Güncelleme Tarihi:
Kılıçdaroğlu, Gökçen'e giderken Işıklar Köyü'nde köylüler tarafından karşılandı. İzmir'de yoğun bir programı olan Kılıçdaroğlu'na oturduğu kahvehanede incir, ceviz, kestane ve keşkek ikram edildi. CHP lideri, keşkek ve ceviz yedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin, Tire Süt Kooperatifi ile birlikte gerçekleştirdiği, 50 bin eve haftada iki litre günlük süt verilmesini içeren ‘Süt kuzusu' projesinin imza törenine katıldı. Tire Eğridere Köyü Gökçen efe folklor gösterisi izlendi.
Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük, “Vahşi kapitalizme karşı ulusal duruşun bel kemiği olan kooperatiflerin ne işler başardığını ilan ediyoruz. Tarım bizim geleceğimizdir. Tarım işletmelerinin yüzde 90'ı küçük aile işletmeleridir. Küçük işletmeler güvencedir. Kooperatifleşme ile üretici sömürülmekten kurtarılacaktır. Türkiye'nin koşulları bizi kooperatif olmaya zorunlu kılmaktadır. ‘Tekelleşmeye karşı kooperatifleşme' diyoruz. Çünkü biz bu ovada, Hanslar'ın George'lerin çiftliklerini görmek istemiyoruz. Kooperatifimiz Dünya Sağlık Örgütü tarafından en iyi kırsal kalkınma modeli seçildi” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, yerel yöneticilerin kentin kalkınmasına öncülük vermesi gerektiğini belirterek, çiftçinin yaşadığı sorunlara şu sözlerle dikkat çekti:
“Bizim belediyecilik anlayışımız o kentin kalkınmasıdır. Bizim çiftçimiz vefakar ve cefakar. Çok fazla bir şey istemeden çalışıyor üretiyor. Çiftçimiz çalışmaz üretemez mazot, gübre ve ilaç parasını ödeyemez hale geldi. Hadi bunları yaptı ama bu sefer satamıyor. Bu yıl patatesin iki yıl önce narenciyenin düştüğü durum gibi. Plansızlıktan ve çiftçinin sorunları çözülmediği için iktidarlar çiftçiye bakmıyor. Tutturmuşlar kalkınma eşittir sanayileşme. Tabi ki sanayileşecek ama Türkiye gibi dünyanın en şanslı ülkelerden birinde tarımı elinin tersiyle itmek mümkün değildir. Bunu yaparsanız birçok tarım ürünün en son da samanı ithal eder duruma gelirsiniz.”
27 YAŞINA KADAR ÇİFTÇİLİK YAPTIM
Kocaoğlu, 27 yaşına kadar çiftçilik yaptığını, çiftçilikten kazandığı parayla okuduğunu belirterek, tarımın zorluklarını bildiğini söyledi. Kocaoğlu, göreve geldiğinde tarıma desteğin yollarını aradığını belirterek, “Belediye başkanı olduğumda ovalar köyler bize bağlandığında ‘tarımda kalkınmada Türkiye'ye model olabilir miyiz' diye uzun zaman çalıştık. İlk iş olarak tarım ürünlerinin tozdan böcekten kurtarmak için arazi yollarını asfaltladık. Bize bağlı olan ilçelerin yüzde 95'inde arazi yollarının hepsi asfaltlandı. Herkes traktörle gidemediği bağına bahçesine artık binek arabayla gidiyor. Bu, vatandaşın arazisine 12 ay girmesini sağlayan önemli bir olaydır” dedi.
TÜRK TARIMI İÇİN HARCANAN PARA YOK DENECEK KADAR AZ
Kocaoğlu, Bayındır Çiçek Kooperatifi'nden anlaşmalı çiçek aldıklarını, fidancılığı desteklediklerini, Arıkbaşı'na 600 dönümlük çiçekçilik organize bölgesi yapacaklarını anlattı. Kocaoğlu, “İzmir Büyükşehir Belediyesi mümkün olan her konuda tarımın kalkınması için birliklere kooperatiflere tanınan ihalesiz alma yetkisinden yararlanarak üretici kooperatifinden alıyor. Organik tarımı destekliyoruz. Organik tarımın merkeziyiz, bir numarayız. Türkiye Cumhuriyeti bütçesinden Türk tarımının kalkınması için harcanacak para, ülke bütçesinde hesaba katılmayacak kadar azdır. Çünkü ben bu bölgede yetkim dahilinde elimden geldiği kadar tarıma para harcıyorum ama belediyenin genel bütçesinde yok denecek kadar az” dedi.
Kocaoğlu, 2008 yılında başlattıkları ‘Okul Sütü' projesinde 2011 yılına kadar 246 okulda 210 bin öğrenciye okul sütü verildiğini, Hükümet'in ‘ben bütün okullara süt dağıtacağım' demesi üzerine bu projeden vazgeçip ‘süt kuzusu' projesini geliştirdiklerini anlattı. Kocaoğlu, “Ben de ‘0-5 yaş arası çocuklara dağıtırım' dedim ve bu proje öyle çıktı. 50 bin evin kapısını çalıp haftada iki litre sütü bırakıp ondan ‘bunu teslim aldım' diye imza almak başlı başına bir lojistik işi. Belediye her arabanın başına kendi elemanını koyuyor. Dar gelirli bölgelerde ne kadar 0-5 yaş arası çocuk var ise haftada iki litre süt dağıtacağız. Okullara biz süt dağıtmıyoruz Hükümet şartlar uygun olduğunda dağıtacakmış. Öyle diyorlar” dedi.
GANDİ'YE BUZAĞI HEDİYE EDİLDİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, konuşma yapması için anons edildiğinde çiftçi Mehmet Soykan dört aylık ‘prenses' adlı buzağıyı hediye etti. Kılıçdaroğlu, buzağıyı sevdi ve ihtiyaç sahibi birine verilmesini istedi.
BİZ FİDANI ÜRETİCİDEN ALIRIZ ONLAR İTALYA'DAN GETİRİR
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, ‘Süt kuzusu' projesini överken, iktidarın tarım politikalarını topa tuttu. Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:
“Çalışmadan, yorulmadan, üretmeden geçimini sağlayanlar gün gelir birilerine teslim olurlar. Sihirli formül üretmektir çalışmaktır. Üretici olmak alın teri demektir. Geçmişte başlatılan bir projenin devamını yeni bir proje ile sürdürecek. 0-5 yaşındaki dar gelirli aile çocukları süt içecek, Tireliler üretecek, onların alın terinin karşılığını Büyükşehir Belediye Başkanı ödeyecek. Bu projeden kim karlı çıkıyor? Başkan karlı halkına hizmet veriyor. Üretici karlı sütünü satıyor. Türkiye karlı, üreten de tüketen de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Peki bu projeden kim rahatsız olur? Bizim belediye başkanlarımız fidanı üreticiden alır onların belediye başkanı fidanı gider İtalya'dan alırlar. Bizim belediye başkanlarımız çiçeği üreticiden alır onlar gülü yurtdışından getirir. Neden? Bu ülkenin toprağı insanı var. Neden dışarıdan alıyoruz? Bu bereketli topraklarda her şey yetişir ama samanı da yurtdışından getiriyoruz. Kurbanlık etin kırmızı etin yurtdışından geldiğini duydunuz en sonunda saman da yurtdışından geliyor. Eğer bir iktidar samanı da yurtdışından getiriyorsa herkes şapkasını önüne koyup düşünmeli. Eğer bu ülke samana muhtaç hale gelmişse bu ülkeyi bu konuma getiren iktidarı değiştirmemiz lazım.”
MASA BAŞINDA BELDE KAPATIYORLAR
Kılıçdaroğlu, Bütünşehir Yasa Tasarısı'nı masa başında hazırlandığını öne sürerek, beldesinin kapatılıp kapatılmaması konusunda halkın görüşünün referandum ile alınması gerektiğini savundu. CHP lideri, “Yerel yönetimler önemli. Oturuyorlar masa başına ‘şu belediyeyi kapatacağım' diyorlar. Bir belediyeyi kapatmak için önce o vatandaşlara sor. Anket referandum yap. ‘Kapatın' diyorlarsa kapanır. ‘Kapanmasın' diyorlarsa kapatamazsın. Tüm dünyadaki temel koşul, önce referandum yapılır” dedi.
Kılıçdaroğlu, geçmişte başka partilere oy verenleri CHP çatısı altında toplanmaya davet ederek, şöyle konuştu:
“Eskiden bu bölgede tütün vardı pamuk vardı. Şimdi var mı? Türkiye'nin yeni bir anlayışa yeni bir partiye yeni bir iktidara ihtiyacı var. O parti o anlayış bellidir. Adresi yeri bellidir. O parti yolsuzluk yapmaz, yolsuzluk yapanlardan hesap sorar. Kul hakkı yemez. Kul hakkı yiyenlerden hesap sorar. O partinin adresi Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Geçmişte hangi partiye oy verdiyseniz verdiniz. Başımın üstünde yeriniz var. Barış istiyorsanız şehit gelmesini istemiyorsanız o zaman onurlu bir Türkiye için barışı içine sindirmiş bir Türkiye için kimsenin ötekileştirilmediği Türkiye için adres CHP'dir. AKP içindeki değerli yurtsever kardeşlerim, Türkiye'yi pazarlayanlara değil onurlu Türkiye için mücadele edenlere gelin. Birilerinin gidip ABD'ye ‘bunu deliğe süpürmeyin' dediği kişilere değil, alın terini üretimi savunan başı dik duranlara gelin. Biz kimsenin önünde diz çökmeyiz. Bizim markamız, tarihimiz, yerimiz bellidir.”
ECEVİT'İ ANDI
Kılıçdaroğlu, 14 Kasım'daki ölüm yıldönümü yaklaşan eski Başbakan Bülent Ecevit'i şu sözlerle andı:
“Biz, Mustafa Kemaller'in, İnönüler'in, Bülent Ecevitler'in partisiyiz biz. ‘Kıbrıs'a çıkamazsınız' dediler. Ecevit çıktı. ‘Afyon ekemezsiniz' dediler. Ecevit afyon ektirdi ve afyon üreticisi kazandı. Şimdi talimat geliyor ‘tütün, pamuk, şekerpancarı ekmeyin' diyorlar ‘baş üstüne' diyorlar. Bu tabloyu tersine çevirmek mi istiyoruz üreten kazansın mı istiyoruz. Mustafa Kemal'in çağdaş yolu CHP'nin altı oku.”
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Başkan Kocaoğlu ve Eskiyörük, “Süt Kuzusu” projesinin protokolünü imzaladı, kadınlar bu sırada başlarına çiçek yaprağı döktü. .