Güncelleme Tarihi:
Çiğdem, kendisini bir yıldır yaşama bağlayan yapay kalbin yerine geçecek gerçek kalp bulunamaması sonucu hayatını kaybederken, ardında ailesinden profesörüne, yapay kalple yaşayanlardan, kalp nakli olanlara, nakil bekleyenlere kadar gözü yaşlı insanlar bıraktı. Anne Yaşagül Gürler, “Kızım melek oldu. Acım büyük ama başka Çiğdemler’in hayat bulması için herkesi organ bağışına çağırıyorum” dedi.
Türkiye’de kalp nakillerinde ilk sırada olan Ege Üniversitesi Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi’nde bu kez üzüntü var. Kalp hastası bebeklerin bile bağış kalp bulununcaya kadar yaşamda tutulması için yapay kalp uygulaması gerçekleştirilen merkezde, bağış organ bulunamaması yüzünden bir bebek daha yaşamını kaybetti. Ege Üniversitesi Hastanesi’nde henüz 17 aylıkken yapay kalp takılan ilk en küçük bebek olan Hamdullah Kanat’ın yaşamını yitirmesinden sonra, yine 17 aylıkken yapay kalple yaşama bağlanan Çiğdem’in kaderi de aynı oldu. Geçen 20 Ocak Cuma gününden bu yana yoğun bakımda yaşam savaşı veren, tüm organları birer birer tükenen Çiğdem bebeğine 2.5 yıllık yaşamı kalp beklenirken son buldu. Bir yıla yakın süredir Kocaeli’deki iki kızını akrabalarına bırakıp minik kızlarıyla İzmir’de hastaneye mahkum olan anne Yaşagül Gürler ve baba Müjdet Gürler, Çiğdem’i kaybetmenin büyük acısıyla yıkıldı. Çiğdem’in ölümü üzerine yapay kalp taşıyan, kalp nakli olan hastalar hastanede ailenin acısını paylaştı. Her yılbaşında palyaço kostümüyle yapay kalpli çocukları eğlendirecek etkinlikler düzenleyen, 5 yıl önce yapılan kalp nakliyle ikinci hayatını yaşayan Tayfun Erdem, Çiğdem’in ardından gözyaşı dökerken, “Bütün çocukları güldürdüm, bir tek Çiğdem’i güldüremedim, ona kahroluyorum. Çiğdem’i kaybettik, başka Çiğdemler kaybedilmesin” diye konuştu.
Herkesi organ bağışında bulunmaya çağırdı.
Minik kızının eşyalarını topladığı hastane odasında yakınlarının desteğiyle ayakta durabilen anne Gürler, bir yıllarını geçirdikleri herkesin çok desteğini gördüklerini, Çiğdem’e bir prenses gibi davranıldığını söyledi. Gürler, “Kızım melek oldu. Acım büyük ama başka Çiğdemler’in hayat bulması için herkesi organ bağışına çağırıyorum” dedi.
Öte yandan baba Müjdet Gürler de bir anne babanın yaşayacağı en büyük acıyı yaşadıklarını belirtirken, Çiğdem’in cenazesini bugün Kocaeli’ye götüreceklerini söyledi. Çiğdem’in cenazesinin yarın (cumartesi) Kocaeli İgşaş Camii’nde kılınacak öğle namazının ardından Körfez İlçesi Asri Mezarlığı’nda toprağa verileceği belirtildi.
Organ bağışı olsaydı minik Çiğdem yaşardı
Çiğdem’e 2011 Şubat’ında Ege Üniversitesi Kalp Damar Cerrahisi ekibi tarafından başarılı bir operasyonla yapay kalp takılmıştı. Uygun kalp bulunana kadar yapay kalp Çiğdem’i hayatta tutması bekleniyordu ama maalesef beklenen olmadı.
Ülkemizde bağış çok az
Özellikle kalp nakli alanında birçok başarıya imza atan ekipten Prof. Dr. Mustafa Özbaran, ülkemizde organ bağışının yeterli olmadığını, insanların bu konuda daha hassas davranmaları gerektiğini söyledi. Özbaran, “Geçmiş yıllara göre organ bağışında yüzde yüzlük bir artış gözleyebiliyoruz. Maalesef halen diğer gelişmiş ülkelerdeki sayıyı yakalayamadık. Bunda en büyük etken eğitim olarak görünse de entelektüel sınıftan maalesef yeteri kadar organ bağışı olmuyor. Genelde ailesinden ya da yakınlarından birinin bu sorunu yaşadığını gören insanlar bağış yapıyor. Çünkü organ bekleyen insanların nasıl bir psikoloji içinde olduklarını en iyi onlar biliyor” dedi.
Organ bağışı konusunda bilinçlendirme gerekiyor.
Türkiye genelinde sayısız kalp nakli gerçekleştiren Prof. Dr. Özbaran, çocukların fizyolojisi gereği yetişkin insanların organlarını kullanamadığını ve bu yüzden bu tür acı olayların yaşandığını vurguladı. Özbaran, “bu konuda insanların bilinçlenmesini istiyoruz. Ülkemizde yıllık 250-300 civarı kalp bağışlanıyor ama bu organların hepsi, bazı tıbbi nedenlerden dolayı kullanılamıyor. Daha duyarlı olmamız gerekiyor” dedi.