Oluşturulma Tarihi: Aralık 09, 2007 00:00
Yüksek ahlaklı, güzel ruhlu, yardımsever ve toplumcu iş ve düşünce adamı Şevki Figen, yaşamının tüm aşkını, emeğini ve duygusallığını İzmir’e armağan ettikten sonra, yeniden çocukluğunun geçtiği ve evlatlarının yaşadığı İstanbul-Nişantaşı’na geri döndü.. Ama, kalbini İzmir’de bıraktığını hiç unutmadan..
NİŞANTAŞI’nda, Dikilitaş’ın dibinde buluştuk ve kucaklaştık. Bana daima, tam bir "İstanbul Beyefendisi" ve aynı zamanda bir eski "İzmir Beyzadesi" örneği vermiş olan, sevgili dostum "Şevki Figen", eşi Leyla Hanım’ın vefatından sonra gittikçe yalnızlaştığı İzmir’den ayrılıp, evlatlarının yaşadığı ve kendisinin eski semti olan Nişantaşı-Teşvikiye’ye yerleşti. Onun eksikliğini, İzmir’de en çok duyanlardan birisi olarak, hemen İstanbul’a koştum ve "Kalbim İzmir’de kaldı" diyen bu örnek ve vefalı insanla söyleşimi gerçekleştirdim.
İzmir’den neleri özlüyorsunuz?- En çok dostlarımı.. Özdemir Hazar ve Nejat Seçen ile buluşup, kaynattığımız günleri nasıl unuturum?.. Gözlem gazetesinde başta Çetin Gürel ile üzere yayın kurulu üyelerini, Kemalistler Derneği’nde başta Ayla Selışık Tamar olmak üzere tüm üyeleri, Sanayi Odası’ndaki dostlarımı, Turyağ’daki mesai arkadaşlarımı, Alsancaklı muhitimi, Alaçatı dostluklarını unutmam mümkün değil.
1950’de yedek subay iken Karşıyaka’da yaşadım. Yalı boyunda rahatlıkla denize girebildiğimiz, kiraladığımız balıkçı teknesi ile yelken basarak dolaştığımız koyda tuttuğumuz balıkları yeme zevkini tattığımız, o zamanki güzel Karşıyaka’yı çok severim..
1973 sonrası 33 yıl sevgili ailemle yaşadığım, dostlarımla görüşegeldiğim, çatı katından her zaman seyredegeldiğim ve bana hep huzur veren deniz, vapurların turladığı Güzelyalı, Alsancak ve Karşıyaka sahillerinin süslediği koskocaman bir körfez, taşevlerin ve Arnavut-Boşnak-Roman kökenli güzel insanlarıyla birlikte insanın ruhunu okşayan Alaçatı beldesi, hepsi yüreğimde tütüyor..
İSTANBUL GERÇEĞİİstanbul’a niçin döndünüz?
- Leyla’nın genç yaşta vefatından sonra, dostlarımın beni yalnız bırakmamalarına rağmen anılarım arasında yalnızlığımla yaşamaya çalışmaktayken, torunum sevgili Evin’imin büyümekte olduğunun farkına varmış olmam ve geri kalan ömrümde artık canım oğlum Alp ve eşi sevgili Oya ile yakın olmak, hele canayakın torunum Evin’in belki de genç kızlığa adım atmasını görmek, okul etkinliklerinde bulanabilmek İstanbul’a taşınma kararımda çok ağır bastı. Eski dostlar ve sınıf arkadaşlarımın İstanbul’da olmaları da cazip geldi. Mayıs 2007’den bu yana, yaşamakta olduğum Nişantaşı-Teşvikiye muhitindeki İzmir ile mukayese edilmez canlılık ve sunduğu olanaklar yaşamımı gerçekten renklendiriyor.
İstanbul’da sevdiğiniz semtler, mekanlar?
- İstanbul bir alem, bir metropol. Sadece İstanbul Boğazı ve yalılarını gözlemlemek bile doyumsuz bir his veriyor insana. Doğduğum, büyüdüğüm, okullarına gittiğim muhitler: Osmanbey, Nişantaşı, Teşvikiye, Rumelihisarı, Bostancı, Büyükada. Buralardaki canlılık, renk cümbüşü benim doğama çok uygun. Gençliğimde ve çalışma hayatımda
sinema, tiyatro ve pastahanelerine dadandığımız Beyoğlu. İzmir’e gelmeden önce Amerikan Kız Koleji’nin üst tarafında yaşadığımız Ulus’tan seyredegeldiğimiz Boğaziçi; Anadolu Kavağı’na kadar iki sahil arasında iskelelere uğrayan vapurla Boğaziçi’nin o enfes manzaralarını yudumladığımız seferler.
Ordinaryüs lakabını taşıyan unutulmaz futbolcu Lefter Küçükandonyadis’in halen yaşamakta olduğu Büyükada. İstanbul’da ziyaret ettiğimiz her yer, her köşe bucak, camileri, kiliseleri, müzeleri, tiyatroları, konser salonları, sinemaları, kafeler ve çeşitli tatları sunan lokantalarıyla tarif edilmez zevkler, ruhsal tatminler ve renkler curcunası sunmakta.
İzmir’e mesaj?İzmir’den herkesi, tüm hemşehrilerimi kucaklıyorum, beni ve Leyla’yı hatırlasınlar..
Şevki Figen anlatıyorİstanbul doğumluyum. Avusturya Lisesi, Robert Kolej Mühendislik bölümünde okudum, Texas Üniversitesi’nden İnşaat Yük. Müh. oldum. Çeşitli uluslararası kuruluşlarda yönetcilik yaptım. Turyağ A.Ş.’de, genel müdür, murahhas üye ve yönetim kurulu başkan vekili olarak 16 yıl görev yaptım, 65 yaşında emekli oldum.
Yeni Asır, Günaydın ve Gözlem gazetesinde köşe yazarlığı yaptım.
18 yıllık sevgili eşim Evin’i 1980’de (42 yaşında) ABD’de yapılan by-pass ameliyatı sonrası kaybettim. İstanbul’da yaşayan oğlum Alp, eşi Oya ve torunum Evin, yaşam sevincimi oluşturmaktalar.
1983 Eylül’ünde Leyla Oksar ile evlendim. Yirmi yıla yakın birlikteliğimiz Leyla’nın bir yıl süren akciğer kanseri sonucu 17 Ekim 2002 yıl sonuna doğru vefat etmesiyle maalesef sona erdi. Onu Alaçatı’ya emanet ettim.
EBSO yönetim kurulunda görev aldım, TÜSİAD, ESİAD, EGİAD’da yüksek danışma kurulu ve İzmir Rotary Klübü üyeliklerine üyelik yaptım, Av.Ayla Selışık Ttamar’ın genel başkan olduğu Kemalist Laikler Derneği başkan yardımcısıyım.Sanayi Odası’na yıllarca emek verdi1982-83 dönemi Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu’nu izliyoruz. Sağdan, Arif Onat, Şevki Figen, Nezih Okuş, A.Kemal Baysak, Ersin Faralyalı, Şinasi Ertan (Başkan),Yusuf Vardar ve arkadaşları. Şevki Figen, yıllarca odaya emek vermiştir.
Leyla FigenAlaçatı dirilişinin önderi Leyla Figen, "Agrilya"yı kurduğu yıllarda.
Nişantaşı’nda buluşmaŞevki Figen ile bir süredir yaşamakta olduğu eski semti "Nişantaşı"nda Dikilitaş’ın dibinde buluştuk. Hasret giderdik. Bu resmi kızım Neslihan çekti.
Her yıl lokma dökülürLeyla Figen anısına, toprağa verildiği 19 Ekim yıldönümlerinde, Şevki Figen Alaçatı meydanında lokma döktürür. Kendisini yalnız bırakmayan dostlarıyla buluştuğu zaman hüznü biraz olsun hafifler. (Fotoğraf:Yaşar Aksoy)