Oluşturulma Tarihi: Eylül 15, 2007 20:43
Yeşim Mançe Emre, İzmir’de uzun yıllar başarılı olan bir iş kadını. Ama birçok başarılı profesyonel gibi, o da uzun zaman önce İstanbul’dan gelen teklifi değerlendirip orada çalışmaya başladı. Emre, bana göre, İzmir’in gelişmesi için burada yaşayan çoğu kişiden daha fazla uğraşıyor.
Eğitiminiz nedir?- Çamlaraltı Koleji’nden sonra anne ve babamın doktor olmasının etkisiyle Ankara Eczacılık Fakültesi’ni kazandım. Bir yıl sonra yapamayacağımı anlayarak Ege Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Mimarlık Bölümü’ne geldim. 3’üncü sınıfta evlenince okulu bıraktım. Sonra beş yıl seramik çalıştım. Ama bu arada aklım hep çalışma hayatındaydı.
Nasıl başladı profesyonel çalışma hayatınız?- Önce, İzmir Beymen’de yönetici olarak çalıştım. Orası tekstili öğrendiğim okul oldu. Beş yıl sonra İzmir’de kurulan Derishow’a yönetici oldum ve 9,5 yıl çalıştım. Aynı firmanın mimar ve dekorasyon kısmı kurulunca beni başına geçirdiler. 9 yıl önce İstanbul’a transfer oldum. Farklı firmalarda çalıştım. İstanbul’da hayat zor. Belli bir konumda olmanın getirdiği stres, yıpranma, risk sonucu İzmir’e dönmeye, Alaçatı’ya yerleşmeye karar verdim. Ama profesyonel iş hayatı peşimi bırakmadı. Artık tecrübeli, verimli dönemde olduğumu düşündüğümden İstanbul’a dönüp mücevher sektörüne geçtim. Şimdi İsviçreli mücevher firması Adler’de yöneticilik yapıyorum.
İŞİNİ SEVEREK YAPANIN VERİMİ YÜZDE YÜZ ARTAR Kariyerinizdeki dönüm noktası nedir sizce?- İstanbul’a gidişim ama beni bu noktaya hazırlayan İzmir oldu.
Başarılı olmak, iyi bir kariyer yapmak adına neler tavsiye edeceksiniz?- İlk şart işini sevmek ve hayatının bir parçası değil, hayatın ta kendisi olarak görmek. Belki birçok insan üniversitede istediği eğitimi alamıyor, sonra mecburiyet ve işsizlik olduğu için ne bulursa yapıyor. Böyle başlayan iş hayatı ancak bir yere kadar ilerleyebiliyor. Çünkü insan gerçekten yapmak istediği işi bulunca verimliliği yüzde 100 artıyor. Ben çok mükemmeliyetçiyim, vasatlarım hiç olmadı. Bence herkes elindekilerle yetinmeyi bilmeli ama kesinlikle vasatla idare etmemeli.
KURUMSALLAŞMAYA ÖNEM VERİLMİYORİzmir’de aile şirketleri çok devrede, sebep bazılarının kurumsallaşamaması olabilir mi?- Aslında İstanbul’da da aile şirketleri çok. Beymen, Vakko,
Koç, Sabancı da aile şirketi. Ama kurumsallaşmaya, profesyonelleşmeye çok önem vermiş, insan gücünün kıymetini anlayarak yatırım yapmış. Ya da yabancı ortakla süreci hızlandırmış. İzmir’de de bu sıçramayı yapan firma var ama az. Bunun daha fazla olmasını isterdim. Bu donanımlarımla İzmir’de çalışmayı isterdim.
Neler yapılmalı sizce?- Biraz daha profesyonelliğe, insan gücüne önem verilip yatırım artırılmalı. O zaman birçok kişi memleketini terk etmez. Çünkü göç kolay değil. İnsan doğduğu, büyüdüğü yere, çevreye çok ciddi bağlı. Bunları koparamayıp sadece dondurmaya çalışıyor. Mesela benim ailem, çevrem burada; yani kalbim Ege’de, İzmir’de ama bedenim İstanbul’da. Orada bazı zorluklarla yaşıyoruz. Burada, oradaki olanaklar, kariyerimdeki şartlar sağlansaydı ben de gitmezdim.
BEYİN GÖÇÜ TÜRKİYE’NİN GERÇEĞİİstanbul’a taşınma kararı noktasına nasıl geldiniz?- Ben çok üzülerek bu geçişi yaptım çünkü fanatik İzmirliyim. İzmir bence hayatın en kolay olduğu şehir. İstanbul’un büyük iş avantajları var ama ben metropol insanı değilim. Mecbur olduğum için oradayım. İzmir de aynı imkanları sunabilse, ben ve benim gibiler yoğun göçü yaşamasa. Gerçekten ciddi beyin göçü var. İyi eğitim almış bir çok İzmirli İstanbul’a gidip kök salıyor, dönmüyor. İzmir’e dönüş oranları çok düşük. Çünkü İstanbul’daki iş hayatı daha cezbedici.
Hatta birçok İzmirli firma bile merkezini İstanbul’a taşıyor...- Gerçi bu tüm Anadolu şehirlerinin sorunu. Tabii bu firmalar iyi personeli de terfi adına İstanbul’a götürüyor. Maalesef bu Türkiye’nin gerçeği...
İZMİR’DEKİ OLANAKLARI BIRAKIPİSTANBUL’A GİTMEK RİSKTİGenellikle üniversiteden sonra İstanbul’da çalışma kararı alınır. Siz biraz daha geç yapmışsınız. Zor olmadı mı bu kararı almak?- Artık gençler liseyi bitirince üniversite için bile İstanbul’a gidiyor. Zaten ben şimdi bu kararı nasıl verdiğimi sorguluyorum. Bir daha aynı kararı vermem mümkün değil. Çünkü cemiyet, iş hayatında bir yerim, konumum vardı. Doğma, büyüme İzmirliyim. Bu kentin sunduğu tüm avantajları ve olanakları elimin tersiyle itip sıfırdan başladım. Büyük risk aldım.
İzmir ile İstanbul’daki hayatı karşılaştırırsanız neler söylersiniz? - İstanbul tüm Türkiye’den göç almış, kozmopolit, tam bir keşmekeş, karmakarışık bir kent. İş imkanları çok fazla ama size ödettiği bedeller de. Bir kere çok pahalı. İyi kazanıyorsunuz ama çok da harcıyorsunuz. İzmir daha ucuz, iklim müsait. Ege, levanten kültürünün, medeniyet ve kültür akışının en yoğun olduğu medeni bir şehir.
İSTANBUL’DAKİ İZMİRLİLERÇOK BAŞARILI NOKTALARDAİstanbul’da İzmir adına dernek kurmuştunuz. Ne amaçla kuruldu bu dernek?- İstanbul’da İzmirliler Derneği kurmuştuk. Amaç, oradaki İzmirlilerle İzmir’in arasındaki bağın kopmaması, İstanbul’daki İzmirliler’in memleketlerine nasıl yarar sağlayabileceğini bulmak. İzmir’den İstanbul’a küçük yaşta okumaya gelenlere yardım. Ben yönetimdeyken kayıtlı 1500 İzmirli vardı. En iyi firmaların üst düzey yönetimlerinde, her sektörde iyi noktalardalardı. Bu gurur kaynağı.
İzmirliler’in daha açık fikirli olmasıyla ilgili olabilir mi acaba?- Açık fikirliyiz, çalışkanız, hırslıyız. Profesyonellik için gereken tüm vasıflara sahibiz. Doğru iletişim kurabiliyoruz. Sunumumuz doğru, medeniyiz. Hem sosyal, hem de iş hayatında belli noktalardayız. Çünkü İzmir’de sosyal iletişim çok yoğun.