Güncelleme Tarihi:
Aydın'ın Kuşadası İlçesinde yaşayan, 1982 yılında Boğaziçi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji ve Rehabilitasyon bölümünden mezun olan Görme Engelliler Gönül Gözü Derneği Genel Başkanı Çetin Coşkun'un kaderi 11 yaşında bir oyun kazasında değişti ve ışığını kaybetti. Küsme yerine yaşama sıkıca bağlanıp genç yaşta görme engeliler derneklerinde görev alan Coşkun, çeşitli işlerde çalıştı. 2000 yılında kornea nakli gündeme gelen Coşkun, şansını denedi ama hayatı, ailesini, sevdiklerini sadece 16 gün görebildi. Vücudu bu doku ve ameliyatları reddeden Coşkun'a bir yıl sonra da diyabet tanısı koyuldu. Bu arada bağlamayla başladığı sanat yaşamını klavye çalıp Türk Sanat Müziği söyleyerek sürdüren Coşkun, kader arkadaşlarına destek olmak için dernek faaliyetlerinde sahneye çıktı, yardım konserleri verdi.
Diyabet teşhisi konduktan altı yıl sonra insülin kullanmaya başlayan Coşkun, hastalığının kötü seyretmesi üzerine böbrek yetmezliğiyle karşı karşıya kaldı. Üç yıldır çektiği böbrek yetmezliği, 11 Mayıs'ta dernek çalışmaları için bulunduğu Alanya'da Coşkun'u hastanelik etti. Haziran'da diyalize başlayan Coşkun'a makinesiz yaşam için nakil olabileceği söylendi. Bunun üzerine internetten araştırma yapan Coşkun, nakil olmak için İzmir Kent Hastanesi'ne başvurdu. Dört çocuk babası Coşkun'a ailesi içinde en uygun böbrek ablası Münire Yalçın'da bulundu. Ankara'da oturan 2 çocuk, 3 torunu olan alçın, kardeşi istemeden bir böbreğini vermeye gönüllü olurken, her şey yolunda gidince nakil 29 Haziran'da gerçekleşti. İzmir Kent Hastanesi'nde Opr. Dr. Işık Özgü ve Opr. Dr. Uğur Saraçoğlu başkanlığındaki iki ekip nakli gerçekleştirdi. Başarılı geçen naklin ardından önce verici abla, ardından Coşkun taburcu oldu.
"FABRİKA AYARLARIMA' DÖNDÜM"
Şeker hastası olmadan önce iki gözüne de kornea nakli ve keratoprotez ameliyatı yapıldığını, 16 gün çocuklarını, ailesini görüp tekrar eski dünyasına döndüğünü belirten Coşkun şöyle konuştu:
"Bu ameliyatların sonunda tekrar karanlığa dönme riskim vardı. Kaybedecek bir şeyim yoktu, ameliyatları oldum. 11 yaşımdan sonra ilk kez 16 gün süreyle ailemi, sevdiklerimi gördüm. Sonrasında tekrar başa döndük, sağ gözüm alındı, sol gözüm ise sadece ışık ve renk görüyor. Ama ben bu sonuca psikolojik olarak hazırdım. Şeker hastası olduktan sonra artık zaten kornea nakli mümkün değil. Görmüyorum ama böbrek hastası olup haftanın üç günü 4'er saat makineye bağlı olmak çok zordu. Bu yaşama alışmak, sürdürmek bana ve aileme de zor geldi. Tuvalete gidemiyorsunuz, sosyal yaşamınız kalmıyor, ciddi diyet yapmak gerekiyor. Ablama minnettarım bana böbreğiyle yeni bir hayat verdi. Doktorlarıma müteşekkirim. Şimdi yasaklar kalktı, normal yaşama döndüm. Ablam beni fabrika ayarlarıma geri döndürdü. Muz da yiyebiliyorum kavun, kivi de. Dernek ve müzik çalışmalarıma da en kısa zamanda başlayacağım. Tüm diyaliz hastalarının makineden kurtulmasını diliyorum, herkesi organ bağışına çağırıyorum. Bir böbrek bir hayat demek."