Güncelleme Tarihi:
BİR grup üniversite öğrencisinin “Sanat Aydınlanma İçindir” sloganıyla kurduğu Azizm Sanat Örgütü’nün İzmir’de yer alan ve çeşitli kısa metraj film çalışmaları yürüten proje ekibinin son çalışması ‘SOLUŞ’, Cannes Film Festivali’nde yer alacak. Uluslararası platformda pekçok ünlüyü ağırlayan etkinlikte ‘SOLUŞ’un, Cannes Film Festivali’nin Short Film Corner bölümünde ‘Dünya Premier’i yapılacak. 16-27 Mayıs tarihleri arasında 65’incisi düzenlenecek olan festivale, filmin yönetmeni Onur Keşaplı ile Senaryo Yazarı ve Sanat Yönetmeni Selin Süar davet edildi.
Bugüne dek gerçekleştirdikleri kısa film, belgesel, televizyon programı, videoart, reklam, sergi, festival ve eğitim çalışmaları ile sanat alanında birçok başarıya imza atıklarını belirten genç yönetmen Onur Keşaplı, en büyük sinema festivalleri arasında yer alan Cannes’da başta İzmir olmak üzere Türkiye’yi temsil edecek olmanın gururunu yaşadıklarını belirtti. Keşaplı, “Oldukça zor şartlarda bu filmi gerçekleştirdik. Herhangi bir yapım şirketi ya da okul desteği olmadığı için küçük ekibimizin her bir çalışanı çok fazla özveride bulundu. Sinemanın hala sağlıklı bir sektör haline gelemediği ülkemizde kısa film, uzun metrajın yavrusu algısından öteye geçemiyor” diye konuştu.
Kısa filmin adı yok
Türkiye’de kültür sanat politikalarında kısa filmin yeri olmadığına vurgu yapan Keşaplı, “Yer alacağımız Cannes Film Festivali’nde, Meksika Film Enstitüsü ülkede yer alan en nitelikli kısa filmlerin buraya bizzat iletilmesini sağladı” dedi. Filmin Senaryo Yazarı ve Sanat Yönetmenliğini üstlenen Selin Süar ise festivalde pekçok ülkenin kendi sinemacılarını fonlarla desteklediğine dikkat çekerek, sinema gibi önemli bir sanat dalı ve propaganda aracı için bir fon oluşturması gerektiğine dikkat çekti.
Türkiye’yi temsil eden sinemacıların yalnızca festivallerde alkışlandığını ifade eden Süar, bu yolda ilerlemek isteyen değerli sanatçıların yurt dışına kaptırılmaması gerektiğini ve Türk insanının sanat algısının küfürlü komedilerden sıyrılıp, kaliteli bir düzeye erişmesi gerektiğinin altını çizdi.
FİLMİN KONUSU
Hayatında dilediği her şeye sahip olan Ulaş’ın, kitap yazma hayali ve yaklaşmakta olan doğum günü sebebiyle şehirden ayrılarak doğayle iç içe olacağı bir köye gitmesiyle başlar. Ancak karakterin, yazma konusundaki başarısızlığı ve arkadaşlarının doğum gününe gelmemeleri üzerine ormanda karşılaştığı gizemli kadın, Ulaş’ın gerçeklikten kopmasına ve soluşuna neden olur. “Nedir kırmızı?” sorusunun peşinden giden film, etkileyici görüntüleri ve şiirsel dokusuyla, “varoluşçuluk” ve “gerçeküstücülük” arasında seyrediyor.