Güncelleme Tarihi:
Urla’da dernekleşen 7 bağcı, hayata geçirdikleri Urla Bağ Yolu projesiyle Yarımada’da alternatif bir turizm hareketi yaratmayı hedefliyor. Urla Bağ Yolu’nun ev sahibi üreticiler, M.Ö. 10. Yüzyılda Ege Denizi sahillerinde kurulduğu hesaplanan İyonya’nın o zamanlar ki adıyla Klazomenai adında 12 kentinden biri olan Urla’da binlerce yıl önce başlayan bağcılık ve şarapçılığa dünya üzerinde hak ettiği yeri geri kazandırmayı amaçlıyor.
DAHA FAZLA HARCIYOR
‘Her adımda tarih var’ sloganıyla başlattığı Urla Bağ Yolu Projesi’nin önceki akşamki lasmanıda konuşan Dernek Başkanı Can Ortabaş, önceden bağların olduğu yerlerin bembeyaz toprak olduğunu anlatarak, “15 yıllık hayalimdi. Burada ağaç bile yoktu. Şimdi ise her yer yemyeşil. Buralarda binlerce yıl önce de bağcılık yapılmış. Biz o geleneği devam ettirmek istiyoruz. Yarımada turizminde yeni bir alternatif yaratacağız. İki yıl önce dernekleştik ve projeye başladık. Bugün bağcılıkta bir turist, 400- 450 dolar harcıyor. Güneş, kum ve deniz turizminin 10- 20 kat üstünde bir ekonomi söz konusu. Ve yaz kış devam eden bir süreç. Yarımada’da önemli bir canlanma yaratacağız” bilgisini verdi.
TOP YEKÜN KALKINMA
üyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ise, “Germiyan’da ekmek, Nohutalan’da kavun, Urla’da enginar, Özbek’te balık festivalleri yaptık ve yapmaya devam edeceğiz. Yerelin kalkınması için her türlü desteği vermeye hazırız. Urla’da Urlalılar konuşur, Çeşme’de Çeşmeliler konuşur ama ben sadece 171 bin hektar Yarımadayı top yekün kalkındırmayı konuşuyorum” dedi.
15 YILLIK BİRİKİM
Özellikle de İzmir için önemli bir gastro-turizm projesi olan ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin hazırladığı Efes-Mimas rotalarıyla örtüşen Urla Bağ Yolu’na Büyükşehir ile Urla belediyeleri de destek veriyor. İzmir Kalkınma Ajansı’da projeye destek veren kurumlar arasında yer alıyor. Urla Bağ Yolu’nun ev sahipleri Urlice, Urla Bağcılık, Mozaik, MMG, USCA, Limantepe ve Urla Bağ Evi, yaşadıkları Urla yarımadasında çevre, köklü tarih ve kültür bilinciyle, yüksek katma değerli üretim yaparak, yurt dışındaki Napa Vadisi, Bordo, Toskana örneklerinde olduğu gibi tarıma ve gastronomiye dayanan, yaşanabilir ve sürdürülebilir bir turizm bölgesi yaratma hayaliyle 15 yıldır çaba sarf ediyor.