Kocaoğlu "Vize muafiyeti abartılıyor"

Kocaoğlu, "Azımsamıyorum, önemsiyorum ama bu kadar abartmanın da bir siyasi propagandadan ileri gitmeyeceğine inanıyorum. 78 milyonun maksimum 500 binini, hadi hadi 1 milyonunu ilgilendirir" dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni düzenlediği Avrupa Günü etkiliğinde, Ahmed Adnan Saygun Kültür Merkezi'nde 'Türkiye-AB ilişkilerinde son durumun siyasi, ekonomik ve sığınmacı konusu perspektifinde değerlendirilmesi ve İzmir'in konumu' paneli yapıldı. AB-Türkiye ilişkileri uzmanı olan Can Baydarol'un moderatörlüğünü yaptığı panele Yrd. Doç. Dr. Ayselin Gözde Yıldız ve Prof. Dr. Yaşar Uysal konuşmacı olarak katıldı.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, panelin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin AB serüvenin devam ettiğini, ilk müracaatın kendisi 10-11 yaşlarında iken yapıldığını söyledi. Pek çok ülke, hatta doğu bloku ülkelerinin bağımsızlığını kazandıktan sonra AB'ye girdiğini belirten Kocaoğlu, "Biz hala AB'ne girme yolunda çalışmalarını sürdüren hemen hemen tek ülkeyiz. Sabırla AB'ne girmek için mücadele ediyoruz. Biz AB'nin demokrasiye, hukuka, insan haklarına saygısından dolayı, standartımızı yükseltmek için girmek istiyoruz. Ekonomik gelişme açısından baktığımızda AB'nin çok büyük cazibesi kalmadığı bir gerçektir. AB ülkeleri maalesef büyüyemiyor. Zenginlikleri, yatırımları devam ediyor. Ekonomik ilişkilerimiz devam ediyor. Turizme, hizmet sektörüne katkıları sürüyor. İlişkilerimizi sürdürmek zorundayız" dedi.

'VİZE MUAFİYETİNİ BU KADAR ABARTMAK SİYASİ PROPOGANDADAN İLERİ GİTMEZ'
Türkiye'deki iktidarların birçok fırsatı kaçırdığını belirten Kocaoğlu, "AB'ye girmek için elimizdeki kozları maalesef doğru kullanamadık. Bir ara 2004 yılında AK Parti iktidarı döneminde hızlanmıştı. Bir dizi girişimlerde bulunuldu. Bir de geçen yıl başlayan, bu yıl da süren hareketlenme var. Bir vize konusu var. Vizesiz turistik seyahat azımsanacak bir kazanım değil. Ama Türkiye'de abartıldığı kadar da önemli bir şey değil. Azımsamıyorum, önemsiyorum ama bu kadar abartmanın da bir siyasi propagandadan ileri gitmeyeceğine inanıyorum. Turistik vizeyle gideceksiniz, işadamlarına belirli bir avantaj sağlanacak. Bunlar güzel. Belli formalitelerden kurtulacaksınız. Bu Türkiye'deki 78 milyon insanın maksimum 500 binini hadi hadi 1 milyonunu ilgilendiren bir konudur. 78 milyonun tamamını ilgilendiren bir konu değil. AB ülkelerine vizesiz gitmek önemli ama önemi abartıldığının kat va kat altında bana göre" dedi.

'İZMİR VE EGE BÖLGESİ AB'YE GİRMEYE PEK ÇOK ÜLKEDEN DAHA HAZIR'
Başkan Kocaoğlu Ege Bölgesi ve İzmir'in AB'ne giren birçok ülkeden, girmeyen pek çok ülkeden daha çok AB'ne hazır olduğunu söyledi. İzmir 'in çevresinin, ekonomisinin güçlendiğini, kentin AB standartlarına yükseltilme çalışmalarının sürdüğünü belirten Kocaoğlu, "Demokrasiyi eksiksiz uygulama açısından İzmir Büyükehir Beledeyesi AB normlarına yaklaşmış durumda. Yerelde böyle. Geneldeki uygulamaları hepimiz biliyoruz" dedi.

'VİZE MUAFİYETİ LÜTUF GİBİ SUNULUYOR'
AB'yle Türkiye'nin son dönemde bir de mülteci sorunu yaşadığına dikkat çeken Başkan Kocaoğlu, AB'nin bu konuya bakışına dikkat çekti. Kocaoğlu, şöyle konuştu:
"Mülteciler Türkiye'de kalsın diye 3 milyar Euro veriyorlar. Turistik vize de bu işin bir lütfu gibi sunuluyor. 3 milyon Suriyeli'nin Türkiye'de kalması için vize muafiyeti bize lütuf gibi sunuluyor" dedi. Suriye'deki iç savaş, Afganistan'daki savaş, Kuzey Afrika'daki açlıktan kaçmak içen gelişmiş ülkelere olan göç, mülteci sorunu, ölümü göze alarak çıkılan göç yolculuklarında Türkiye'nin payının sıfıra yakın olduğunu belirten Kocaoğlu, "Oralardan her türlü kaynağı kendi menfaatleri için alan ülkeler gelişmiş ülkelerdir. Bu sorunla da onların uğraşması, bu sorunları gidermesi gerekmektedir. Bugün 3 milyon mülteciyi şöyle yada böyle palyatif tedbirlerle bugün tutabilirsiniz belki, ama zor durumda olan, beslenemeyen, insan haklarına ulaşamayan, belli baskılar altında olan insanların eğer durumlarını iyileştirmez, kendi ülkelerinde eğitim, sağlık, temel beslenme ihtiyaçlarını vermezsiniz, kalkınmaları için gelişmiş ülkeler proje üretmezse, bu göçler artarak devam edecektir. Ocak ayında Ege sahillerinden buz gibi suya 5 kişinin taşınabileceği şişme botla 20-30 kişi denize açılırsa bu insan ölümü göze almış demektir. Bunun karşısında hiçbir güç, polisiye tedbir başarılı olamaz. Yaşanan da budur. Türkiye'de ve tüm gelişmiş ülkelerde Birleşmiş Milletler düzeyinde açlığa, sefalete, susuzluğa çare bulmadan göçün durmayacağı, artarak süreceği kanaatindeyim."
Kocaoğlu, Türkiye'nin AB standartlarına yüzünü dönmek, Avrupa ile iş yapmak, onların kriterlerini almak, yüzünü batkıya, medeniyete dönmek zorunda olduğunu söyledi. Ülkenin menfaatlerinin birinci sırada ve vazgeçilmez olduğunu belirten Kocaoğlu, "Ülkenin geleceğini korumak için bu şekilde hareket etmemiz gerekir. En kısa sürede Türkiye'nin AB'ye üye olmasını diliyorum" dedi.
Kocaoğlu'nun ardından, panel Yrd. Doç. Dr. Ayselin Gözde Yıldız ve Prof. Dr. Yaşar Uysal'ın konuşmalarıyla sürdü.