Güncelleme Tarihi:
Salih Uz 12 Mayıs 1943'te İstanbul Büyükada'da dünyaya geldiğinde, baba Behçet Uz Cumhuriyet Halk Partisi'nin ‘‘Bölge Müfettişi'' idi. 1944 - 1948 yılları arasında Şemsettin Günaltay, Recep Peker ve Rüşdü Saraçoğlu başbakanlığında kurulan kabinelerde Behçet Uz, Sağlık Bakanı olarak önemli hizmetler verdi. 1950'de Denizli'den milletvekili seçimlerini kaybettikten sonra ailenin İzmir'e yerleştiğini anlatan Salih Uz, Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nu, ardından bugün Bornova Anadolu Lisesi adını alan Maarif Koleji'nde ortaokul eğitimini bitirdi.
Yaşamında ilk değişiklik
BABA Behçet Uz, 1953'te Cumhuriyet Halk Partisi'nden Adnan Menderes ve Celal Bayar'ın ısrarıyla istifa ederken, 1954'te bağımsız olarak adaylığını koyduğu İzmir'den parlamentoya bir kez daha girdi, yine Sağlık Bakanı olarak görev aldı. Üzerine titrediği küçük oğlu Salih, lise eğitimini Türk Koleji'nde sürdürmeye başladı. Köprü Durağı'ndaki evine yakın olan Türk Koleji'nde lise 2'nci sınıfa kadar gelen Salih Uz'un yaşamındaki ilk değişiklik 1960'ta gerçekleşti. Baba Behçet Uz ihtilalle birlikte Yassıada'ya gönderildi. Anayasa'yı ihlalden 4 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırılan Behçet Uz'un küçük oğlu, sınıfta 2 yıl üstüste kaldığı Türk Koleji'nden Akşam Lisesi'ne geçip, buradan mezun oldu.
Oya Sarı ile 24 yıl
SALİH Uz yaşamında büyük iniş ve çıkışları anlatırken, 1964'te Türk futbolunun unutulmaz ismi Metin Oktay'ın eski eşi Oya Sarı ile evliliğinin ailede yarattığı büyük sancıya değinmeden geçemiyor. 24 yıl evli kaldığı Oya Sarı'yla 1988'de ayrıldığında, oğlu Ömer 22 yaşındaydı. Salih Uz, ‘‘Bu evliliğe başta annem büyük tepki gösterdi. Ama babam çok demokrat bir kişiydi. Annemle beni barıştırdı'' dedi. Akşam Ticaret Lisesi'nde okurken, iş yaşamına atılan ve Ege-İş firmasıyla ticarete başlayan Salih Uz, daha sonra Fevzipaşa Bulvarı'nda kurulan BEÇ Mağazası'nda müdürlük yaptı. 1965'e kadar burada ticaretle uğraşan Salih Uz, Yılmaz Karacasulu ile ortaklık kurdu. İkiler Dikim'i kuran Uz 1971'de iflas etti. Özakat Grubu'na giren ve BMC'de Genel Satış Müfettişi olarak 1976'ya kadar çalışan Salih Uz, İngiltere'ye gitti.
İngiltere'de ticare
EŞİ Oya Sarı ile gittiği İngiltere'de alışveriş merkezlerinde mağaza reyonu oluşturan Salih Uz, 1983'te Türkiye'ye döndü. Tekfen Holding'e ‘‘Tekstil Satış Müdürü'' olarak gelen Uz, 1988'de hem işinden, hem de eşinden ayrıldı. Önce İzmir'e, ardından Bodrum'a yerleşip deri mağazası açtı, ancak işleri yine yürümeyince bu kez Ankara'ya gitti. Eski arkadaşı Yahya Demirel'den destek gören Salih Uz, burada 4 ay süren ikinci bir evlilik yaptı, yeniden İzmir'e dönüp bir süre tekstil sektöründe ihracat fazlası parti malları alıp sattı, ancak yürütemedi. İş yaşamında dibe vuran Salih Uz 13 ay önce ablası Ödel Kaptanoğlu'nun yardımıyla Gürçeşme Huzurevi'ne yerleşmeye karar verdi.
Sitemler ve teşekkürler
TÜRKİYE'nin birçok ünlü siyasetçisi, işadamı, basın mensubunun yakından tanıdığı isimlerden Salih Uz, 13 aydan beri yaşadığı Huzurevi'nde iç dünyasını ilk kez paylaşırken, yaşamındaki doğrular ve yanlışları da sorguladı. Tek amacının dış dünyaya yeniden dönmek olduğunu vurgulayan Uz, ‘‘Bakan çocuğu olarak doğdum, Huzurevindeyim'' derken sıkıntısını bir cümleyle özetliyordu.
ABLASI Ödel Kaptanoğlu'nun 27 yıl sonra nükseden kolit hastalığıyla mücadelesine destek olduğunu, Huzurevi'ndeki günde iki paket sigara ve çaydan oluşan masraflarını karşıladığını belirten Salih Uz, ‘‘Ne yazık ki diğer kardeşlerim Ethem Uz ve Mübeccel Versan maddi durumları çok iyi olmasına karşın elini uzatmadı'' dedi.
Emekli de olamıyor
SALİH Uz, kardeşlerinin yardım etmemeye ‘‘eften püften'' sebepler gösterdiğini belirtirken, eski eşi Oya Sarı'dan olan ve Çeşme'de otelcilik yapan oğlu Ömer ile 5 yıldan beri hiç görüşmediğini de anlattı. SSK'da 1000 gün eksiği olduğu için emekli olamayan Salih Uz, ‘‘İzmir'in birçok zengini arkadaşım. İş istediğimde bir miktar para verdiler. Yapabileceğim alt düzeyde bir işi verin dediğimde (Sana yakışır mı) dediler. Bana iyilik yapmadılar'' dedi. Tek isteğinin bir ev alıp, çalışmak olduğunu belirten Salih Uz, babası Behçet Uz'un manevi mirasına sahip çıkan Sancar Maruflu'ya da eleştiri oklarını yöneltti, ‘‘Kimileri maddi mirasına, kimileri manevi mirasına kondu. Ama geride kalanlara kimse destek çıkmadı'' diye konuştu.