Güncelleme Tarihi:
Toplumsal faktörler açısından kadın ve erkeğin geleneksel rolleri, eğitim, yaş, medeni durum, coğrafi köken gibi etkenlerin intihar olaylarında belli doğrultuda süreklilik gösterdiğine dikkat çeken Prof.Dr. Erol Kahveci, şöyle dedi:
"İntihar, yani bireyin kendi istemiyle yaşamına son vermesi, sosyolojik olarak toplumun sosyal, ekonomik ve kültürel açıdan önemli göstergelerinden birisidir. Eğitim düzeyi intihar olayında önemli bir etken olarak gözlenmektedir. 2014 intihar istatistikleri eğitim durumu göreceli olarak düşük olan grupların intihar etme olasılığının yüksek olduğunu göstermektedir. 2014 yılında intihar edenlerin yüzde 37’si okuma yazma bilmeyen, bir okul bitiremeyen ve ilkokul mezunlarından oluşmaktadır. Yüzde 25’Iik kesim ilköğretim mezunu grubundandır. İntihar edenlerin oranı eğitim düzeyi yükseldikçe düşmektedir. Bu oran lise ve dengi okul mezunları için yüzde 20, üniversite mezunları için ise yüzde 8’dir. İlkokul mezunlarının kalifiye olmayan işlerde çalışma olasılığı daha yüksek olduğundan gelir düzeylerinin de düşük olması beklenebilir. Yani, toplumumuzda gelir düzeyi daha düşük olan bireylerde intihar oranları daha yüksektir."
"KADINLAR GENÇKEN, ERKEKLER YAŞLANINCA"
Türkiye’de 2014 yılında intihar eden kadınların yüzde 39’unun 24 yaş ve altında olduğunu belirten Prof.Dr. Kahveci, bu verilerin toplumda genç bir kadın olmanın yıllardan bu yana süren zorluklarını da gözler önüne serdiğini ifade etti. Kadınlarda yaş arttıkça intihar oranının azaldığını, bu oranda erkeklerde tersine bir eğilim gözlendiğini bildiren Prof. Dr. Kahveci, şunları söyledi:
"2014 yılında intihar edenlerin yüzde 74’ü erkek, yüzde 26’sı kadındır. Erkeklerin yaşları ilerledikçe intihar eğilimi artmaktadır. Nedenleri bilinen vakalar içerisinde, hastalık, geçim zorluğu, aile geçimsizliği, ticari başarısızlık gibi durumlar önemli intihar nedenleri olarak gözlemlenmektedir. Geleneksel değerlerin ve cinsiyete dayalı iş bölümünün egemen olduğu toplumumuzda, erkekler evin geçiminde önemli sorumluluklar yüklenmektedir ve toplumumuzda erkelerin bu yük altında ezildiklerini söyleyebiliriz. İntihar edenlerin yaklaşık yüzde 75’inin yaşamlarına son vermeden önce bu eğilimlerini yakın çevrelerine ifade ya da ima ettiklerini görülüyor. Bu durum da pek çok intihar vakasının potansiyel olarak önlenebilir nitelikte olduğunu akla getirmektedir."
İNTİHAR GİRİŞİMLERİ DAHA ÇOK
Prof.Dr. Kahveci, intihar girişimlerinin çok daha yüksek bir düzeyde, intihar vakalarından en az 20 kat daha fazla olduğunu söyledi. İntihar girişimlerinde aile içi sorunların ve şiddetin neden olduğunu aktaran Prof. Dr. Kahveci, istatistiklerin önemli ipuçları verdiğini, intihar eğiliminde olan bireylere psikolojik ve sosyal desteğin verilmesinin önem kazandığını vurguladı.