Hepsi okumuş çocuklar

Düzenli olarak maça gelenlerin 4'te 1'i üniversite, yarısı lise mezunu. Okuma-yazma bilmeyenlerin oranı sadece binde 7. Tribündeki işsizlerin oranı ise yüzde 2.9'la azınlıkta kalıyor.FANATİZM, holiganizm, sporda şiddet olayları, her geçen yıl Türkiye'de gündemdeki yerini genişletiyor... Özellikle son bir-iki sezonda sahadaki futbolun önüne geçen olayların nedenleri ve çözüm yolları televizyon programlarında tartışılırken, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü'nden üç akademisyen geniş çaplı bir araştırma yaparak konuyu bilimsel olarak masaya yatırdı. Yrd. Doç. Dr. Engin Önen, Dr. Ahmet Talimciler ve Araştırma Görevlisi Hasan Şen'in, Göztepe ve KSK'li taraftarları baz alarak yaptıkları araştırmanın ayrıntıları şöyle:448 KİŞİ KATILDITaraftarlık sosyolojik bir olay. Bu nedenle konuya bilimsel bir bakış açısı getirmek lazım. Fanatizm ve holiganizmin sadece taraftarlar ele alınarak irdelenmesi imkansız. Çünkü yönetici, medya, güvenlik güçleri ve fiziksel koşullar da, olayların patlak vermesinde daima önemli rol oynuyor. Bu çalışmada 225'i KSK'li, 223'ü Göztepeli olmak üzere toplam 448 kişiyle konuşup, tribünler hedef alınarak bazı saptamalar yapıldı.YARISI LİSE MEZUNUGenel olarak olayları yaratanlara yönelik klişe benzetme olan ’’Bir avuç çapulcu’’ ibaresinin yanlışlığı, araştırmanın eğitim seviyelerine yönelik bölümünde ortaya çıkmış. Düzenli olarak maça gelen, takımına çok bağlı taraftarların dörtte biri üniversite, yarısı ise lise mezunu. Okuma-yazma bilmeyenlerin oranı sadece binde 7. Bu durumda olayların öğretim seviyesiyle pek ilgili olmadığı sonucuna varılıyor.YÜZDE 32.5'İ ÖĞRENCİAraştırmanın bir başka ilginç verisi ise meslek gruplarına yönelik. Taraftarların yüzde 32.5'lik bölümünü öğrenciler oluştururken, işsizlerin oranı yüzde 2.9 oranında kalıyor. Yüzde 17 esnaf, yüzde 12.8 işçi, yüzde 5.2'lik oranda profesyonel (doktor, avukat vs) çalışanlar var. Buradan elde edilen sonuç, şiddetin iş-güç dinlemeden her yerden çıkabildiği yönünde.YÖNETİMLE BAĞLANTILIAraştırmada, tribünde ciddi bir organizasyonun varlığı da saptanmış. Genellikle maç önceleri alkol, esrar veya hap alma geleneği yaygın. Organizasyonda ön planda yer alanlar, sabıkalı ve her an çarpışmaya yatkın kişiler arasından seçiliyor. Ayrıca lider kadroları da yönetimle direkt bağlantılı. Bu kişiler, maaş artı bilet ayarlama usulüyle çalışıyor. Tribünde etkinleştikten sonra pastane sahibi olan bile var.HAKEM HATALARINA TEPKİAraştırmanın ilginç sonuçlarından biri de küfürle ilgili. ’’Statta yapmayı normal bulduğunuz şey ne?’’ sorusuna, yüzde 22.4'lük bir grup ’’Hakeme küfretmek’’ şekilde yanıt vermiş. Karşı takımın taraftarıyla kavga edilmesi yüzde 70 oranında anormal bulunurken, yüzde 41'lik kesim küfürü normal bulduğunu söylüyor. ’’Sizi en çok kızdıran ne?’’ sorusuna ise yüzde 42.2 oranında hakem hataları, yüzde 23 oranında ’’Küfür’’ denilmiş. POLİS ÇOK SERTTaraftarın en şikayetçi olduğu kesim ise emniyet güçleri. Yüzde 57 gibi önemli bir kesim, polisin gerektiğinden sert olduğu düşüncesinde birleşiyor. İzmir'deki maçlarda polisin aşırı sert müdahalede bulunduğu, deplasmanda aynı durumun olmadığı belirtiliyor. Polisin durumu da sağlıklı değil. Bütün hafta çalışan polisin, fazla mesai ücreti almadan 5 saatini maçta geçirmesi, onu öfkeli hale getiriyor. İki öfkenin karşılaşması da kötü olaylara zemin hazırlıyor.YÜZDE 15.7'Sİ UMUTSUZÇözümün ne olabileceği sorulduğunda, klasikleşen ’’Eğitim-bilinç’’ yanıtı yüzde 29.6'lık oranla başı çekiyor. Yüzde 15.7'lik grup umutsuz olduğunu ifade ederken, yüzde 14 oranında güvenliğin artırılması, yüzde 4.3 oranında ise polisin tutumunu ılımlı hale getirmesi dile getirilmiş. Futbol Federasyonu ve hakemlerin düzelmesi düşüncesi yüzde 6.5'lik katılım bulmuş. Tel örgüler arkasında olmanın da şiddet eğilimini arttırdığı belirtilmiş.