Güncelleme Tarihi:
İZMİR’de düzenlenen 9. Dünya Kongresi’nin ikinci oturumunda konuşan din adamları, dinler arası uyumun dünyanın geleceği açısından son derece önemli olduğunu vurguladı.
Geleceğimiz için
Belçika Eski Dışişleri Bakanı Eric Derycke, dünyamızda dini hoşgörünün vazgeçilmez bir konu olduğunu söyledi. Derycke, “Herkesin kendi tarihi dili dini adetleri düşünce farklılıkları dini ve sosyal değerleri bulunmakta. Karşılıklı olarak birbirimizi anlamaya çalışmazsak, birbirimizin özelliklerine saygı göstermezsek, insanoğlu olarak geleceğimiz tehlikeye düşebilir” dedi.
Bütün kitaplarda
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hamza Aktan şunları söyledi: “Yüce Allah tarafından Hazreti Musa’ya indirilmiş on emir daha önceki peygamberlere de indirilmiştir. Bu emirler Kuran’da da tekrarlanmıştır. Bizlere kutsal kitaplarda güçlü olan haksızın değil, zayıf olan haklının yanında olmamız, paylaşmamız, fakire, dula, yetime, yardıma muhtaç kişilere yardım etmemiz emredildi. Ben buradaki ruhani liderlere sempati duyuyorum. Biz ilahi vahiyin ortak mirasçılarıyız, dolayısıyla ortak çok yönümüz var. Bizim eylem birliği içinde olmamız gerekiyor. Birbirimizi anlayarak ortak hedefler, ortak eylemler aşamasına geldiğimizi düşünüyorum. Nerede haksızlık varsa onların hakkını en önce savunanlar, yardım çağrısında ilk bulunanlar bizler olmalıyız. Bunu başarabilirsek elbette tanrı bizim yanımızda olacaktır.”
Uyum için çalışma
Fener Rum Patriği Bartholomeus, dinde uyumun sağlanmasının siyasal, sosyal ve ekonomik refah için kesinlikle bir ön koşul olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Dinler arası uyumluluğun homojenize olmak anlamına gelmediği bir gerçektir. Yıllar içinde bugüne kadar çatışmaların nasıl meydana geldiğini gördük. Bu gelenekler içinde ve arasında da çatışma olabildi ve bu çatışmalar kimi zaman din çatışmalarına dönüştürüldü. Bunun nedeni inançlar arasında uyum adımlarının atılmamasıydı. Başkalarının inançlarına, özellikle yargılamalarla dönüştürmeye çalışmalarla, müdahaleler oldu. Bunun sonucunda direnç söz konusu oldu, hatta ölümler oldu. Ancak bugüne kadar pek az insan uyum için çalıştı. İnanaçlar arasında uyumun önemi çok büyüktür.”
“Ekümen partiklik” olarak dinler arası uyum için çalışmalar yaptıklarını dile getiren Bartholomeus azınlıkların toplumlar içinde varolmasının topluma katma değer olarak geri döndüğünü de sözlerine ekledi.
Göreve koşarız
Türkiye Hahambaşı Rav Isak Haleve, sosyal ve ekonomik refah için dinlerin katkısını istemenin insanlık adına olduğunu anlattı ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Dinler bilinen yıllardır bu dünyada var, biz din adamları da buradayız, ne zaman ihtiyaç duyulursa nazlanmadan göreve koşuyoruz. Din kurumunun varolmasından bu yana geçen onlarca asırda, din insanlar arasındaki savaşların ana sebebi olarak gösterilebilir, böyle de kabul edilebilir, şimdilerde savaşmak için ise öylesine başka nedenler var ki. Örneğin ekonomik ve sosyal nedenler. Din kurumu artık kendi asli görevine, insanlar arası ahenk, işbirliği sağlamak görevine rahatça dönebilir, gözü de arkada kalmaz. “
Diyaloğun önemi
Toplantının Türkiye’de yapılmasının büyük bir önemi olduğunu söyleyen Türk-Ermeni Patrikanesi Ruhani Meclis Başkanı Başpiskopos Aram Ateşyan da, Türkiye’nin asırlar boyu tüm dinlere beşiklik ettiğini, ülkede insanların hala birlikte yaşadıklarını belirterek, “Gerek dinler arası gerekse kiliseler arası diyaloğun varlığına samimiyetle inanıyoruz. Dinler arası diyalog tüm farklılıkları koruyarak herhangi bir zorlamaya gitmeden ortak meseleleri konuşmak işbirliğini araştırmak olarak nitelendirilebilir” dedi.
Sokağa çıkalım
Türkiye Süryani Katolik Patrik Vekili Korepiskopos Yusuf Sağ da dinler arası diyaloğu arttırmak için bu tür toplantıların yararları olduğunu, ancak yeterli olmadığını, salonlarda konuşmanın yetmeyeceğini, sokağa inilerek en alt tabakadan insanların kavrayabileceği bir dille dinler arası diyaloğun anlatılması gerektiğini dile getirdi.