Güncelleme Tarihi:
Ekim ayı sonunda başlayan zeytinyağı sezonu son sıkımlarını yaşarken, sektörün en önemli sorunlarından taklit ve tağşiş (hileli karışım) konusunda Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi’ne (UZZK) bahar aylarında iletilen 117 şikayet, hala sonuçlanmadı. Sektörün bu üründe de hileli üretim yapan markaların teşhir edilmesi yönündeki beklentileri artarken, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın daha önce internet sitesinde “Gıdada taklit ve tağşiş yapan firmalar” başlığı altında yer verdiği firma listelerinin kaldırılması şok etkisi yarattı. Sektör temsilcileri parti numaralarıyla verilen bu hileli gıdaların en az bir yıl boyunca teşhir edilmesi gerektiğini savundu, ziraat mühendisleri ise Bakanlığın tutumunu “samimiyetsizlik “ olarak nitelendirdi.
İlk adım bal ve sütte
Bakanlığın yeni yasal düzenlemelerle birlikte gıda güvenliğine aykırı davranan firmaları internet sitesinden teşhir etme kararının ardından bal ve sütte ilk adımın atılması taklit ve tağşiş olaylarının çok yoğun yaşandığı zeytinyağı sektörü için de umutları artırmıştı. O dönemde kendilerine gelen 117 şikayeti Bakanlığa bağlı Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü’ne bildirdiklerini aktaran UZZK Başkanı Mustafa Tan, şikayetler konusunda gelinen aşamayı Hürriyet’e anlattı. Ekim ayında Havran’da yaptıkları çalıştayda sektörün en önemli sorunlarından birini taklit ve tağşiş olarak belirlediklerini ve yetkililerle işbirliği içinde çalışma yürüttüklerini vurgulayan Tan, “Artık çok önemli cezalar geliyor. Denetimler sıklaştırılıyor. Önümüzdeki aylarda bu iyice gözle görülür hale gelecek. Bu sorunun muhatabı belli. Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü çok üstüne gidiyor. Önümüzdeki dönemde her tarafa baskınlar geliyor. Ambalajcıdan dökmeye, tankerden depoya, tenekeden markaya. Artık gelişigüzel etiketler, halkı yanıltıcı ifadeler yok” diye konuştu.
Çiftçi: Samimiyetsizlik
Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Ferdan Çiftçi ise denetimlerin artmasının, firmaların teşhir edilmesinin çok olumlu bir adım olduğunu başta da söylediklerini vurgulayarak, “Bizim uyarılarımız olmuştu. Uygulamada eşit davranılmasını, sürekliliğinin sağlanmasını istemiştik. Ancak Bakanlığın bu hayati önemdeki listeleri kaldırmasından anlıyoruz ki, bizim uyarılarımız haklıymış. Bu listelerin ne kadar süre teşhir edilmesi gerektiği tartışılabilir, ancak ister istemez aklımıza ‘Acaba neden kaldırıldı?’ sorusu geliyor. Bir markayı teşhir ediyorsunuz. Sürekli aynı hatayı yapacak değil, ama o ürünlerin tamamen piyasada olmadığını nasıl belirleyebiliyoruz? Bunlar açıklığa kavuşturulmalı” dedi. Çiftçi zeytinyağındaki analizlerin şimdiye kadar sonuçlanması gerektiğini de belirterek “Biz 117 şikayetin iletildiğini Nisan ayında haberlerden öğrendik. Şimdiye kadar sonuçların açıklanması gerekiyordu. Uzun zaman alması çok can sıkıcı” değerlendirmesini yaptı.
Zaman aşımına uğrayamaz
Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Komitesi (ZZTK) Başkanı Metin Ölken de, zeytinyağındaki tağşiş sorununda iyileşme konusunda çok da pozitif olmadığını aktararak, “Tarım Bakanlığı’nın çok ağır yaptırımlar uyguladığına inanmıyorum. Bu işi ne kadar ciddi, bağımsız ve hakkıyla yapıyor,endişem ve soru işaretim var. Sadece firma ve markaları teşhir etmek kadar bunları satanlara da ceza getirmek gerekiyor. Yani hileli bir satış varsa tedarikçi kadar satan zincirler de cezalandırılmalı. Zaten teşhir edilenler ertesi gün başka bir markayla yine üretim yapabilir. Kalıcı çözüm için böyle adımlar atılmalı” dedi. Bakanlığın internet sitesinde listelerin kaldırılmasının da bu düşüncelerini desteklediğini kaydeden Ölken, “Teşhirler marka ve parti numarasıyla yapılıyor. Bu bir süre sonra zaman aşımına uğrayamaz ki. O parti seri numarası ürünlerin belli bir dayanıklılık süresi olduğunu düşünürseniz önümüzdeki 6 ayda da sağda solda o ürünler bulunabilir” diye konuştu.
MARKAYA DİKKAT
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Meclis Üyesi Nejat Özduran, zeytinyağında taklit ve tağşişin büyük ölçüde kesildiğini belirterek, bu konuda üreticinin de payının olduğunu iddia etti. Üreticinin bilinçli olarak düşük kaliteli malı yüksek fiyata satmaya çalıştığını öne süren Özduran, “Markasız alınan ‘köylüden aldım’ denilen yağda hakikaten bir üçkağıt var. Bunu biz işletmelerimizde gözlemliyoruz. Yüksek kaliteyi bize satıyor. Geriye kalanı ayırıyor, bize 1 liraya satacağı yağı tüketiciye 3 liraya satıyor. o yüzden markalı alışveriş yapmak gerekiyor” dedi.
REKOLTE ETKİLİYOR
Zeytindostu Derneği Başkanı Mustafa Alhat, bu sezon zeytinyağında rekoltenin yüksek olmasından kaynaklı taklit ve tağşiş olaylarında göreceli bir azalma olduğunu belirterek, “Şu an için böyle bir sorun yok. Ama devletin denetimlerini her zaman yapması gerekiyor. Bu konularla ilgili eskiden çok başarısızdı. Son yıllarda bizlerin bastırmasıyla kendisine çeki düzen verdi. İstediğimiz seviyeye gelmemiştir. Ama yine de iyi yolda ilerlediğini düşünüyorum. Numune alma konusunda handikaplar olduğunu biliyoruz, ama umuyorum kontroller önümüzdeki dönemlerde daha iyi olacaktır” diye konuştu.