İzmir’de her gün 200 torba kan açığı var

Güncelleme Tarihi:

İzmir’de her gün 200 torba kan açığı var
Oluşturulma Tarihi: Aralık 08, 2007 00:00

İzmir Kızılay Bölge Müdürü Gökhan Gök hergün 400 ünite kana ihtiyaç olduğunu ancak, günde ortalama 200 kişinin kan verdiğini söyledi.

Gök, "Kan bağışı olmadığı günlerdeki boş kan torbaları faturası hasta ve hasta yakınlarına çıkıyor. Biz bu konuda her türlü çabayı gösteriyoruz" dedi. Bir damla kanın bir hayat demek olduğunu vurgulayan Dr. Gök, "Hergün binlerce kişi kan arıyor. Bu sıkıntılara son vermek istiyorsak merkeze gelip kan verin. Kanımız 120 gün sonra vücuttan çöpe atılıyor. 4 milyon nufüslu İzmir’de, yılda 150 bin ünite kan verilirse, kimse kan peşinde koşmaz" dedi. Bağışçıların 3 ayda 6 ayda bir kan verebileceğini de belirten Kızılay Bölge Müdürü Gök, bir kişinin bağışı ile üç kişinin hayatının kurtarıldığını da söyledi.

ORTOPEDİK SAĞLIĞA SİGARA TEHDİDİ

EGE Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi Kliniği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal Aktuğlu, sigara içmenin ortopedik sağlığa olan etkilerinin giderek fazlalaştığını bildirdi. Sigaranın, yaralanma, kırık gibi rahatsızlıklarda ve cerrahi müdahale gerektiren sağlık sorunlarının çözümünde önemli bir engel teşkil ettiğini kaydeden Aktuğlu, konuyla ilgili şunları söyledi: "Araştırmalar, sigara içen gençlerde kırık ve burkulma gibi travmatik yaralanmaların daha fazla görüldüğünü kanıtlamaktadır. Sigara içenlerin kırıkları daha geç ve bazen yanlış kaynamakta ve kaynayan kemikte güçsüzlük görülmektedir" Cerrahi müdahale gerektiren sorunların giderilmesinde sigara faktörünün önemine dikkat çeken Aktuğlu, olası bir müdahaleden en az altı hafta önce sigaranın bırakılması gerektiğini belirtti. Aktuğlu, "Dolaşım ve kalp sorunları görülen tiryakilerin iyileşmesi zaman almaktadır. Sigara, ameliyat yerlerinde geç iyileşmeye sebep olur, hatta bazı hastaların iyileşmesini durdurmaktadır" diye konuştu.

Gözler vücuda açılan pencere

GÖZ Doktoru Selma Kaşkaloğlu, doğumumuzdan ölümümüze kadar hayatı tanımamızda, çevremizi öğrenmemizde, en etkili organımız olan gözleri iyi korumamız gerektiğini söyledi. Gözlerden birçok hastalığı teşhis etmenin mümkün olduğunu ve görmesi az olan bir çocuğun, çevresini gördüğü kadarıyla kabulleneceğini, istemeden sınırların daralacağını belirten Dr. Kaşkaloğlu, "Bu tür vakalarda ailenin duyarlı olması gerekiyor" dedi. Gözlerinden sıkıntısı olan bir çocuğun belki de basit bir gözlükle yaşamının değişebileceğini, okuldaki başarısızlığının azalacağını da vurgulayan Kaşkaloğlu, göz tembelliğinin zamanında tedaviyle düzeltilebildiğini söyledi.

YAŞAM KALİTESİ

Az gören veya gözlük-contact lens gibi bir aparata bağımlı genç bir insanın sevdiği sporda istediği gibi performans sergileyemeyeceğini, aktivitelerini azalacağını belirten Dr. Kaşkaloğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yaşın ilerlemesiyle birlikte reflekslerin azalması ve az görme kişiyi depresyondan tutun kazalara kadar birçok risk ile karşı karşıya getirecektir. Bütün bunlar yaşam kalitemiz için, yaşamımız boyunca periyodik olarak göz doktoruna gitmemiz için yeterli nedenlerdir. Oysa göz muayenesi yalnız göz sağlığımız için değil aynı zamanda genel vücut sağlığımız içinde bize çok değerli bilgiler sunar."

Göz muayenesinde tespit edilen hastalıklar:

GÖZ hastalıkları mütehassısı ve Kaşkaloğlu Dal Merkezi kurucularından Selma Kaşkaloğlu gözlerimizin vücudumuzun içine açılan pencereler olduğunu muayelerde birçok hastalığın belirtilerini tesbit etmenin mümkün olduğunu söyledi. Kaşkaloğlu, gözün verdiği sinyalleri şöyle sıraladı:

1Nörolojik bozukluklar: Kapaklardan birinin veya ikisinin düşüklüğü, kişinin aniden şaşı olması, çift görmesi

2Guatr ile ilgili problemler: Gözlerden birinin veya ikisinin öne doğru büyümesi, göz kapaklarının şişliği, göz kapağı hareketlerinin bozulması

3Gözyaşı kuruluğu, yanma ve kaşıntı gibi sorunlar:

Hele bunlar günün sonuna doğru artıyor ve kişi sabahları uyanırken yapışma hissi duyuyorsa sorun gözyaşı problemi olabilir. Nedenleri çok çeşitli olup menopoz, kullanılan ilaçlar (kalp ilaçları, antialerjik ilaçlar) ya da otoimmun grubu dediğimiz kronik ciddi romatizmal hastalıklar olabilir.

4Damarsal hastalıklar: Göz muayenesi sırasında göz bebeğinin damla ile genişletilip, göz dibinin incelenmesi o kişinin damarsal yapısı gibi başka hiçbir organda göremeyeceğimiz bilgileri bize sunar. Böylece hastanın damar sertliği, hipertansiyonu, diabeti varsa ve bu hastalıklara ait belirtiler, ortaya çıkarılabilir.

5Beyin ile ilgili problemler: Göz dibi muayenesi sırasında beynimizin belirli bölümleri ve problemleri hakkında görme sinirine bakılarak değerlendirme yapılabilir. Şiddetli baş ağrısı - beyin tümörü gibi durumlarda göz içi bakısı hayat kurtarıcı olabilir.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!