Güncelleme Tarihi:
ADNAN Menderes Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Bilecenoğlu’nun yaşamına kaçak bir balık yön verdi. Bilecenoğlu, öğrencilik yıllarında ‘üçgen’ ya da ‘gölge’ olarak bilinen ‘pempheris vanicolensis’ adlı balığı ‘Türkiye Deniz Balıkları’ adlı kitapta göremeyince eseri hazırlayan bilim adamlarına ulaştı.
Bilecenoğlu, genç yaşında duyduğu merak dikkat çekince Ege Üniversitesi’ne master öğrencisi olarak davet edildi, yaşamının ilk bilimsel makalesini, gölge balığı üzerine yazdı. ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’nden de bu makaleyle master önerisi alan Bilecenoğlu, 1997 yılında 23 yaşındayken ‘Sualtı Teorisi’ adli kitabını yayınladı. Gölge balığın açtığı yolda yaşamı değişen Bilecenoğlu, aynı yıl Sualtı Sporları Federasyonu’nun bilim kuruluna girdi, 32 yaşında doçent, 37’sinde ise profesör oldu. Bilecenoğlu’nun, bilimsel danışman ve editör olarak yer aldığı Karadeniz Eğitim Kutusu’nu EXPO 2012 Düzenleme Komitesi, “Dünyanın en iyi 13 uygulama projesi” arasına aldı.
İlk kayıt yapan kişi
Değişen ekosisteme bağlı olarak deniz canlıların yaşadığı değişimi gözlemleyen Bilecenoğlu, 2005’te Türkiye’deki yabancı türlere yönelik bir çalışmaya imza attı. Türkiye’de yaşayan yabancı türleri araştırıp bunu bir makale ile dünyaya duyuran Bilecenoğlu, bu çalışmayı 2010’da güncelledi. Biyolojik çeşitlilik üzerine de çalışmalar yürüten Bilecenoğlu, Türkiye denizlerindeki dip balıkları atlasını 2005’te hazırladı. Şimdilerde kitabın güncellemesi için çalışan Bilecenoğlu, Türkiye denizlerinde bilinen yaklaşık 500 balığın yüzde 10’unu ilk defa kayıt eden kişi olarak biliniyor. Avrupalı deniz bilimcilerin, bellek oluşturmak için envanter çalışması yaptığına dikkat çeken Bilecenoğlu, Türkiye’nin acilen bir doğa tarihi müzesine gereksinimi olduğuna inanıyor.
Aşırı avcılık
Bilecenoğlu, özellikle nesli tehlike altında olan deniz canlıları hakkındaki araştırmalara ağırlık verdi, ilk kez ‘Kırmızı liste’ hazırlayan ekipte görev aldı. Bilecenoğlu, ayrıca Türkiye’nin tatlı su ve denizlerinden bilinen 700 civarında balık türünden yaklaşık 400’nun ’aşırı avcılık ve habitat kaybı’ nedenleriyle neslinin tehlike altında olduğunu ortaya koyan bilim adamları arasında bulunuyor.