Güncelleme Tarihi:
Belediye arkasındaki pazaryerinde yapılan törene CHP Genel Başkan Yardımcısı Birgül Ayman Güler, İzmir milletvekilleri Alaattin Yüksel, Mustafa Moroğlu ve Hülya Güven, İl Genel Meclisi Başkanı Serdar Değirmenci, CHP’li ilçe belediye başkanlarının tamamına yakını ve üç bin civarında vatandaş katıldı. Törene katılanlar, “İzmir halkı başkanın yanında”, “Adalet istiyoruz”, “Adalet bir gün herkese lazım olacak”, “Gözaaltı ve tutuklamalara son”, “Namuslular namussuzlar kadar cesur olmadıkça o memlekette kurtuluş yoktur” yazılı döviz ve pankartlar açtı.
2009’da oyuna gelmedim
Başkan Aziz Kocaoğlu, “İzmir Aziz’dir, aziz kalacak” sloganlarıyla geldiği kürsüye, ilçe belediye başkanlarını da davet etti. Eğitim, iş hayatı ve siyaset yaşamını anlatan Kocaoğlu, 2009 seçimlerinde iktidar partisinin Büyükşehir’in en yüksek makamlarına kadar kişiliğini tahrik edip kavga etttirmeye, “Bak belediye başkanı kavga ediyor. Biz bu nedenle hizmet getiremiyoruz” demeye çalıştığını söyledi.
Oyuna gelmediğini, İzmirlilerin de nasıl çalıştıklarını gördüğünü belirten Başkan Kocaoğlu, “30 ilçenin 28’ini CHP kazandı. İlçe belediye başkanlarıyla birlikte çalışmaya aynı istek, şevk ve daha büyük sorumlulukla devam ettik. 2011 genel seçim sürecine yaklaşırken, 2 Mayıs sabahı Büyükşehir ve bağlı şirketlerinne baskın yapıldı. Başta okul arkadaşım olan Genel Sekreter Pervin Şenel Genç olmak üzere bürokratlar gözaltına alındı” dedi.
Genç’in tutuklanıncaya kadar kendisini bir anne, abla gibi koruduğunu, tüm evrakları imzalamadan önce kontrolünden geçtiğini kaydeden Kocaoğlu, “Bu arkadaşımız 210 gündür Bergama Cezevi’nde yatıyor. Birinci sınıf devlet memuru, Büyükşehir’de başkandan sonraki en büyük yetkili. Bu devlete namusuyla, şerefiyle, onuruyla 38 sene hizmet etmiş bir kardeşiniz” diye konuştu.
Operasyonlarda gözaltına alınan bürokratlarıyla ilgili bilgiler veren Başkan Kocaoğlu, Satın Alma Daire Başkanı Serpil Keskin’in cezaevine girdiğinde 11 aylık olan kızının, 6 ay sonra salıverildiğinde kendisini anne olarak kabul etmediğini ifade etti. Bu sürede kendisine bakan teyzesine alışan çocuğun halen annesini kabul etme sürecinin sürdüğünü bildiren Kocaoğlu, “Bu 11 aylık çocuğun suçu neydi?” diye sordu.
Yanlışlıkla almışlar
Başkan Kocaoğlu, polisin yanlış gözaltılar da yaptığını da dile getirdi, “Seferihisar Belediye Başkan Yardımcısı Hüseyin Ercan diye, çiftçi Hüseyin Mercan’ı getirmişler. Mercan, ‘Benim banka borcum yok. Ödedim. Bir inek bir de traktörüm var’ diyor. Adam zorlukla derdini anlatınca bıraktılar. ESHOT’ta bir sene önce emekli olan Rafet Bayram diye de emekli bir albayı alıyorlar. Balyoz, Ergenokon diye kanıksayan adam da gidiyor. Savcı, ‘Sen niye geldin’ diye sorunca, alıp getirdiklerini söylüyor. ESHOT’tan emekli Bayram ise 16.30’de gidince, ‘Niye geç kaldın’ diye sormuşlar” dedi.
Başkanlığında Etüd Proje Daire Başkanı olan Işık Çelikoğlu’nun daha sonra Satın Alma Daire Başkanı ve Raylı Sistem Daire Başkanlığı görevlerini yaptığını sözlerine ekleyen Kocaoğlu, “Sağlık durumu bozuk. Aliağa-Menderes bitene kadar çalıştı. Daha sonra emekli olmak için izin istedi, oldu. 2 Mayıs operasyonundan sonra Serpil Keskin tutuklanınca, Satın Alma Daire Başkanlığı’na gönüllü çalışmak istediğini belirterek gelip oturdu. Hata yapılmasını önleyeceğini söyledi. Toplam 25 yıl çalıştığı belediyenin namusunun kendi namusu, şerefi olduğunu söyledi” diye konuştu.
SAVCI KONUŞMAZ
Özel Kalem Müdürü Levent İşler’in kendisine üst düzey yöneticilerden gelen kapalı bir zarfı verdiği için gözaltına alına alındığını söyleyen Başkan Kocaoğlu şunları anlattı: “Herkese evrak kapalı zarfla gider. Savcının gönderdiği evrakı mübaşir adliye koridorlarında bağıra bağıra okuyarak mı başsavcıya gönderiyor? Bunun tek bir anlamı var. ‘Kapıya dayandım. Son kapıyla, senin kapına geldim. Seni istiyorum’ diyor. Çok acı. Savcı konuşmaz. İddia makamıdır. Dosya hazırlar. Ancak salı sabahı operasyon oldu. Çarşamba günü yazılı açıklama geldi. Bir gazeteye röportaj verdi. Perşembe bir açıklama daha... ‘Geliyorum, 300 kişiyi daha gözaltına alacağım, şaibe var, deliller kesin’ diyor. Bu çok tehlikeli bir süreç. Benim ne başsavcı ne de hakimle işim oldu. Aç yatabilirsiniz, yarı tok yatabilirsiniz. İşsiz kalabilirsiniz. Ama adaletsiz yaşayamazsınız. Adalet sadece İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne, İzmirlilere, siyasilere, bürokratlara lazım değil. İsim benzerliğinden evden yaka paça getirilen çiftçiye, albaya da lazım, hepimize lazım. Adalet mülkün temelidir.”
ZAMANLAMASI DEĞİL KENDİSİ YANLIŞ
Kocaoğlu, birilerinin ilk operasyonu seçim öncesi olması, ikincisini de “Başkan Paris’teydi” gerekçesiyle zamanlamasının iyi olmadığı konusunda açıklamalar yaptığını kaydetti. Operasyonun zamanlamasının değil, kökten yanlış olduğunu ifade eden Başkan Kocaoğlu, “Başka büyükşehir belediyelerine de soruşturma açıldığını, kontrolör, müfettişi gittiğini söyleyen birileri, ‘Niye gocunuyorsun’ diye soruyor. Gocunmuyorum. Devleti, müfettişin, bilirkişinin görevini biliyorum. Bugüne kadar belediyecilik tarihinde bir müfettiş raporuna dayanarak operasyon yapılarak üst düzey bürokratlar hangi belediyede toplandı? Toplandınız da ne buldunuz? Biz soruşturmaya, incelemeye karşı değiliz. Biz çete statüsüne sokulan, özel yetkili savcılar ve özel yetkili mahkemeler tarafından yapılan eyleme, haksızlığa, adaletin çiğnenmesine karşıyız” diye konuştu.
KURT GİBİ DALDILAR
Başkan Kocaoğlu, Büyükşehir ve bağlı kuruluşları teftiş için gönderilen vergi kontrolörlerinin stajyer olduklarından bile şüpheli olduğunu belirtti. Kocaoğlu, “52 çocuk veya kişi kurt sürüsünün sürüye dalması gibi Büyükşehir ve şirketlerine daldı” dedi.
KONUŞTURMAYACAKLARDI
Kocaoğlu, en çarpıcı açıklamalarından birini de EXPO’yla ilgili yaptı. Operasyon nedeniyle dönmese bile Paris’te konuşturulmayacağını savunan Kocaoğlu, “Diyorlar ki, ‘Başkan Paris’te sunum yapacaktı. Niye döndü?’ Bu tür organizasyonlar kente verilir. Bu işin lideri o kentin belediye başkanıdır. Dünya alem bunu böyle bilir. 2015 sunumunu ben yaptım. Bu sene allem kallem oldu. Paris’te olsam da kürsüye çıkamayacaktım. Organizasyonun başı, ‘Hayır Kocaoğlu konuşturulacaktı’ desin nam olsun diye kendimi asacağım” dedi.
PİNPON TOPU GİBİ OYNADILAR
Başkan Kocaoğlu, başkanlık yaptığı 7.5 yıl boyunca kenti kalkındırmak için çalıştığını dile getirdi. Kocaoğlu, “7.5 yıldır da benimle nasıl pinpon gibi oynandığını biliyorum. Beni kabul etmeyen, gördüğünde suratını ekşiten, ‘Nereden geldi bu adam’ diyenler var. Hazine Müşteşarı İsmail Çanakçı’yı seçimden bu yana telefonla arıyorum. Ben, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanıyım. Ben neyim vatan haini miyim? Benim telefonumu açmıyorsun, randevu vermiyorsun. Sen kimsin?” diye sordu.
YOL GÖĞE Mİ ÇIKACAK
Uçanyol Projesi konusunda Karoyalları’nı, “Sen bu ihalede diretirsen sana çivi çaktırmam, projeni yaptırmam. Buca ve İzmir’e hizmet ettirmem” sözleriyle eleştiren Başkan Kocaoğlu, ekledi: “Bir hafta önce Yeni Girne Bulvarı’na bağlanacak 35 metrelik yolun yapılacak köprüye kadarki bölümünü trafiğe açtık. Ancak Karayolları bu kez de yolun bağlantı noktasını barikatla kapattı. UKOME kararı olan yolun kapatılmasının gerekçesi karayoluna çıkması. Yolu göğe mi çıkaracağız?”
İDDİANAME BEKLENMEDEN SALINSINLAR
Hiçbir kurum ve kuruluşun İzmir Büyükşehir Belediyesi kadar lime lime, delik deşik edilmediğini, aranmadığını, sorgulanmadığını savunan Başkan Kocaoğlu, “Ne buldun kardeşim? Buradan herkese sesleniyorum. Çete, dün akşam bitti. Mahkemenin iki gün üst üste aldığı kararlarla Büyükşehir’de çete olmadığı karara bağlandı. Bir tek dileğim var. Tutuklananların iddianame beklenmeden salınması. İddianameye gerek yok. Çünkü çete yok” diye konuştu.
ARTIK SESSİZ KALMAYACAĞIM
Kocaoğlu, kendisine yapılanların İzmirlilere yapılan haksızlık olduğunu, bu nedenle artık sessiz kalmayacağını, anında İzmirlilerle paylaşacağını açıkladı. Kocaoğlu, “Susmak yok, cevap vermemek yok, sineye çekmek yok. 7.5 yıl sineye çektim, daha da çekmeyeceğim. Biz haklıyız, doğruyuz, dürüstüz, çalışkanaz, onurluyuz, mücadele etmeyi biliriz. Bizim veremeyecek hesabımız yok. Zeten bulsaydınız şimdiye kadar kullanmıştınız. Beni başkalarıyla karıştırmayın. Gücün vardır. Gücünle elinden geleni yaparsın. Ama İzmirlinin vicdanında beni mahkum edemezsin” diye konuştu.