İşadamları TEKEL’e talip

Güncelleme Tarihi:

İşadamları TEKEL’e talip
Oluşturulma Tarihi: Mart 22, 2000 00:00

Haberin Devamı

ÇOK ortaklı şirketlerle Türkiye'de model oluşturan İzmirli işadamları, hergün yeni sektörlerde boy göstermeye başladı. Hipermarketten hazır giyime, tekstilden otomotive, enerjiden sağlığa derken, şimdi de kollar gıda için sıvandı. Gözler ise tek noktada TEKEL.

EGE Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanı Kemal Çolakoğlu'nun başkanlığını yürüttüğü 125 ortaklı Ege Sanayicileri Holding, TEKEL'in işletmesini özelleştireceği Çamaltı Tuzlası için çalışmalara başladı. İşletmeye ‘‘tevzi, modernizasyon ve ihracat kapasitesini artırmak üzere'' talip olduklarını açıklayan Çolakoğlu, bu amaçla çok uluslu Amerikan ve Fransız şirketleriyle de görüşmeler yapıyor.

TEKEL'in içki sanayi için ise yeni bir ortaklık kuruluyor. Öncülük eden işadamı da İzmir Ticaret Odası'nın Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş. Malum Türkiye Avrupa Birliği'ne aday ülke. Dünya rekabet dünyası ve uyum yasaları içinde hiçbir alanda tekele izin yok. Hele devletin bu tür işletmeleri elinde bulundurmaya devam etmesi, asla mümkün değil. Konu komisyondan geçip TBMM gündemine geldi. İşadamlarının da gözü, kulağı Ankara'da Meclis'ten çıkacak kararı bekliyor.

BAŞTA rakı ve şarap olmak üzere alkollü içki sanayine yönelik çok ortaklı şirket kurmak için girişimlere başladıklarını belirten İTO Başkanı Demirtaş, ‘‘Yasa çıktığı gün start veriyoruz'' diyor. Bu yöndeki çalışmaları doğruluyor, ama birlikte hareket ettikleri ve sayıları hayli yüksek olan diğer işadamlarının isimlerini şimdilik sır gibi saklıyor.

EVET, İzmir'in geleneksel modeli haline gelen güçbirliklerine yeni bir şirket daha ekleniyor. TEKEL'in içki fabrikaları alınacak, genişletilecek, modernize edilecek, başta rakı ve şarap olmak üzere çeşitli içkiler üretilecek. Demirtaş, ‘‘İhracat pazarı hazır, iç piyasada müşteri hazır. TEKEL'i aldığımız taktirde bize düşen en son teknolojiyle en iyisini üretmek'' diyor. Ya alamazlarsa? Şirket yine kurulacak, tesisler sıfırdan oluşturulacak ve bu sektörde yine üretim yapılacak.

WTC-İzmir dünya yarışmasında

BUGÜNLERDE Güçbirliği Holding'de hummalı bir çalışma var. Çeşitli kıtalardaki 100 ülkede toplam 337 şehre yayılan Dünya Ticaret Merkezleri Birliği-WTCA, bu yıl İtalya'da poster yarışması düzenliyor. Güçyapı A.Ş. de WTC-İzmir ayağı olarak bu yarışmaya katılacak. Genel Müdür Mehmet Alpaydın başkanlığındaki ekip, yarışmaya var gücüyle hazırlanıyor. Özel İdare'den, Turizm İl Müdürlüğü'nden ve belediyeden temin ettiklerine ek olarak, bir de kendileri poster hazırladılar. Kazanıp kazanmamak çok önemli değil. Çalışmanın amacı 5000 yıllık İzmir'i uluslararası platformda tanıtabilmek. Yarışmanın tarihini bilmiyorum, ama İzmir adına Güçbirliği'ne bol şans diliyorum.

Akkan Konyalılar’ı üzdü

BÜLBÜL dilinden çekermiş. Ege Bölgesi Sanayi Odası'nın Başkanı Atıl Akkan da bunu sık sık yaşayanlardan. Atıl Akkan'ı tanıyanlar sözünü esirgemeyen kişiliğini çok iyi bilir. Doğru bildiklerini söylemekten asla sakınmaz. Ters gelen bir konu oldu mu, karşısındaki ister arkadaşları, ister hükümetler, en acımasız sözcüklerle eleştirmekten geri durmaz. Bir konuyu anlatırken, bir bölümünü kendine saklayıp, suya sabuna dokunmayan bölümlerini aktarmak asla Akkan'a göre değil. Bu nedenle biz gazeteciler için bulunmaz bir haber kaynağı. Ama bazen söylediklerinin kastını aştığı da oluyor. Kendi ifadesiyle ‘‘yanlış anlaşılıyor.''

NİTEKİM, bu ‘‘açık sözlülüğü''nün sonuçlarına da sık sık katlanmak zorunda kalıyor Atıl Başkan. Geçtiğimiz günlerde yine bir grubu ayağa kaldırdı. Konyalı Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler'in İzmir'e yat limanı yapılması yolundaki önerisine karşı çıkan Akkan, bunun mümkün olamayacağını anlatırken, ‘‘Bunu söylemek için Konyalı olmak lazım'' deyiverdi. Üstelik televizyon kameraları önünde.

AKKAN söyledi, ortalık bir anda karıştı. İzmir'de yaşayan Konyalılar ayağa kalktı. Konyalılar Konyalılar Derneği'ni, dernek de basın kuruluşlarını faks yağmuruna tuttu. Bu sözlerle Konyalıların küçük düşürüldüğünü savunan Dernek Başkanı Mehmet Aydoğan, ‘‘Kültürün beşiği olan, Selçuklu devletine asırlarca beşkentlik yapan, Mevlanaları, Nasreddin Hocaları yetiştiren bir ilin halkını bilgisizlikle suçlamanın hiçbir mazereti olamaz'' derken, Akkan'ın kamuoyu önünde Konyalılar'dan özür dilemesini istiyor. Dedik ya, bülbül ne çekerse dilinden çekiyor.

İzmir kötünün iyisi

DEVLET İstatistik Enstitüsü'nün ‘Hane halkı gelir dağılım’ anketi sonuçlarının il merkezlerindeki detayını veren araştırması, büyük kentlerde gelir bozukluklarının boyutunu ortaya koyarken, İzmir'in de bu uçurumdan ağırlıklı pay aldığı belirlendi.

KİŞİ başına 4 bin dolarlık gelirle ülke sıralamasında üçüncü sıraya yerleşerek ‘‘zengin iller'' arasında sayılmakla övünen İzmir'de, 3 milyon 250 binlik nüfusun yüzde 20'sini oluşturan 650 bin kişi, kentin tabağına düşen milli gelirin yarısını alıyor. DİE rakamlarıne göre İzmir nüfusunun yüksek gelirli yüzde 20'si milli gelirin yüzde 47.5'ini alırken, düşük gelirli yüzde 20'sine düşen pay sadece yüzde 6. Piramide yüzde 10'luk kesitlerle bakıldığında ise daha da vahim bir hal alan oranlar milli gelirin yüzde 32 ile yüzde 3'ü oluyor.

BU olumsuz tablo ülkeye uyarlandığında ise İzmir'de uçurumun daha ‘‘insaflı'' olduğu görülüyor. İzmir'de en yoksul ailenin evine giren 622 dolarla, en zenginin 91.500 doları arasında 99 katlık fark, İstanbul'da farkın 1437 kat olduğu dikkate alındığında, ‘‘Kötünün iyisi'' dedirtiyor.

Günün sözü

İŞ HAYATI BİR SAVAŞTIR.

YÖNETİCİ HİÇBİR ZAMAN KARAMSARLIĞA DÜŞMEMELİDİR. ÖNEMLİ OLAN SAVAŞI KAZANMAKTIR

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!