlarım ve ben yalnız yaşıyoruz. Saldırgan, intikam duygusu içinde yine canımızı yakabilir...’’

Gittikçe yiten güven

HIRSIZLIKLARIN çoğunda ‘‘Nasıl olsa bulunmaz’’, bu tür olaylarda da, ‘‘Başım daha sonra derde girer’’ korkusuyla vatandaşların şikayetçi olmadığı, polisin de vatandaşları ‘‘Biz yakalıyoruz CMUK bırakıyor’’ diyerek yönlendirdiği belirtildi.

KIZININ İDDİASI

RADİYE Uygur'ın kızı Gülperi Uygur saldırgandan şikayetçi olmamaları konusunda ilginç bir iddiada bulundu. Uygur, ‘‘Polis memurları (Siz şikayetçi olsanız da, olmasanız da kamu davası açılacak. Bu saldırgan bir şekilde yakalanacak. Eğer şikayetçi olursanız, yarın hapisten çıkıp annenize, size ya da diğer kardeşinize bir kötülükte bulunabilir) dedi. Ben çocuğumla yaşıyorum. Ablam ve annem de yalnız yaşıyor. Polislerin söylediklerine katılmamak da mümkün değil. Gerçekten korktuk, şikayetçi olmadık’’ dedi.

Ensemde elektrik çarpması hissettim

DEHŞETİ ANLATTI:

RADİYE Uygur başarılı operasyonun ardından yoğun bakımdan çıkarılarak servise alındı. Uygur olay dakikalarını anlatırken aynı acıyı bir kez daha yaşadı. Radiye Nine şöyle devam etti:

‘‘ELLERİMDE dolu fileler vardı. Akrabam Güner'le oturduğu apartmandaki arkadaşlarıyla çay içip sohbet edecektik. Çay içeceğimiz kadını tanımadığım için, apartmana girerken üç dört tane farklı zile bastım. Diafondan geldiğimi söyledim. Kapı açıldı, içeri girerken arkamdan efendi görünümlü gözlüklü biri daha geldi. Asansör kabinine girdim. 3. kat düğmesine basarken, onun hangi kata çıkacağını sordum. Sormamla birlikte ensemde bir yanma, bir cereyan çarpması hissettim. Hatta ona da (asansöre girme evladım elektrik çarpıyor) diyecektim ki. Adam benim üzerime asansörün kapısını itti. Çığlık atıp kapıyı tekmeledim, imdat diye bağırdım. Herhalde panikleyip kaçtı. Sonrasını hayal meyal hatırlıyorum’’ dedi.

Nasıl şikayetçi olurum

OLAYIN ardından kendisini zıpkınla yaralayan saldırgandan şikayetçi olmayan Radiye Uygur, ‘‘Bizim aile olarak çok şükür kimseyle bugüne değin bir husumetimiz, bir düşmanlığımız olmadı. Herkesle iyi geçindik. Maddi durumumuz iyi olduğu için fakir insanlara hep yardım etmeye çalıştık. Bana böyle bir düşmanlığı kim yapmış olabilir ki. Kesinlikle tanımıyorum. Zaten yüzünü doğru dürüst göremedim. Benden birşeyler almak için böyle bir saldırıda bulunduğu kesin. Ya da bir sapık. Bilemiyorum. Tanımadığım birinden nasıl şikayetçi olabilirim. Yaşadığım için şükrediyorum. Beni öldürebilirdi de’’ dedi.

Polisten özel ekip

İZMİR'de son zamanlarda artan hırsızlık, yankesicilik, gasp ve kapkaçcılık gibi olayların önüne geçmek amacıyla polis özel ekipler kurdu. Asayişten Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Seyfi Eroğlu, çözüm için strateji ürettiklerini, özel ekipler oluşturduklarını açıkladı.

METROPOL İlçelerdeki polis memurlarının çalışma saatlerinin yeniden düzenlendiğini belirten Eroğlu, ‘‘Tüm İlçelerdeki Asayiş bürolarında çalışan memurlar ile diğer memurların çalışma saatleri 12-12 sistemine döndürüldü. Önceki gün İl Emniyet Müdürü Hasan Yücesan'ın talimatıyla başlattığımız uygulamada son zamanlarda artan hırsızlık, kapkaçcılık, yankesicilik gibi olayların önüne geçmek amacıyla bu tip olayların yoğun yaşandığı yerlerde pusu kurup sivil memurları konuşlandırdık’’ dedi.

KENTİN ana caddelerinde de ekiplerin araçların tepe lambalarını yakarak ring halinde dolaştığını belirten Eroğlu, ‘‘Aldığımız kararlar ilçe emniyet müdürlerinin koordinesiyle hayata geçirildi. Çalışmalar sürekli devam edecek. Asayiş Şube Müdürlüğü'ne bağlı Hırsızlık, Oto Hırsızlık, Yankesicilik ve Dolandırıcılık ve Gasp Bürosu ekipleri de son zamanlarda artan olaylarla ilgili çalışmalara başladı. Amacımız bu olayların en kısa sürede asgari düzeye indirmek’’ dedi.

CMUK mazereti

İZMİR'in deneyimli avukatlarından Özer Kırca, suç ve suçluların artmasının nedeni olarak Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun (CMUK) gösterilemeyeceğini belirtti. CMUK olduğu için suçların önlenemediği yönündeki yaklaşımların kolaycılık olduğunu belirten Kırca, ‘‘Günümüzde sanıktan delile gitme devri kapandı. Delilden sanığa gidilmesi gerekiyor. Güvenlik güçleri de gelişen teknolojiyle büyük imkanlara kavuştu. Suçlu teknolojiyle belirlenebiliyor. Güvenlik güçleri de buna ayak uyduruyor ve öyle olmak zorundu’’ dedi.

HUKUKÇU GÖRÜŞÜ:

SUÇLARIN, polisiye tedbirler ve şiddetli cezalarla önlenemeyeceğini öne süren Kırca, ‘‘Asıl olan suça iten nedenlerin ortadan kaldırılmasıdır. Bunun temel nedeni ekonomiktir. Aile yapısı, eğitim durumu, sosyal eşitsizlikler ve özenti, işsizlik gibi çoğalıp giden etkenler de suç işlenmesinde önemli rol oyanamaktadır’’ diye konuştu.

TÜRKİYE'de cezaların yeterli olduğunu vurgulayan Kırca, Gaziantep'te baklava, Manisa'da da güvercin çalan çocuklara verilen 15-16 yıl hapis cezalarının bunun kanıtı olduğunu belirtti. CMUK'un çağdaş, ilerici bir yasa olduğunu anlatan Kırca, yasaları iyi uygulamanın önemini vurguladı.

Çok çabuk bağışlıyoruz

TOPLUMUN büyük bir kesiminin, suçtan zarar görmesine rağmen genellikle şikayetçi olmadığını da dile getiren Kırca, ‘‘Bunun nedenleri arasında, hak arama müessesi olan adliyelerin yavaş işlemesi, mağdur ya da müştekinin mahkeme kapılarında bazen sanık gibi muamele görüp, azarlanmaları vardır. Bir de ulus olarak çok çabuk bağışlıyoruz’’ dedi.

SUÇ ve suçluların önlenebilmesi için, ‘‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’’ olarak özetlenen bireyci anlayıştan sıyrılınması gerektiğini savunan Kırca, ‘‘Birbirimizin haklarını koruyup kollama bilincinin gelişmesi ve yerleşmesi şart. O zaman suçluların aramızda barınması zor olacaktır’’ dedi.

Aranıyor

RADİYE Uygur'un verdiği ifadeye göre saldırgan pembe gömlekli, gözlüklü, 25-30 yaşlarında iri yapılı, iyi görünümlü. Ancak yaşlı kadının verdiği eşkálin yetersiz olması yüzünden robot resim çizilemedi.

Makyajsız fotoğraf çektirmedi

Yoğun bakımdan çıkan Radiye Uygur, fotoğrafını çekmek isteyen DHA muhabirine, ‘‘Hemen fotoğraf çektirilir mi’’ diyerek çantasından çıkardığı malzemelerle makyaj yaptı. Saçlarını düzeltip kıyafetini gözden geçirdi. Uygur, ‘‘Verilmiş sadakam varmış. Yeniden yaşama döndüm. Toplumun karşısına saçım başım dağınık çıkmak saygısızlık olur’’ diyerek poz verdi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!