Hemşeri dönemi

Güncelleme Tarihi:

Hemşeri dönemi
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 08, 2000 00:00

Haberin Devamı

İZMİR Devlet Tiyatrosu'nun ilk tur oyunları şunlar:

10 Ekim - ‘‘Bir Ceza Avukatının Anıları’’ Yazan: Faruk Erem, Yöneten: Kazım Avşar.

19 Ekim - ‘‘Topuzlu’’ Yazan: Hidayet Sayın Yöneten: Yıldız Kültür

1 Kasım - ‘‘Anılarla Yaşamak’’ Yazan: Recep Bilginer Yöneten: deniz Akel

16 Kasım - ‘‘Terzi’’ Yazan : Slawomir Mrozek Yöneten: Bülent Arın

19 Kasım - ‘‘Dört Albayın Aşkı’’ Yazan Peter Ustinov Yöneten: Kartal Tibet

Yeni dönemde, geçen sezon sahnelenen ‘‘Kırkından Sonra’’ ile iki çocuk oyunu ‘‘Sihirli Keman’’ ve ‘‘Akıllı Soytarı’’ da programa alındı.

İZMİR Devlet Tiyatrosu Müdürlüğü'ne atanan Mustafa Şekercioğlu göreve başladı. İzmir Devlet Tiyatrosu ile 1957'de tanışan Şekercioğlu, en son iki ay önce, ‘‘Catherina Blum'un Çiğnenen Onuru’’ adlı oyunla turneye gelmiş.

KÖKLÜ bir tiyatro eğitimi alan ve başta müzik sanatın her dalıyla ilgilenen Şekercioğlu ile söyleşiye gittiğimizde İzmir'i ve tiyatroyu çok seven, sıcak ve samimi bir sanatçıyla karşılaştık. İnandık ki, İzmir'de bu sezon tiyatro adına güzel şeyler olacak. İşte sohbetimizden yansıyanlar:

ŞEKERCİOĞLU 2 Aralık 1941 İzmir doğumlu. Atatürk Lisesi'nde okurken, İzmir Devlet Tiyatrosu bünyesinde bir çocuk tiyatrosu kurulması için açılan sınava, sadece şansını denemeye giriyor ve kazanıyor. Bu tanışma onu İzmir Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü, Ankara Devlet Konservatuarı'na götürüyor. Müzik, şan, bale ve flüt eğitimi de alan Şekercioğlu, müzikal ağırlıklı 100'ün üzerinde eserde oynuyor, 4 de oyun yönetiyor.

Altyapı sorunu

İZMİR Devlet Tiyatrosu'nun salonlarının sahne olanaklarının son derece kısıtlı, koltuk sayısının az olmasından yakınan Şekerçioğlu, ‘‘Bu şartlarda atılım yapmak güç’’ dedi. Teknik kadronun çalıştığı atölye ve depoların çok kötü durumda olduğunu da belirten Şekercioğlu, şartları değiştirmek için yoğun çaba içine girdiğini anlattı.

YENİ dönem repertuvarının kendisi gelmeden belirlendiğini söyleyen Şekercioğlu, ‘‘Tabii joker hakkımız var. Bunları müzikallerden yana kullanmak istiyorum. Biri gençliğe, diğeri tüm seyircilere hitap edecek iki müzikal sahnelemeyi hedefliyorum. İzmir'deki bütün salonları gezdim. Orkestra çukuru olduğu için Sabancı Kültür Merkezi müzikallere uygun. Bu durumda da kira sorunu gündeme geliyor. Devlet tiyatroları bilet üçretlerini son derece düşük tutuyor. Elinizdeki en büyük salon 500 kişilikse, siz seyircinizi bir milyon liradan davet ediyorsanız, bilet gelirini günlük kiraya yatıracaksınız demektir. Bu durumda büyük prodüksiyonlar sahnelemek hayal olur. İzmirli sponsorların, en azından salon sorunumuzu çözecek desteği sağlamasını diliyorum’’ dedi.

Ortak eserler sahnelensin

İZMİRLİLERİN müzikalleri sevdiğini belirten Şekercioğlu, Devlet Opera ve Balesi'ne ortak eserler sahnelemeyi önerecek. Şekerçioğlu, ‘‘Biz 63 sanatçımız, 90 teknik elemanımız ve memurumuzla bize verilen emeğin karşılığını İzmir'e ödemek zorundayız’’ dedi .

ÇAĞDAŞ dünyada, sahnelerin teknik olanaklarının oyunun yüzde 60-65'lik yükünü sanatçının üzerinden aldığını anlatan Şekercioğlu, ‘‘Bizdeki koşullarda yükün yüzde 90'ı sanatçının üzerinde. Bu durumda da ancak 1950'lerin tiyatrosunu yapabilirsiniz. İzmir'in geniş teknik olanaklara sahip, modern ve büyük salonlara ihtiyacı var’’ dedi.

Bir yıldız daha kaydı

TÜRK Tiyatrosu çok genç bir emekçisinin acısını yaşıyor. Onu sahnede izleyenler için Mehmet Büyükağaoğlu, değerli bir sanatçı, iyi bir tiyatrocuydu. Benim ve Güzel Sanatler Fakültesi'ndeki dönem arkadaşlarım içinse çok başka bir anlam taşıyordu. O hocamızdı, dostumuzdu, arkadaşımızdı.

Onları, sanatları yaşatıyor

DERSİNE girsin girmesin, Türkiye'nin en çalkantılı günlerinde sanat eğitimi almak için çevresinde toplanmış idealist gençlere hoca ve insan olarak çok şey öğretmişti. Gidenin ardından yazmak zor. Ayrılık acısından çok, belki de ona söylemek isteyip de söylemeyi ihmal ettiğimiz duyguları ardından anlatmanın acısı koyuyor insana. Ama sanatçılar ölmüyor. Hele eğitimciler hiç ölmüyor. Onların eserleri, el verdiği gençler yitip gitmelerine, unutulmalarına izin vermiyor.

Köyde kitap tanıtımı

ÖYKÜ yazarı Rengin Bingöl ilk kitabı Galefir'i Edremit'in Tahtakuşlar Köyü'nde tanıtacak. Yaşamında en büyük manevi destiği Tahtakuşlar'dan aldığını ve köyü çok sevdiğini söyleyen Bingöl, ‘‘Kendimi orada doğmuş kabul ediyorum. Kitabımın da orada okuyusuyla buluşmasını istedim. Alibey Kudar ve ailesi bana bu konuda da destek oldu. O gün Cihat Aşkın'ın öğrencisi genç keman sanatçısı Öykü Gürman köyde bir resital verecek. Sabaha kadar köyde keman çalınsın istiyoruz’’ dedi.

KİTABININ isminin sadece ‘‘Galefir’’ olabileceğini söyleyen Bingöl, ‘‘Kitabı okuyanlar bunun neden böyle olduğunu da anlayacak’’ dedi.

Eleştirileri ve öyküleriyle tanınan Bingöl'ün ilk kitabıyla tanışmak isterseniz 9 Temmuz Pazar Günü Tahtakuşlar Köyü Etnografya Müzesi'nde olun.

Şensoy Ege’de

HER oyunu olay olan Ferhan Şensoy, ‘‘Ferhangi Şeyler’’ ve ‘‘Felek Bir Gün Salakken’’ adlı oyunlarıyla Ege'de. Ülkemizin normal hallerini anlatan Ferhangi Şeyler, bugün Kuşadası, 10 temmuz'da Bornova, 12 Temmuz'da Karşıyaka, 15 Temmuz'da Datça'da sahnelenecek. Bir yazarın öyküsünü anlatan Felek Bir Gün Salakken adlı oyun 11 Temmuz'da Bornova, 13 Temmuz'da Karşıyaka'da seyirciyle buluşacak.

Sezen Çeşme’de

SON albümü ‘‘Deliveren’’ ile listeleri alt üst eden sezen Aksu, yaz turnesine bugün Çeşme Açıkhava Tiyatrosu'ndaki konserle başlıyor. Saat 21.00'de sahneye çıkacak sanatçı tutkulu şarkılarıyla yine buyüleyecek. Aksu ikinci konserini 9 Temmuz'da Marmaris Açıkhava Tiyatrosu'nda verecek, daha sonra Antalya, Bursa ve Altınoluk'a gidecek.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!