Güncelleme Tarihi:
İZMİR Devlet Senfoni Orkestrası Şefi ve aynı zamanda Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası Sanat Danışmanı, Ender Sakpınar Hürriyet Gazetesi’ne müzik serüvenini, yurtdışı başarılarını ve Türkiye aşkını anlattı. Lise öğrenimi sonrasında Ankara Devlet Konservatuarı Kompozisyon Bölümü’nü kazanan ve 1978 yılında mezun olan Sakpınar’ın senfoni macerası yurtdışında başlıyor.
? Ankara Devlet Konser-vatuvarı’ndan mezun olduktan sonra eğitiminize nerede devam etiniz?
1978 yılında konservatuardan mezun olduktan sonra aynı yıl İsveç’e gittim. İlk olarak İsveç’e gitmemim sebebi modern müzikte çok ileride olmalarıydı. İmkanları fazla ve ekipmanları çok iyiydi. İsveç’te 1 sene okudum ama aşırı soğuk bir ülkeydi. Daha sonra gönlümdeki bir diğer ülke olan Fransa’ya gitmeye karar verdim. Fransa’da önce konservatuarı kazandım ve burada da kompozisyon bölümüne girdim. Bu bölümü bitirdikten sonra orkestra şefliğine başladım. Orkestra şefliği bölümü sonrasında 1982 yılında Fransız Hükümeti’nin bursunu kazandım.
Fransa’da ilk orkestra
? Bu eğitimler sonrasında Fransa ve diğer ülkelerde ne gibi çalışmalarda yer aldınız?
Tamamladığım bu eğitimlerden sonra Fransa ve İtalya’da bazı stajlar kazandım. Çok değerli sanatçılarla ve orkestralarla çalışma imkanı buldum. 4 sene boyunca Fransa ve İtalya’da çeşitli stajlarda çalıştım. Pasdeloup Senfoni Orkestrası’nda 2 sene asistanlık yaptıktan sonra Fransa Kültür ve Dışişleri Bakanlığı’nın desteğiyle “Ensemble International de Paris” orkestrasını kurdum. Bu orkestranın özelliği dünyanın her yerinden gelen ve Fransa’da burslu eğitim gören müzisyenleri bir arada olmasıydı. Orkestramda 12-13 farklı ülkeden müzisyen vardı ve aralarındaki tek Türk bendim.
Kesenin ağzı açıldı
? Kurduğunuz bu orkestra ile Fransa’da mı konserler verdiniz?
Bu orkestra Fransa’da çok tuttu çok beğenildi. Bu olumlu tepkilerin ardından Fransa hükümeti tabiri caizse kesenin ağzını açtı. Ekonomik olarak çok büyük destekler aldık. Burslarımızın yanı sıra konserlerimiz için de destek vermeye başladılar. Bizim bu başarımızı duyan diğer Avrupa ülkeleri bize davetler gönderdiler ve turneler yapmaya başladık. Avrupa’daki konserlerimiz sonrasında orkestramız Türkiye’de de duyulmuş. Davet üzerine geldiğimiz Türkiye’de orkestramız ile konser verdik.
Çok mutluyum
? Türkiye’deki konserinizden sonra size Türkiye’de çalışmanız konusunda herhangi bir teklif geldi mi?
1987 yılı dönemindeki Kültür Bakanlığı beni aradı ve Türkiye’de çalışmak isteyip istemediğimi sordu. Türkiye’ye geldiğim o dönemlerde İzmir Senfoni Orkestrası’ndan teklif aldım. Senfoni camiasında teklif almak çok zordur. Bu benim için onur verici bir durumdu. Türkiye’ye 7-8 senedir gelmiyordum. Ülkemde de senfoni üzerine bazı şeyler yapmak istiyordum. Yurtdışındaki birikimlerimi Türkiye’ye aktarabilmek ve kullanabilmek için güzel İzmir’i kabul ettim. Türkiye’ye gelmeme rağmen yurtdışına da gitmeyi ihmal etmiyorum. Biz gezgin bir sanatçıyız. Bir ayağım Türkiye’de diğer ayağım yurtdışında. Ama ülkemde olmaktan ve ülkeme hizmet etmekten çok mutluyum.
Türkiye’de orkestra sayısı az
? Türkiye’deki orkestra sayısı sizce bu ülke için yeterli sayıda mı?
Türkiye’de 7 senfoni orkestrası var. 80 milyonluk bir ülke için bu sayı çok değil. Onun için bilgi birikimine sahip yeni şeflere yeni solistlere ihtiyaç var. Keşke orkestra sayımız daha fazla olsa.
? Başarılı çalışmalarınızın ardından diğer illerden de size teklifler geldi mi?
Şef olarak çağıranlar oldu. Bir de orkestra kurma düşüncesi içerisinde olanlar var. Eskişehir’deki başarıları örnek almak isteyenler var ama orkestra kurmak çok kolay değil. Çok fazla maddi bir yükümlülük gerektiriyor.
? Senfoni konserlerinin dışında senfoni orkestranız ile birlikte farklı etkinlikler yaptığınız oldu mu?
Normal konserlerimizin dışında eğitim konserleri oldu. Bu konserlerin bize çok iyi geri dönüşleri oldu. Bu konserlerimizi belirli yaş gruplarına ayırarak yapıyoruz. Bu programlar interaktif oluyor. Orkestra arasında bir anlatıcı bulunuyor. Konserlerde çocuk dinleyicilere müzisyenleri tanıtıyor ve kullandıkları enstrümanların neler olduğunu, orkestra şefi nedir, hangi enstrümandan nasıl ses çıkar gibi senfoni ile ilgili konuları aktarıyor.
Şeflik adeta futbol antrenörlüğü gibi
? Bulunduğunuz senfoni orkestralarında sadece şeflik görevimi yapıyorsunuz yoksa farklı görevler de üstleniyor musunuz?
Sadece konser anında orkestraya şeflik yapmak değil görevimiz. Senfoni içerisindeki her türlü konuyla ilgileniyorum. Müzisyenlerin enstrümanlarından tutun organizasyonlara, kayıtlardan turnelere kadar birçok alan ile ilgileniyorum. Bizim bu işimize bir futbol takımının antrenörlüğüne benzetebilirsiniz. Antrenör nasıl takımını motive ediyorsa, başarıdan başarıya koşturmak için uğraşıyorsa, fırsatları iyi değerlendirmek istiyorsa bizler de o şekilde çalışarak yeni fırsatları yakalayıp, orkestraya kazandırmak ve elimizdeki iyi imkanlarla onların yeni vizyon sahibi olmalarını sağlamalıyız.