Güncelleme Tarihi:
70 standın yer aldığı, yarın akşama kadar 10.00-19.00 saatleri arasınde 5 TL bilet ücretiyle profesyonel ziyaretçilere açık olacak etkinliğe, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun konuşması damga vurdu. Kocaoğlu; İçişleri Bakanlığı soruşturmalarından Maliye Bakanlığı vergi denetçilerine, Kamu İhale Kurumu’ndan ihale sonuçlarına itiraz eden firmalara kadar birçok konuda dert yandı.
SÜMERBANK ARAZİSİ: İzmir’de büyük kongreler düzenlenecek bir merkez yok. Gaziemir’deki Yeni Fuar Merkezi’nin inşaatına başlar başlamaz Kültürpark’taki fuar holleri alanını kongre merkezine dönüştüreceğiz. Ayrıca, Alsancak’taki Sümerbank arazisi turizm merkezi olarak planlandı. Buradaki tarihi yapıları restore ederek istenen büyüklükte bir müze alanı, boş arazide ise kongre merkezi ve 40 bin metrekarelik otel yaparak kentin kalkınmasına katkıda bulunmak istiyoruz. Böylece liman arkası bölgesini yatırıma tetiklemiş olacağız. Turizm Bakanımız ve valimizle paylaştık. Değerlendiriyorlar.
KAMU İHALE KURUMU: Yeni Fuar Alanı için 35 milyon TL’lik kamulaştırma yaptık. Geçen 19 Nisan’da gerçekleştirdiğimiz ve dokuz firmanın girdiği ihalenin sonucuna kaybeden dört firma itiraz etti. Komisyon, başvuruları geri çevirdi. Firmalar bunun üzerine KİK’e başvurdu. 19 Eylül’de, yani ihaleden 85 gün sonra KİK Başkanı’ndan rica etmemiz üzerine itirazlara yönelik düzeltme kararı geldi. Komisyon, 5 Ekim’de düzeltici işlemi yaptı ve ihaleyi sonuçlandırdı. Ancak kaybeden iki firma 22 Ekim’de bir kez daha itiraz etti. Bu ihale didik didik incelenen bir konu. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin nasıl ihale yaptığını herkes öğrendi. Bu iki firmaya sesleniyorum. İzmir’in işini engellemeye hakları yok. İtirazlarını geri çekmelerini kent adına talep ediyorum. Daha önce bu itirazlar yapıldı, değerlendirildi, düzeltme kararı verildi. Bu itirazlarla zaman kaybediyoruz, kentin önünü açamıyoruz. Bu projede ihale bedeli 275 milyon TL’dir. Kamulaştırma, yol, kavşak ve tefrişiyle yaklaşım 350 milyon TL’ye malolacak. KİK’ten de konuyu ivedilikle görüşmesini ve neticeye bağlamasını talep ediyorum.
TELEFERİK: Bugüne kadar üç ihaleyi iptal etmek zorunda kaldık. İlk ihale 16 Şubat 2010’da yapıldı. Ancak birinci firmanın problemleri nedeniyle iptal edildi. İkinci ihale 6 Kasım 2011’de gerçekleştirildi. İtirazlar sonucu geçen 9 Nisan’da KİK tarafından iptal edildi. Ancak 2 Ağustos’ta Ankara 14. İdare Mahkemesi, KİK’in kararını iptal etti. Ama 19 Eylül’de Bölge İdare Mahkemesi, Ankara İdare Mahkemesi kararının yürütmesinin durdurma kararı verdi. Bu arada biz 7 Haziran’da yaptığımız üçüncü ihaleyi bu mahkeme kararı ve teklifin yaklaşık maliyetin altında olması nedeniyle iptal ettik.
BMC: BMC, ESHOT’un ihalesini kazandığı 150 otobüsün 50’sini teslim edebildi. Biz yasal prosedürü takip ettik. BMC aynı anda zırlı araçlar da yapıyordu. Milli Savunma Bakanlığı’ndan mücbir sebep olduğuna yönelik bir yazı alındı. Bize de yasal prosedürü sürdürmek konusunda bekleyebileceğimizi söyledi. İzmir firmasını yasaklamak, zorda bırakmak gibi bir derdimiz yoktu. Ancak bu karar KİK’e gitti. KİK mücbir sebep görmedi. Biz de ihaleyi iptal etmek zorunda kaldık. İhale yasaklı konuma geldi.
TAŞOCAKLARI: Eski taşocakları alanları çevresindeki yerleşimlerde de manipülüsyon yapılıyor. Yeni kuracağımız çöp bertaraf tesisinden çıkacak kül, kum, toprak ve çakıl gibi malzemelerin taşocaklarına döküleceğini açıklamasını duyan bazı kesimler hiç zaman kaybetmeden harekete geçti. Kimin taşocağı var, oraya gidip, ‘Sizin ocağınıza başkan çöp dökecek’ diye menfii propogandaya başlamışlar. Enterasan bir manipülüsyon yapılmış. Böyle bir şey yok. Taşocağına konulabilecek malzemeleri söyledik. Çöp dökümünden bahsetmedik.
DOĞAL YAŞAM PARKI: İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde 52 çok muhterem, mevzuatı çok iyi bilen, mükemmel vergi denetçileri çalışıyor. Bunlar olağanüstü süper çocuklar. Leb demeden leblebiyi anlıyorlar. İzmir Büyükşehir Belediyesi, ESHOT ve İZSU’yu kurumlar vergisi mükellefi yapıyorlar. Şimdi de Doğal Yaşam Parkı’na girişte alınan ücreti tespit etmişler. Sadece tahsilata bakıyorlar. Tam 2, öğrenci 1 TL giriş ücreti var. Senede 1 milyon kişi ziyaret ediyor. Türkiye’de örneği yok. Avrupadaki parklar arasında belli bir konuma geldi. Burada 80 eleman çalışıyor. Alanın ve hayvanların bakımı, bin 400 civarı hayvanın yiyeceğinin maliyeti çok yüksek. Filler, aslanlar, kaplanlar var. Tahsilatın gişe yekününü bize kurumlar vergisi çıkarıyorlar. Masrafları görmüyorlar. İzmir Vergi Mahkemesi de itirazlarımızı kabul etmezse Ege’nin kurumlar vergisi rekortmeni olmaya adayız. Biz vergisini verme, ödeme ahlakı Türkiye standartlarının çok üstünde olan bir kentte yaşıyoruz. İzmirlinin ödediği vergiden aldığımız payı harcıyoruz. Verginin vergisi olmaz. Çifte vergi olmaz. Ama bizim çok muhterem 52 vergi uzmanımız, denetçilerimiz farklı düşünüyor. İktisat mezunuyum, işletme tahsili yaptım, devlet kurumlarının bilançosunu hazırladım, özel kuruluş ve kendi şirketimde muhasebe yaptım. Vergi mevzuatını çok iyi bilirim. Ben böyle bir vergi anlayışı, böyle bir denetçi anlayışı ve böyle bir denetçi grubunu hiçbir yerde görmedim. Allah düşman başına vermesin. Maliye Bakanlığı’na sesleniyorum. Bize işi, vergiyi, Kamu İhale Kanunu’nu, Devlet İhale Kanunu’nu bilen denetçiler gönderin. Yoksa biz bu şehirde bürokraside tıkandık.
SORUŞTURMALAR: Dün (önceki gün) yeni bir soruşturma geldi. Buca’da 1980’den beri planlarda açık otopark olarak işli birkaç parseli kamulaştırmadığımız için hakkımızda soruşturma açılmış. Ben ve üst düzey bürokratlar hakkında. İçişleri Bakanı, bu soruşturma iznini imzalıyor. Ki bu bakan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde genel sekreterlik yapmıştı. Belediyeciliği bilmesi lazım. Bu nedir? Buradaki mantığı, yaklaşımı, felsefeyi hiçbir kitaba sığdıramayız. Ben seçilmiş belediye başkanıyım. Kenti kalkındırmaya çalışıyorum. Bu zulüm bana ve bürokratlara yapılıyor. Aslında bu zulüm 4 milyon İzmirliye yapılıyor. Bu, zulümdür. Bu, belediyeciklikte bir skandaldır. Tüm skaldallar İzmir’de çıkıyor. Bugün İzmir’i, İzmirliyi ne amaçla, nasıl yönlendirmeye çalışırsanız çalışın İzmirli aydındır. İzmirli tehditlere pabuç bırakmaz. İzmirli kimin kendisi için, kimin başkası için çalıştığını bilir. İzmir’de başka yerde uyguladığınız yöntemler sökmez. Bize Allah rızası için sadece yasal hakkımız olan izinleri verin. Gelip kapınızı çalıp borç istersek, ‘Hadi kardeşim kapı duvar’ deyin.