Güncelleme Tarihi:
Türkiye’deki 15 bölge içerisinde Ege Bölgesi’nin kan toplamada sekiz yıldır birinci olduğunu, ancak rakamların ihtiyacın karşılanması noktasında yeterli olmadığını vurgulayan Dr. Gök, “Yapılan çalışmalar sonunda kan ihtiyacını ciddi bir şekilde azalttık. Artık insanlar kan bulmakta eskisi kadar zorlanmıyor. Ege ve Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi dışında Ege Bölgesi'ndeki 155, İzmir’deki 54 hastanenin kan ihtiyacını biz karşılıyoruz ama hala eksikler var. İzmirliler yeterli oranda kan bağışı yapmıyor. İzmir’de yılda 175 bin ünite kan ihtiyacı oluyor, bizdeki bağış ise 115 bin ünite civarında. Rakamlar, 60 bin kadar eksiğimiz olduğunu söylüyor. Yani İzmir’de özellikle eğitimli nüfus kan bağışı yapmıyor. Bu yüzden İzmir’in kan ihtiyacını başka illerden karşılıyoruz” dedi.
Ege Bölgesi’nin günlük kan bağışı talebinin bin 350 ünite olduğunu söyleyen Dr. Gök, “Bu talebin karşılanabilmesi için kan bağışı oranının da bu rakamın üzerinde olması gerekiyor. Aksi takdirde kan stoklarına yöneliyoruz. Bir süre sonra onlar da azalıyor” diye konuştu. Dr. Gök, imam ve müftülere verdikleri eğitim sonrasında cami cemaatinin kan bağışında ilk sırada olduğunu, kamu çalışanlarının ise yeterli oranda gönüllü olmadıklarını ifade etti.
SOĞUK DÖNEMLERDE KAN BAĞIŞI ORANI AZALIYOR
Ocak, Şubat gibi gribal enfeksiyona bağlı hastalıkların yoğun olduğu dönemlerde antibiyotik ve ilaç kullanımı arttığından kan bağışının yapılamadığını söyleyen Dr. Gök, “Hekimlerimiz bu dönemlerde hastalara hemen antibiyotik yazabiliyor. Kandaki lökosit (WBC) oranı 10 binin üzerinde olmadan ağrı kesici ya da antibiyotik yazılmaz. Maalesef bu orana bakmadan antibiyotik yazan hekimlerimiz var. Durum böyle olunca da kan bağışı oranları azalıyor” diye konuştu. Dr. Gök, yıl içerisinde ocak, şubat ayı ile beraber ağustosta da kan bağışının az olduğunu, bunun ise ramazan ayından kaynaklandığını dile getirdi.
Kış döneminde, hava sıcaklarında yaşanan düşüş nedeniyle kan bağışı sayılarında büyük bir azalma meydana geldiğini kaydeden Dr. Gök, “Günlük kan taleplerine yönelik ihtiyaçlarını karşılamakta sıkıntı yaşamaktayız. Özellikle kış aylarında hasta ve hasta yakınlarımızın yaşadığı mağduriyetin giderilebilmesi için tüm halkımızı kan bağışında bulunmaya davet ediyoruz” dedi.
“TANIMADIĞINIZ ÜÇ KİŞİNİN HAYATINI KURTARIYORSUNUZ”
Bağışlanan bir ünite kandan üç kan ürününün elde edildiğini belirten Dr. Gök, “Tanımadığınız üç kişinin hayatını kurtarmaktasınız. 18-65 yaş arası, önemli bir sağlık problemi bulunmayan her vatandaşımızı yanlarında kimlik belgesi ve tok karın ile Kızılay Kan Alma Birimleri ve gezici kan alma ekiplerimize bekliyoruz” diye konuştu.
Kanın sürekli bir ihtiyaç olduğunu belirten Şenocak da, böyle durumlarda sivil toplum örgütleri, sendika, dernek gibi kuruluşların harekete geçmesi gerektiğine dikkat çekti.